Belediyeler ve rant / Niyazi Koç yazdı
Yerel yönetimler seçimlerinin ardından yaklaşık üç aya yakın bir dönem geçmesine rağmen birçok Belediye Başkanı Belediyeleri ağlama duvarına çevirdi.
Daha göreve başlamadan enkaz edebiyatına başlayanlar ilk önce yakınlarını en yakın arkadaşlarını köşe başlarına yerleştirerek işe başladılar.
Belediyeler hizmet makamı mı yoksa ulufe dağıtma yeri midir?
Bazıları da sessiz kalarak bu kervana katılmışlardır.
Binlerce aday içerisinde seçilerek göreve gelenler kent rantlarına ve ihale kayırmacılığına gözlerini dikmiş durumdalar.
Halk için seferberlik sözü ile göreve gelenlerin halk umurlarında bile değil.
Çünkü;Siyasi köşe kapmacılık, her türden alicengiz oyunları,tehdit ve şantajlar,kirli pazarlıklar ile paylaşılan Belediye kadroları,ısmarlama habercilik,televizyonlarda yayınlanan reklam spotları gibi durumlar Belediyeciliği hizmet kapısı değil rant kapısı haline getirmektedir.
Geldiğimiz durumda BİT denilen Belediye iştiraklarını arpalık haline getirenler Belediyeleri KAMU kurumu gibi değil şirket gibi yönetmektedirler. Kamu mallarını ve kamu hizmetlerini özelleştirdiler.
Belediyelerin çevresini komisyoncu ve ihaleciler sarmış durumda.
Halka hizmet kullanılması gereken kurumlar yerli ve yabancı şirketlere,ihale mafyalarına, kayınçolara, bacanaklara ve yeğenlere dağıtılıyor.
Aslında ekonominin kara deliklerinden sayılan Belediyelerin bu tarz çalışmaları aslında Türkiye için Milli Güvenlik sorunudur. Birçok belediye tasarruf genelgesini bahane ederek yerel medyaya sırt çevirmiş durumda.Seçim öncesi yapılan harcamaların Belediye bütçelerini kevgire çevirdiği de bilinmektedir.Seçim öncesi yapılan reklam harcamaları,konserler ve sözüm ona şenlikler ile bolca yapılan reklamların harcamalarının bedelini kimler ödedi acaba?
Enkaz edebiyatı yapan,kasa bomboş diyenler geçmişe yönelik harcamaların nasıl yapıldığı ve yapılan usulsüzlüklerin hesabını soracaklar mı acaba? Yoksa yapılan açıklamalar sabun köpüğü olmaktan öteye gitmez.
Önceki dönemde yapılan imar yolsuzluklarına,rantçılara verilen tavizlerin hesabı sorulacak mı yoksa aynı düzen farklı şekilde devam mı edecek.Önceki dönemlerin devam edeceği konusunda ciddi endişeler oluşmaktadır.
Belediyelerimiz rant düzeni içerisinde çırpınırken sistemle veya düzenle hesaplaşırken bir direnç ve dayanak noktası olamaz.
Küresel merkezlerden dayatılan Büyükşehir yasası muhtarlıkları işlevsiz hale getirmiş ve belde belediyeciliğini kaldırmıştır.Köylü,kasabalı ve mahalleli siyasetin dışında bırakıldı.
Büyükşehir yasası ile birlikte köy ve mahalle yönetimini halkın elinden aldı.Belediyelerimizin kilometrelerce uzağında ki kent mafyalarına ve rant çetelerine verildi.
Bu yasa ile köylerimize, meralarımıza, tarlalarımıza, ormanlarımıza ve kıyılarımıza ve plajlarımıza el koydular. Yine bu yasa ile Büyükşehir Belediye Başkanlarına adeta derebeylik yetkisi verilmiştir.
Belediyeleri şirket gibi yöneten rantçı anlayış sürdürülemez durumdadır.