Dolar 34,5043
Euro 36,1845
Altın 2.980,00
BİST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 22°C
Parçalı Bulutlu
Adana
22°C
Parçalı Bulutlu
Cts 14°C
Paz 12°C
Pts 14°C
Sal 14°C

Bir Zamanlar Adana

Bir Zamanlar Adana
7 Temmuz 2024 18:38
A+
A-

Evet, bir zamanlar Adana’yı özlememek ve hatırlamamak mümkün mü? Özellikle 12 Eylül sonrası ekonomide uygulanan serbest piyasa ekonomisi, köylerden şehirlere yoğun göç, artan nüfus ile birlikte hızla kapanan veya kapatılan fabrikalar, iflas ettirilen devasa kooperatifler, özelleştirme adı altında yağmalanan kamu kurumları, imara açılan tarım arazileri, ortaya çıkan mafyatik yapıların sonucu bugünlere geldik.

Bir zamanlar şehrin dört bir yanında işçi servisleri kalkar, fabrika bacaları tüterdi. O zamanların Çukobirlik gibi çiftçi dostu tarım kooperatifleri siyasilerin arpalığı haline dönüştürüldü. Binlerce işçinin çalıştığı TEKEL fabrikası elden çıkarıldı. Sümerbank iflas ettirilerek araziler yok pahasına satıldı. Sadece Türkiye’nin değil Dünyanın önde gelen fabrikalarından Güney Sanayi bir şekilde iflas ettirildi ve o araziler yok pahasına elden çıkarıldı. Yine Karataş yolundaki PAKSOY fabrikası kapandı ve bugün harap olmuş şekilde bekliyor. Bu seriyi uzatabiliriz.

Büyük değişim ve dönüşüm safsatası ile koca bir şehir geçmişinden kopartıldı, hatıraları yok edildi ve şehrin hafızası kayboldu. Koca bir şehir üretimden kopartıldı, sokaklarında mutsuz ve umutsuz insanların çaresizce dolaştığı ve her türden yasa dışı oluşumların kol gezdiği, işsizliğin yanı sıra yoksulluğunda en acı biçimde yaşandığı bir şehir haline getirildi.

Şimdilerde ise sokaklarında her gün cinayetlerin işlendiği, torbacıların kol gezdiği, mafyatik yapıların bizzat hayatın içerisinde olduğu, insanların huzursuz olduğu bir şehir haline geldi ne yazık ki.

Şehrin ana caddelerinin mafyatik yapıların kontrolündeki seyyarların işgalinde olduğu, kaldırımların işyerlerine dahil edildiği, gücü yetenin veya adamını bulanların köşe başına büfeler kondurduğu, Baraj gölünün etrafının yağmalandığı günleri yaşıyoruz.

Şehir içi ulaşım ise tam bir felaket, dolmuş ve özel halk otobüslerinin insafına terk edilmiş durumda, trafik keşmekeşliği ise devam ediyor.

Bütün bunlar olup biterken şimdiye kadar şehir yönetenler ise idari-i maslahatçık yapmaya devam ettiler. Yerel yöneticiler günlerini doldur boşalt faaliyetler ile devam ederken siyasilerde havanda su dövmeye devam ettiler ne yazık ki gerçek bu.

Peki ya çözüm?

Şimdi herkesin şapkasını önüne koyup eteğindeki taşları döküp özeleştiri yapma zamanı değil mi? Bu yıkımı durdurmak, şehrimizi yeniden canlandırmak için hepimize görev düşüyor. Sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, siyasi partiler ve en önemlisi Adana halkı olarak el ele vermeliyiz. Şehrimizin geçmişinden ilham alarak geleceğe dair umutlu bir vizyon oluşturmalı ve bu doğrultuda adımlar atmalıyız. Birlikte hareket edersek, Adana’yı yeniden güzel günlere kavuşturabiliriz.

Unutmayalım: Adana’nın geçmişi unutulmayacak kadar değerli, geleceği ise umutlarla dolu.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.