5 Ocak Devlet Hastanesi sınıfta kaldı

Sözcü Gazetesi Bölge Temsilcisi Mehmet Serbes, Adana 5 Ocak Devlet Hastanesi’ni kaleme aldı ve yaşanan olumsuzlukları eleştirdi.

“5 Ocak Devlet Hastanesinde şikayetler diz boyu
Adana, sağlık hizmetlerinde birkaç yıl öncesine kadar parlak günler yaşıyor, Türkiye’nin sağlıkta “parlayan yıldızı” olarak gösteriliyordu. 
Hatta Ortadoğu ülkelerine yakınlığı nedeniyle, sağlık turizminde ön planda oluşuyla gündeme geliyordu. 
Ancak son birkaç yıldır, sağlık tesislerinden ciddi yakınmalar geliyor.

Bunlardan, Balcalı Hastanesi’nin depremden dolayı hizmet verememesi yüzünden hastaların diğer sağlık kurumlarına dağılmasının getirdiği yoğunluk ve Suriyeli nüfusun hastaneleri daha da kalabalıklaştırması yüzünden olanlarını anlayabiliriz. 
Ancak Yeşiloba’da bir buçuk yıl önce hizmete giren 5 Ocak Devlet Hastanesi, gibi yeni bir hastanenin yoğun şikayetlere maruz kalması, yukarıdaki sebeplerin hiç biriyle açıklanamaz.

Yeşiloba’daki 5 Ocak Devlet Hastanesi bölgenin sağlık umudu olarak açılmıştı.
Buraya en yeni cihazlar, kadrolar atandı.
Fakat aradan geçen bir buçuk yılda hastane birçok açıdan içler acısı hale dönüşmüş.
Size aşağıda, bana gelen şikayet mesajlarından ve yerel gazeteci arkadaşlarımın notlarından özetler sunacağım.

Bakın hastane nasıl bir durumdaymış:
Bir kere yoğun bir klima sorunu olan hastanede, birçok bölümde klimalar çalışmıyor, İdari kat ve teknik birim hariç hastanenin hiçbir noktasında klimalar çalışmıyor diyenler var.
Hastanenin  birçok yeri çöp yuvası mikrop yuvası, temizlik personeli çalışmıyor, güvenlikler konulara müdahale edemiyor, olay çıkıyor, güvenliklerin hepsi geride duruyor
Asansörler bozuk. Hastanenin tamamındaki tüm asansörlerden sadece iki kanat asansörün sadece bir tanesi çalışıyor ve vatandaşlar sık sık bozulan asansörlerde kalıyorlar.
Elektrik kesintisinden dolayı ameliyathane sterilizasyonunda sıkıntı çıktığından ameliyatların aksadığından bile söz ediliyor. 
Aralarında doktor ve hemşihrelerin bulunduğu hastane personeli, whats app gruplarında şöyle ilginç mesajlar atıyorlar:

“KBB polikliniğinde buharlaşıyoruz.  “, “Şu an muayene eldiveni giyemeyecek durumdayım. Her şey yapış yapış.”, “ Hastalar 5 dk durup çıkmalarına rağmen, bu durumun mağduru değil de sorumlusuymuşuz gibi bizimle konuşmaya başladılar.”, “ Benim odam saat ilerledikçe güneşe daha çok maruz kaldığı için daha kötü olacak. Bu şekilde hizmet vermemiz maalesef çok gerçekçi olmayacak. Bizim tedavi ihtiyacımız doğunca hastalar nasıl hizmet alacak?”,  “Bu sıcak polikliklerde çalışmak mümkün değil, lütfen acil çözüm düşünelim. Evden vantilatör getirttim, kontrole çağırdığım hastalara bakabilmek için., “Klima tamiri yapılamıyorsa da başka bir çözüm bulunmasını talep ediyorum”, “ Pollerin (polikliniklerin)  içi durulacak gibi değil,” Nasıl öğleyi getireceğim bilemiyorum, öğleden sonra kapatmayı düşünüyorum polikliniği, nefes alınacak gibi değil…”
Evet, bu yazışmalar doktor, hemşire ve hastane idari personelinin yakınmalarını kapsıyor.”

Ya bir de hastaların ve hasta yakınlarının yakınmaları dinlesek:
Hastalar ve hasta yakınları, hastanede yaşanan ciddi sağlık hizmetleri krizini anlatarak, sağlık çalışanlarının ilgisizliği ve hijyen eksikliklerini can alıcı detaylarla dile getiriyorlar.
Bir hasta yakını, “Hastanede salgın virüs olmasına rağmen tuvaletlerde temizlik yok. Lavabolarda sabun bile bulamıyoruz. Hijyen sıfır!” diyerek isyanını belirtiyor. 
Acil serviste yüzlerce hasta arasında sadece bir doktorun bulunduğunu belirten bazı hasta yakınları, “Doktorlar ilgisiz. Hastalar saatlerce sıra bekliyor, muayene olamıyor” diyor.
Bir hasta, “Sabah saat 8’de geldik, ancak 8.40’ta röntgen çektirebildik. Sonrasında saatlerce beklememize rağmen hala muayene edilmedik. ” diyerek yaşadıkları mağduriyeti anlatıyor.
Hastane içerisindeki temizlik sorunlarına dikkat çeken bir hasta yakını, “Yeni olmasına rağmen hastane adeta bir pislik yuvası. Yatak çarşafları kirli, lavabolar leş gibi. Hijyen kuralları hiç uygulanmıyor” ifadelerini kullanıyor.
Bir başka hasta, “Randevum saat 10.30’daydı ama saat 13.30’a kadar muayene olamadım. Doktorlar randevu saatlerine uymuyor, yerler toz içinde. Bu durum artık dayanılmaz bir hal aldı” şeklinde tepkisini dile getiriyor.
Öte yandan hastane personeli bütün bu durumlardan idarenin haberi olduğunu ancak hiçbir önlem almadıklarını, elektrik kesintisinin ise Toroslar EDAŞ’tan değil hastanenin ünitelerinden kaynaklandığını söylüyorlar. 
Bu arada “Başhekim için yeni oda yaptırılmıştı ama beğenmeyin odasını sıfır mobilyalarla donattı “diyen de var…
Mesela vatandaşların çok ihtiyaç duymasına rağmen Palyatif servis açılmaması da bu ilgisizliğin bir sonucu imiş…
Daha neler neler söyleniyor…

Ben de şimdi Adana İl Sağlık Müdürü Dr.Halil Nacar’a buradan söylemek istiyorum:
Sayın Halil Nacar, siz Adana’da sağlık konusunda, yazımın başında söylediğim atılımları yapan ekibin liderlerinden biriydiniz. Sizin gerek SSK (Aşkım Tüfekçi) gerekse Sağlık Müdürü olarak Adana’nın sağlık sektörüne katkılarınız inkar edilemez büyüklüktedir. Ayrıca sizin ne kadar özveri ile çalışan ve halkla yakın olduğunuzu da biliriz.
Zaten bu özellikleriniz nedeniyle partiniz de sizi Yüreğir Belediye Başkan adayı yapmıştı.
Ama kısmet değilmiş olmadı. 
Belki Adana için daha da hayırlı oldu.
Çünkü sizin gibi deneyimli bir sağlıkçının Adana gibi sorunlarla dolu bir kentin sağlık –sisteminin başında olması gerekiyordu.

Fakat sanırım, sizin siyasi adaylık çalışmalarınız sırasında meydanı boş bulup, işi serenler olmuş. 
Bu şikayetler bunu gösteriyor. 
Belli ki, tüm bunları yeniden gözden geçirecek zaman bulamadınız.
Ya da haberiniz olmadı. 
İşte o zaman ben de buradan bu şikayetleri ileteyim size sevgili doktorum.
Belli ki 5 Ocak Devlet Hastanesi’ne şöyle bir uğramanız gerekiyor.
Sonrası mı?…
Sonrasını en iyi siz bilirsiniz…
Ancak Adana’nın sağlık kurumları açısından son aylardaki gidiş…
İyi gidiş değil…
Hadi size kolay gelsin…