Maskeli Balo mu?
DOĞUKAN ALTAY
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı, anlaşılamadığı bir dönemden geçiyoruz.
Önemli boyutta risk taşıyanlar ve sistemi oluşturan kurumsal yapı gücünü ve belirleyebileceğini korumak adına kitlelerin bilincini bulandırmaya, yeniden formatlamaya çalışıyorlar.
Algılar ve refleksler şaşkınlık yaratan yapaylıklar yolu ile kontrol altına çalışılıyor.
Yapay gündemler yaratılarak, olgular değiştirilerek, gerçeğe uygun olmayan senaryolar yazılarak kitlelerin bilinci bulandırılarak, teslim alınmaya çalışılıyor, toplum adeta Maskeli Balo’nun seyircisi durumunda.
Koskoca bir millete tuzaklar kuruluyor, koca bir ülke hedef tahtasında emperyalizm dört bir yandan birliğimize ve bütünlüğümüze saldırıyor.
Milletimizin yalan bombardımanı altında bilinçleri ile oynanıyor. Yerli işbirlikçileri sahneyi hazırlamakta milleti seyirci haline getirmeye çalışıyorlar.
Tuzaklar kuruluyor, iyimser senaryolar yazılmakta ve bu yolla suistimal kanalları açılmaktadır. Taktik hamlelere uygun maskeler takılmış gerçek stratejiler anlaşılmasın diye.
Gerçeklere uygun tercihlere gidilmesi engelleniyor.
Koca bir milleti aptal yerine koyma alışkanlığından kurtulamayanlar ağırlaşan sorunları çözmek yerine saklamayı, ötelemeyi tercih ediyorlar.
Koca bir milleti yeni senaryolar anlatarak,yapay sorunlar çıkartarak yeni masalların arkasına saklanarak önemli bir fırsatmış gibi pazarlamayı sürdürüyorlar!.
Koca bir millete gerçekleri anlatmak yerine, kendi yarattıkları yapay gündemleri dayatmaktalar. Gerçeğin farkına varıldığı zaman da kandırıldık, aldatıldık söylemlerine sarılanlar Maskeli Balo’nun bir parçası olmuyor mu?
Kendi çıkarları gereğince, bu insanlık dışı oyuna alet olanlar, ortak olanlar bu Maskeli Balo’nun bir parçası değil midir?
Düzenin hakimleri.. Düzenin muktedirleri kendi statükolarını korumak ve devam ettirmeye çalışıyorlar ve olmayacak işlere “Amin” diyerek destek vermeye çalışıyorlar.
Dünyadaki ve ülkedeki gelişmelerin farkında olanlar ve bu kesimleri temsil edenler düzeni ve statükoyu yeniden kendi lehlerine değiştirmeye çalışıyorlar.
Okların yaydan çıktığını, dip dalganın giderek kabardığını onlar da görüyorlar. Bundan dolayı da yeni senaryolar yolu ile yeni umutlar yayarak bu gidişatı yavaşlatmaya çalışıyorlar.
Son bir umut ile muhtemel sonuçları kendi lehlerine çevirmeye, farklılaştırmaya çalışıyorlar.
Geniş kesimlere “narkoz” verilerek, ancak bu gelişmeler muhtemelen geciktirilebilir fakat gerçekleşmesi de kaçınılmaz bir hale gelir!..