Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 13°C
Hafif Yağmurlu
Adana
13°C
Hafif Yağmurlu
Paz 13°C
Pts 14°C
Sal 16°C
Çar 17°C

Organize perakendecilik mi, yoksa “Organize İşler” mi?

10 Şubat 2021 11:54 | Son Güncellenme: 28 Eylül 2021 13:58
A+
A-

Salgın sonrasında  yaşadığımız günlerde  başta Ayçiçek Yağ’ı olmak üzere temel gıda maddelerindeki  fiyat artışları   aslında  geçmişten  beri gelen yanlış ekonomik politikaların sonucudur aslında.

24 Ocak ekonomik kararlarının ardından serbes piyasa ekonomisine   geçilince iç piyasalarımız  yabancı  tekellerin ürünlerine açılmıştır.

Tüketim alışkanlıklarını değiştirmekle  işe başlayan bu tekeller giderek üretim sürecinde de ciddi anlamda  söz sahibi olmuşlardır.Satın almalar  ve ortaklıklar ile de bu süreç  hızlanmıştır.

İkinci aşamada ise dağıtım ağlarını ele geçirecek ve yönlendirecek süreci başlatmışlardır.İç piyasadaki dağıtım ağlarına sistematik şekilde  hakim olan bu güçler karlılık  sürecine de  müdahale ederek piyasaları kendi çıkarlarına  uygun hale  getirmişlerdir.

Dağıtım ağlarına hakim olan güçler giderek pazara yön verme aşamasında pazarın kendisini de ele geçirme çabaları sonucu  yerli esnaf   giderek güçsüzleştirilerek  kendi satış ağlarını da  oluşturarak iç  piyasada elde edilen kar’ların  tekellere   ve çok uluslu fonlara aktarılmasının yolunu açmışlardır.

Bugün geldiğimiz  durumda  üretimin ve dağıtımın önemli oranda bu yabancı fonların denetiminde olan ve kendilerini organize perakendiciler olarak sunanlar aslında  büyük bir organizasyonun parçalarıdır.

İlk önce üretim sürecin de  söz sahibi olanlar daha sonra dağıtım kanallarının da yönetimini ele geçirmişlerdir.

 Tüketiciye  ulaşma kanallarını ele geçirenler    ucuzluk mağazaları adı  altında  tüketici ile  buluşmayı da tamamlayarak piyasalara hakim olma sürecinde önemli  mesafeler almışlardır.

Piyasalara  hakim olan bu güçler hem üreticiden ürünleri satın alma sürecinde hem de tüketiciye satma  sürecinde istedikleri fiyatları   dayatabilmektedirler.

Üreticiler bu süreçte  giderek  bunların  tedarikçisi konumuna gelerek  kar’sızlık  çıkmazına girmişlerdir.

Tüketiciler ise belirli süreçte  bu organize mağazaların müşterisi haline gelirken  yüzlerce yerli esnafta müşterilerini kaybederek yok olma sürecindeler.

Ucuzluk mağazaları  adı altında piyasalara yön veren bu güçler geldiğimiz noktada  aslında  hem üreticileri hem de  tüketicileri almış oldukları kıskacta ezmeye  devam ediyorlar.

Bunda en büyük eksiklik yıllardan beri perakendecilik yasasının bir türlü çıkartılamamış olmasıdır.

Organize perakendeciliğin  nasıl organize işlere  dönüştüğünün  hazin bir hikayesidir aslında yaşananlar.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.