Dolar 34,4893
Euro 36,2531
Altın 2.960,48
BİST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 17°C
Hafif Yağmurlu
Adana
17°C
Hafif Yağmurlu
Cum 22°C
Cts 14°C
Paz 13°C
Pts 14°C

Yerel Yönetim Modeli var mı? / Niyazi Koç yazdı

7 Kasım 2021 15:00
A+
A-

Yerel seçimler, hiçbir zaman sadece yerel seçimlerden ibaret olmadı.

Yerel seçimleri kazanan siyasi partiler, rakip konumda olsalar da yerel yönetimlerdeki uygulamalarda iki ortak noktada birleşmektedirler.

İlki; kendine özgü bir yerel yönetim modeline sahip olmamak ve yerel yönetimleri siyasetin finansmanı olarak kullanmaktır.

Aslında her siyasi partinin bir ideolojisi ve programı vardır.

Aday olanlar da bu programı uygulamak ve yaşama geçirmek için aday olurlar.

Seçimlerde kim aday olursa olsun, program değişmez.

Seçilen kim olursa olsun, yapılacak iş bellidir.

Hangi parti kazanırsa kazansın, yapılması zorunlu olan hizmetler vardır.

Çöplerin toplanması, imar planları yapmak, park ve bahçe düzenlemeleri yapmak, su aboneliği gibi her belediyenin yapması gereken hizmetlerdir. Eğer bir belediye bunları tam olarak yapamıyorsa da siyasi kimliğinden değil, başkanın beceriksizliğindendir. Olmayan ise, yerel yönetim  modelinin  olmamasıdır.

Model dediğimizde anlatılmak istenilen şey, standart hizmetlerin ötesinde belediyecilik hizmetlerini belirleyen, onların arkasındaki ideolojik varsayımlardır. Örneğin; Bireysel çıkar ile toplumsal çıkar karşı karşıya kalındığında hangisi tercih edilecektir.

Çok sık kullanılan “insan merkezli” belediyecilik ne demektir? “Birlikte başaracağız” diyerek eşi, dostu, kızı ve damadı belediyede yetkili kılmak ne demektir? Meydanlarda bedava çorba dağıtmak mıdır?

Yoksa günlük rutin işleri reklam ederek büyük başarıymış gibi kamuoyuna anlatmak mıdır? Yoksa cami önlerinde tatlı dağıtmak mıdır?

Yoksa belediye olanaklarını kullanarak parti yönetimini ele geçirmek midir?

Yoksa kişisel egolarını tatmin etme yerimidir belediye başkanlığı.

“Ortak akıl” adı altında yandaşlara kamu çıkarlarını peşkeş çekmek midir?

Yoksa yandaş medyaya para aktarmak mıdır?

Belediyelerin temel görevi, yaşayanların günlük yaşamlarını rahatlatmak için gerekenleri yapmak değil midir?

Nerdeyse bütün belediyeler sosyal belediyecilik yarışındalar.

Bundan ne anlamalıyız? Yoksa bütün belediyeler sosyal demokrat oldu da haberimiz mi yok. Yoksa sosyal devletin tasfiye edilmesinde ortak sorumlulukları mı var?

Yoksa gittikçe artan yoksulluğu belediyeler eliyle sadaka dağıtarak çözüm getirmede ortak bir davranış mı gösteriyorlar?

90’lı yıllarda muhafazakarların başlattığı iftar çadırları, ücretsiz toplu ulaşım ile yarattıkları fark kısa zamanda diğerleri tarafından benimsenerek rekabet eşitliği sağlanmış oldu.

Bu durum ideolojik-siyasi bir “Yerel Yönetim Modeli” değil, yoksulluğu denetim altına almak ve deveyi havudu (semeri) ile götürenlere şükran duyulmasını sağlamaya yönelik sistem içi bir çözümdür.

Zaten bu uygulama, bütün partilerce de iyice kavranmıştır. Belediye başkanları için söylenen; “Çalıyor ama çalışıyor” ahlaki çöküşüne ortaklaşa yapılan algı da neo-liberal belediyecilik modelinin bir eseri olarak ortaya çıkmıştır.

Geride kalan farklar ise siyasi yerel yönetim modelleri değil  başkanların kendi kişisel vizyonları ile ilgilidir. Örneğin Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir de kazandığı başarı,CHP tarafından bütün belediyelerde uygulanması gereken bir modele bir standart da dönüştürülmüyor.

Sadece kişisel başarı sınırları içerisinde kalıyor.Çünkü ortaya konulan farklı bir ideolojik-siyasi  bir iddia yok.

Diğer ortak nokta ise,yerel yönetim rantlarının siyaset ve belediye başkanlarının siyasi gelecekleri için finansman yaratmak için kullanılmasıdır.

Belediyeler parti merkezlerini finanse etmenin yanı sıra genel merkeze muhalefet edenlerinde tasfiyesinin finans kaynağıdır veya tam tersi de olabilir.

Çalmadan  çalışabilmenin dayandığı  varsayımları değiştirmek ve sosyal belediyeciliğin de neo-liberal yağmacılığı perdeleyen bir demogoji  olmaktan  çıkarılması  gerekmez mi?

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.