Atatürk, Kılıçdaroğlu’na hakkını helal eder mi? / Mehmet Yuva yazdı
Helalleşme Müslüman toplumlarda adettendir. İnsanlar, alışverişte veya bir ayrılış sırasında birbirlerine hakkını helal eder. Hani gidip de dönmemek gelip de görmemek vardır diye. Bir kavgayı yatıştırmak, bir krizi bertaraf etmek veya olası bir provokasyonu engellemek amacıyla; “Hakkın bende. Hakkın başım gözüm üstüne” ifadesi kullanılır. İnsanların birbirleri üzerindeki haklarını karşılıklı olarak helal etmeleri; O hakkı bir diğerine bağışlamaları, haktan vazgeçmiş olduklarını bildirmeleri töredir. İmam musalla taşındaki cenaze adına aile efradından, komşudan, dosttan ve merasime katılan herkese hitaben üç kez; “Hakkınızı helal ediyor musunuz?” diye sorar. Genelde evet ediyorum denilir. Bazen hayır etmiyorum sesi duyulur. O sesin sahibi de linçten zor kurtulur. Bu tip demokrasilerde soru sorma hakkı vardır ama soruya olumsuz (menfi) cevap vermek hakkı yoktur. Ölüye hakkını helal etmek yasal bir zorunluluk olmasa da arkada kalanlara teselli ikramiyesidir. Zira herkes hakkını helal etmez ise itikat odur ki, ölen azap içinde kalacak, Cennet-i Naim’den yoksun olacak ve ne evli ne boşanmış misali boşluğun muallak feleğinde asılı kalacaktır.
MUSTAFA KEMAL’İN BÖYLE BİR HELALLEŞMESİ YOK
7 Eylül 1919’da kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, 9 Eylül 1923’te ilan edilen Halk Fırkası, 10 Kasım 1924’te teşkil edilen Cumhuriyet Halk Fırkası ve Mayıs 1935’te Cumhuriyet Halk Partisi olarak tescillenen, simgesi Cumhuriyetçilik, Laiklik, Milliyetçilik, Devletçilik, Halkçılık ve İnkılapçılık (Devrimcilik) ilkelerini benimseyerek programı ve tüzüğünün olmazsa olmazlarından etti. CHP’yi kuran Mustafa Kemal’in hayatında böyle bir helalleşme örneği görülmüş mü duymadım ve okumadım. Kemal Bey herkes ile helalleşme hakkına sahiptir. Özellikle alışveriş yaptığı, çalıştırdığı, üstünde emeği geçen, üzdüğü, yardımını gördüğü, bir daha görüşemeyeceği veya uzun bir ayrılık yaşayacağı herkes ile helalleşebilir. Çıkar; Ey halkım! Üzerimde hakkınız varsa helal ediniz. Üzerinizde hakkım varsa helal olsun. Üzdüyseniz helal olsun. Üzdüysek helal ediniz. Borçluysanız helal olsun. Borçluysak helal ediniz. Onlarca seçimde kazanamadık kızdık, öfkelendik, kötü söz söyledik, itiraz ettik helal ediniz. Kazandığımız için üzdüklerimiz, küstüklerimiz ekmeği ile oynadıklarımız oldu helal ediniz.” diyebilirdi.
Ancak bunu yapmadı ve kendisine cehennemin kapılarını açtı. Zira şimdi herkes helalleşmeyi kendi çıkarına uygun yapılsın istiyor. Mesela HDP’li Gergerlioğlu Bolu Belediye Başkanı Özcan CHP’den ihraç edilsin istiyor. Ne hakkı var ise, istediğini yerine getirmezsen hakkını helal etmiyor. O vakit ne olacak? Zira helalleşmede her iki taraf önemlidir. Helallik isteyen de hakkını helal eden de bu yükün ağırlığı ve sorumluluğu altındadır. Şimdi varsayalım ki canımız Ali İsmail Korkmaz’ı katleden caniler sadece hapis cezasıyla kurtuldu. Ailesi bu canilerin idam edilmesini isterse ve bu yerine getirilmediği takdirde hakkını helal etmez ise ne olacak? Ali İsmail Korkmaz’ın ruhu ve ailesi ile nasıl helalleşecek? Evlerine gidip ben sizinle helalleşmek istiyorum demesi kâfi mi olacak? FETÖ, PKK, KHK ile veya KHKsız içeride yatan, yurtdışına kaçanlar, “beni kurtarmaz isen hakkımı helal etmem” derlerse ne olacak? CHP’den uzaklaştırılan, küstürülen, mağdur edilen, emeği değil de parası sayesinde koltuk kapanlar sebebiyle siyasete lanet okuyan onlarca aday ile tek tek veya topluca helalleşilecek mi? Haklarını helal etmezlerse ne olacak?
DİYARBAKIR ANNELERİYLE HELALLEŞECEK Mİ?
Demirtaş ve şürekâsı helalleşmeden memnun. Yetmez ama şimdilik bu kadarı da iyi evet diyor. Peki, Demirtaş’ın özgürlük savaşçıları olarak gördüğü PKK’nın katlettiği askerler, polisler, öğretmenler, esnaf, çocuklardan da helallik isteyecek mi? Mesela çocukları PKK tarafından kaçırılan veya militanlaştırılan, Diyarbakır annelerine gidip onlarla helalleşecek mi? Biz size yeterince sahip çıkamadık, savunamadık, koruyamadık, temsil edemedik, sizler kumpaslarla, yalanlarla yıllarca hapis yattınız, öldürüldünüz, ailelerinizden mahrum bırakıldınız, yaşamlarınız kabusa dönüştü, şantajlarla kızlarınızın, eşlerinizin mahremlerine girildi biz sizinle helalleşmek istiyoruz denilecek mi? Haklarını helal etmek için sizden onlara bunları yapanların cezalarını çekmek için cezaevlerinde kalmalarını, dışarıya kaçanların ülkeye getirilmeleri için mücadele etmenizi ve FETÖ’nün kökünü kazımanızı isteyeceklerdir. Bu hakkın sorumluluğunu üstlenecek misiniz? Yapmazsam hakkınız helal olmasın diyecek misiniz?
Türk Milletinin bu kadar sorunu ve sorumluluğu var iken bu cehennem kapısını kendinize neden açtınız? HDP ile artık aleni bir gönüldaşlık ve yoldaşlık içinde olduğunuzu sağır sultanlar duydu. KHK mağdurları diyerek FETÖ’yü kurtarmaya çalıştığınızı da üniversitelide eğitimsiz de görüyor biliyor. Helalleşme ile siyasi hayatınıza nasıl bir katkı yapmayı düşündünüz? Erdoğan hükümetinden mustarip veya ondan kurtulmak isteyenlerin gidecekleri yer zaten muhalefet partileri olacak. Siz bu helalleşme ile iddia ettiğiniz partinizin sorumlu olduğu hangi derin yaraları kapatmaya veya yeniden deşmeyi amaç edindiniz?
MUSTAFA KEMAL HAKKINI SİZE HELAL ETMEZ
Açıklamalarınıza baktığımızda CHP’nin kurulduğu kıssadan hisse Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile özdeş olan CHP’nin tüm geçmişi ile helalleşmek istiyorsunuz. CHP ve kurucusu Mustafa Kemal’in 6 Ok’una meydan okuyan Seyit Rıza, Şeyh Sait ve daha niceleri ile helalleşmek istiyorsunuz. Siz herkese hakkınızı helal edebilirsiniz. Haksızlık yaptığınıza inandığınız, borçlu olduğunuz, küstürdüğünüz, yeterince hizmet etmediğinize inandığınız herkesten helallik isteyebilirsiniz. Mustafa Kemal’in idam sehpalarında sallandırdığı, siyaseten men ettiği, zor kullanarak 6 Ok’lu devlet Türkiye Cumhuriyetinin tarihinden hoşnut olmamış, zarar görmüş tüm dini-dar ve bölücü mahlûklar ve çağımızın temsilcileriyle helalleşebilirsiniz. Bunlar size haklarını helal eder. Ama ve lakin Mustafa Kemal hakkını helal etmez.