Dolar 34,4893
Euro 36,2531
Altın 2.960,48
BİST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 17°C
Hafif Yağmurlu
Adana
17°C
Hafif Yağmurlu
Cum 22°C
Cts 14°C
Paz 13°C
Pts 14°C

UZAKTAKİ KARDEŞİME – Mağcan Cumabay

UZAKTAKİ KARDEŞİME – Mağcan Cumabay
6 Ocak 2022 15:09
A+
A-

“UZAKTAKİ KARDEŞİME” şiiri, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşına atfen, Büyük Şair Mağcan Cumabay tarafından Kazakistan’da yazılmıştır.” Feyzullah BUDAK’ın kaleme aldığı “MAĞCAN’A CEVAP” şiiri, Büyük şair Mağcan Cumabay’a karşı Türkiye’den 80 yıl gecikmiş bir cevap ve vefa borcunun ifasıdır.”

“Bu şiir, Türkiyenin Kurtuluş Savaşına atfen, Büyük Şair Mağcan Cumabay tarafından Kazakistan’da yazılmıştır.”

UZAKTAKİ KARDEŞİME

Uzakta ağır azap çeken kardeşim!

Solmuş lâleler gibi kuruyan kardeşim

Etrafını sarmış düşman ortasında

Göl gibi gözyaşı döken kardeşim!

Önünü ağır kaygı örtmüş kardeşim!

Ömrünce yaddan cefa görmüş kardeşim!

Hor bakan, yüreği taş, kötü düşman

Diri diri derini soymuş kardeşim!

Ey pirim! Değil miydi Altın Altay

Anamız bizim? Bizlerse birer tay,

Bağrında yürümedik mi serâzat

Yüzümüz değil miydi ışık saçan ay?

Alaca altın aşık atışmadık mı?

Tepişip bir döşekte yatışmadık mı?

Anamız olan Altay’ın ak sütünden

Beraber emip, beraber tadışmadık mı?

Akmadı mı bizim için dupduru bulak,

Şarıldayıp şarıl şarıl dağdan inerek,

Hazırdı uçan kuş, kopan yel gibi

Dilesek bir bir atlar, tıpkı burak!

Altay’ın altın günü nazlanarak

Gelende, sen pars gibi bir er olarak,

Akdeniz, Karadeniz ötelerine

Kardeşim, gittin beni bırakarak!

Ben kaldım yavru balaban, kanat açamam,

Uçsam diye davransam bir türlü uçamam,

Yön bulduran, yol gösteren can kalmadı;

Yavuz düşman koyar mı şimdi beni vurmadan?

Kurşunlar genç yüreğime saplandı,

Günahsız taze kanım su gibi aktı,

Kansız kalıp, kuruyup bayıldım,

Karanlık hapse sıkıca kapattı.

Görmüyorum gece gezdiğimiz ovayı,

Gündüz güneşi, gece gümüş nurlu ayı,

Nazlı nazlı ipek kundaklara sarmalayıp

Bizi büyüten altın anam Altay’ı!

Ey pirim! Ayrıldık mı ulu bütünden?

Dağılıp yılmayan yağan oklardan

Türk’ün pars gibi yüreği varken

Korkak kul mu olduk düşmandan sinen.

Kudretli olmak isteyen Türk’ün canı

Gerçekten hasta mı, bitti mi hali?

Yürekteki ateş söndü mü, kurudu mu?

Damarında kaynayan atalar kanı?

Kardeşim! Sen o yanda, ben bu yanda

Kaygıdan kan yutuyoruz, bizim adımıza

Lâyık mı kul olup durmak? gel gidelim

Altay’a atadan miras Altın tahta.

Mağcan Cumabay

MAĞCAN’A CEVAP

“Bu şiir, Büyük şair Mağcan Cumabay’a karşı Türkiye’den 80 yıl gecikmiş bir cevap ve vefa borcunun ifasıdır.”

Uzaktan azabımı bilen kardeşim

Sevgisiyle gözyaşımı silen kardeşim

Özü amansız düşman ortasında

Gönlünü derdime bölen kardeşim

Ağır kaygılarla doldum kardeşim.

Kuruyup lale gibi soldum kardeşim.

Taş yürekli düşmanı sen hep bilirdin.

Ben şimdi haberdar oldum kardeşim.

Ortak anamız idi, Altın Altay

O bir Tulpar idi, bizler birer tay

Bağrında şimşek gibi çakardık

Karşımızda sönük kalırdı, gün ve ay.

Alaca altın aşık atıştık elbet

Tepişip bir döşekte yatıştık elbet

Altay gibi bir sansürlü kelimen, ak sütünden

Beraber emip, beraber tadıştık elbet.

Bizim için dupduru bulaklar aktı.

El attığımız yerde şimşekler çaktı.

Emrimizdeydi uçan kuş ve kopan yeller

Bindiğimiz atlar tıpkı buraktı.

Bir gün ortak hayatın süresi doldu.

Tanrı emriyle sefer mukadder oldu.

Bedenim Akdeniz-Karadeniz arkasında

Yüreğim Altın Altay’da kaldı.

Bilirim öksüz kalıp kanat açamadığın

Uçmaya davransan da uçamadığın

Yön bulduran, yol gösteren can olmayınca

Düşman kurşunlarından kaçamadığın.

Sana değen kurşun, bana saplandı

Günahsız kanımız birlikte aktı

Toprağa düşen kan, onu yurt kılar

Bizi ayrılıp, bölünmek yaktı.

Ben de hasretim, gezdiğimiz ovaya

Gündüz güneşe, gece gümüş nurlu aya

Bizi ipek kundaklara sarmalayıp

Bağrında büyüten anamız Altay’a.

Ulu bütünden ayrılıp uzağa düştük

Tarih kazanında yıllarca piştik

Dağılıp yılmadık, yağan oklardan

Yiğitlik suyunu biz özünden içtik.

Kudrete hamle eden Türk canı

Ne hasta düştü, ne de tükendi hali

Sönmedi yüreklerdeki ateş

Kurumadı damardaki atalar kanı.

Kardeşim, sen o yanda, ben bu yanda

Kudret doğmaz ayrı ayrı yatanda

Gücü-kuvveti toplamak gerek

Atalardan miras ortak vatanda.

Feyzullah Budak

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.