Dernekler / Editör’den Not
Şöyle bir etrafımıza bakalım medya ‘yı takip edelim ortalık ‘DERNEK’den geçilmiyor.Önceleri büyük şehirlere göç edenler hem şehri dayanışması adı altında memleketlerinin adı verilen dernekler kuruldu. Ne güzel değil mi halkımız örgütleniyor değil mi ?
Şehir bazında bölünerek örgütlenmek.Bu da yetmedi ilçe dernekleri, köy ve mahalle dernekleri her yerde mantar gibi ortaya çıktı. Bölünerek örgütlenmeye devam!..
Tabii bu tarz örgütlenme daha sonraları da kasaba politikacılarının oy depoları olarak kullanılmaya başlandı kent yaşamında kendilerini korumasız ve yalnız hisseden insanlarımızda beklentiler içerisinde bu duruma razı olur hale getirildi.
Daha sonra iş adamları dernekleri kurulmaya başladı. Tüccar ve sanayicilerin örgütlenmesi zaten yasalar ile belirlenmişti. Ticaret ve Sanayi Odaları v.b gibi yarı resmi örgütler mevcut olmasına rağmen buralarda yönetime gelemeyenler hemen çeşitli adlar adı altında iş adamları dernekleri kurmaya başlayarak dayanışma yolunu seçtiler.
Müsiad yetmedi bir de genç Müsiad ortaya çıktı. Yok efendim genç işadamları , yok efendim genç sanayiciler dernekleri vesaire vesaire !…..
Her taraf türlü adlar ile işadamları dernekleri ile doldu. Bunlar ne iş yaparlar, kendilerini iş adamı olarak nitelendiren yirmi- otuz kişi bir araya gelir bir bina kiralanır , bir sekreter tutulur, bir da basın danışmanı buldular mı tamam. Ondan sonrası gelsin basın bültenleri birde yılda birkaç kez gece düzenleyip birbirlerine plaket de verdiler mi oh ne ala ki ne ala !..
Bu kadar işadamı derneği yetmedi şimdilerde birde meslek dernekleri ortaya çıkmaya başladı. Baksanıza şalgam üreticileri bile Şalgam-der ‘i kurdular. Demek ki mensubu oldukları ticaret odaları ,iş adamları dernekleri yetersiz kalıyor daha ! Sıkı örgütlenmeye devam!..
Bu dernekler şeklinde örgütlenmeler ne işe yarar diye soracak olursanız bence bu beylerin kişisel egolarını tatmin etmek ,kamuoyunda güçlü olma görüntüsü vermek ,belediyelerde, kamu kurumlarında ki işlerinin etkin şekilde sonuçlanması sağlamaktır amaçları.
Tabii bu derneklerin federasyon haline gelmeleri de tamamen baskı grup’u olmayı amaçlamaktadır. Hep kendime sorarım ya bu kadar iş adamı var,bu kadar işadamı derneği var o zaman Adana niye işsizlik şampiyonu ..Neden? Niçin? Yanıt kem küm…..
Yoksa bu işadamları istihdam yaratma becerisini gösteremiyorlar mı ?Sık sık bir araya gelen bu derneklerin mensupları hep birlik ve beraberlik nutukları atarlar.
Ya kardeşim o zaman bu kadar derneğe ne ihtiyaç var,ne gerek var siz önce kendi aranızda bir birleşin tek dernek çatısı altında.
Olur mu ama canım ! Kimler basında boy gösterecek,kim tebrik ziyaretlerinde poz verecek, kimler sağda solda hava atacak.
Şu günlerde günün önemine ilişkin olarak çok sayıda yardım dernekleri türedi. Kim bunlar,kimler denetler bunları ,kime hesap verirler belli değil.
Yardım ve benzeri işler için kurulan KIZILAY ise bir kenara itilir.
AFAD gibi bir resmi kurum daha etkin olmaz.Ortalık yardım derneklerinden geçilmiyor bunlar vatandaşın duygularını da istismar ederek, çeşitli yollar ile baskı grupları oluşturarak önemli oranda yardım malzemesi ve para toplamaktadırlar.
Kime, ne zaman, nereye , nasıl , kimlerin adına , ne karşılığı olarak dağıtırlar kimseler biliyor mu?. Bu tür derneklerin mali yönetimleri denetlenmekte midi?.Yoksa her şey serbest de biz mi bilmiyoruz.Bu sorular hep cevap beklemektedir kamuoyunda.
Bu kadar dernek vatandaşın örgütlenmesi değil bölünerek kontrol altına alınması demektir.Bu arada bu derneklere çöreklenen yönetimlerinde gittikçe mafya-tarikat tarzı bir hal aldığı da ayrı bir yazı konusudur.
Bir de bunların ortak adı Sivil Toplum Kuruluşları (STK) sanki resmi veya askeri toplum kuruluşları da varmış gibi.
Eskiden bu dernek türü örgütlenmelere kamuoyunda Demokratik Kitle Kuruluşları denilirdi.Demek ki Demokratik ortamı ortadan kaldırdığımız için daha kulağa hoş gelen, sahte bir özgürlük havası veren sivil toplum kuruluşları adını vermişler.