Parlamentodaki bütün partiler NATO’ya teslim: Meclis çatısı NATO çatısı oldu, Vatan Partisi Meclis’e
TBMM’deki oylamada Finlandiya’nın NATO’ya katılımının kabul edilmesine tepki gösteren Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, ‘Meclis’teki partilerin hepsi NATO’cu. Hepsi NATO’ya teslim’ dedi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, TBMM’de önceki akşam Finlandiya’nın NATO‘ya alınmasına yönelik oylamaya katılan milletvekillerinin tamamının kabul oyu kullanması üzerine, “Meclis’teki partilerin hepsi NATO’cu. Hepsi NATO’ya teslim, hepsi Atlantik sistemine teslim. Bu oylamaya katılan milletvekillerinin hiçbiri milletvekili değil, NATO vekili.” açıklamasını yaptı.
Finlandiya’nın Kuzey Atlantik Antlaşması’na (NATO) Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Oylamaya katılan 276 milletvekilinin tamamı “kabul” oyu kullandı.
Finlandiya’nın NATO’ya katılımının TBMM’de oy birliğiyle kabul edilmesine Doğu Perinçek’ten tepki geldi. Perinçek’in açıklamalarında şu vurgular yer aldı:
“Dün Meclis’te Finlandiya’nın NATO’ya alınmasının oybirliğiyle kabul edilmesi, Meclisteki partilerin kimliğini bir kez daha bütün çıplaklığıyla ortaya serdi.
“Meclis’teki partilerin hepsi NATO’cu.
“Hepsi NATO’ya teslim.
“Hepsi Atlantik sistemine teslim.
NATO ÇATISI ALTINDA BİRLEŞENLER
“Kim bu NATO çatısı altında birleşen partiler?
“AK Parti, CHP, İYİ Parti, MHP, BBP, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Deva Partisi, Demokrat Parti, Zafer Partisi, Memleket Partisi, HDP ve kuyruğundaki TİP, hepsi NATO bayrağı altında toplanmış bulunuyorlar.
“Cumhur İttifakı ile Altılı Masa, NATO güdümünde birlikteler. Aralarındaki kavga, çıkar kavgası.
“Hepsi el ele vermiş, emperyalist sistemi sırtlarında taşıyorlar.
MİLLETVEKİLLERİ DEĞİL NATO VEKİLLERİ
“NATO’ya bağlılıklarını ilan eden milletvekilleri, Türk milletinin vekili değil, hepsi NATO vekili.
“NATO’nun Doğuya doğru genişlemesi, Türkiye üzerindeki tehdidin ağırlaşmasıdır.
“Anketler halkımızın yüzde 90’ının Amerikan emperyalizmine ve NATO’ya karşı olduğunu ortaya koyuyor. Meclisteki partiler ise, ABD emperyalizmine ve NATO’ya boyun eğiyorlar.
“Meclis, Türk milletinin bağımsızlık iradesini, vatan bütünlüğü kararlılığını temsil edemiyor.
NATO’YA EVET SİSTEME EVETTİR
“Meclisteki partiler, sistemin içinde olduklarını, sisteme boyun eğdiklerini kanıtlamışlardır. Meclis, bütün partileriyle sisteme teslim olmuştur.
“Hangi sisteme? Atlantik sistemine, yani emperyalist sisteme.
“Halk, Atlantik sistemine karşı, siyasal partiler ise sistem karşıtı nutuklar atmaya başladılar. Sabah Meral Akşener’i dinliyoruz, ‘Biz sisteme karşıyız. Bu sistem kirli’ diye konuşuyor. İşte o kirli sistemin kanlı NATO’sunun emrindedirler. Hepsi NATO üzerinden sisteme teslim durumda olduklarını bir kez daha ilan etmişlerdir.
NATO’YA EVET DARBELERE EVETTİR
“Türkiye’de 12 Mart darbesini, 12 Eylül darbesini, en son 15-16 Temmuz 2016 darbesini, hep NATO tezgâhladı ve NATO’cu generaller yaptı. FETÖ’cü generallerin hepsi NATO’cudur.
“NATO’ya evet diyenler darbelere evet demiştir.
NATO’YA EVET FETÖ’YE EVETTİR
“NATO’ya evet, aynı zamanda FETÖ’ye evettir. Çünkü. FETÖ, NATO Gladyosu’nun örgütlenmesidir.
YIKILAN NATO’NUN ALTINDA KALACAKLAR
“Sistem iki duvar üzerinde duruyor.
“Bir duvar, sistemin aleti olanlar, Altılı Masa, Memleket Partisi, Zafer Partisi ve HDP’nin kuyruğunda olanlar.
“Öte yandan bir de Cumhur ittifakı var. ABD’den korkmuş ve NATO’ya boyun eğmiş bulunuyor.
“Sistemin üzerinde durduğu bu duvarlar yıkılıyor. Dolayısıyla NATO’ya boyun eğen partilerin hepsi o duvarların altında kalacaklardır.
NATO MECLİSTEN DIŞARI VATAN PARTİSİ MECLİS’E
“Vatan Partisi, Türkiye’de NATO’ya karşı olan tek partidir.
“Vatan Partisi, Türkiye’nin Atlantik sisteminden kurtulması, üreten Türkiye’nin kurulması için mücadele ediyor.
“Vatan Partisi’nin Meclis’e girmesi, Meclise Türk Milletinin girmesidir.
“Vatan Partisi’nin Meclis’e girmesi, Türkiye’nin önüne yeni bir yol açacaktır.
“NATO’suz Meclis istiyoruz.
“Türkiye’nin bağımsızlığını ve bütünlüğünü savunan, NATO tehdidine direnen Meclis istiyoruz.
“NATO, Meclisten dışarı.
“Vatan Partisi Meclis’e.”
NATO’DAN ÇIKALIM KAMPANYASI
Vatan Partisi, Türkiye’nin NATO’ya girişinin 70. yılında, Şubat 2022’de “NATO’dan Çıkalım” kampanyası başlatmıştı. Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu’nun (MKK) 5 Şubat 2022’de aldığı karar üzerine açıklama yapan Genel Başkan Perinçek, NATO’nun Türkiye için tehdit olduğunu belirterek Türkiye’nin NATO’dan çıkması ve NATO üslerinin Türk Silahlı Kuvvetlerine devredilmesi gerektiğini söylemişti.
Ocak 2023’te de “NATO’dan Çıkalım” kampanyası düzenleyen Vatan Partisi, Türkiye’nin bütün illerinde açtığı imza masalarıyla vatandaşlardan imza toplamış, NATO karşıtı talebi kamuoyuna taşımış, partinin çözümlerini halkla buluşturmuştu.
Vatan Partisi ayrıca, programında Türkiye’nin NATO’dan çıkması ve Şanghay İşbirliği Örgütüne katılması yer alan tek parti.
ANKETLERDE NATO KARŞITLIĞI
MetroPoll Araştırma’nın “Türkiye’nin Nabzı Nisan 2022” anketinde katılımcılara sorulan “NATO güvenilir mi?” sorusuna katılımcıların yüzde 26,4’ü “evet” yanıtını verirken yüzde 65,3’ü ise “hayır” yanıtını vermişti.
Öte yandan MAK Danışmanlık Kamuoyu Araştırma Kuruluşu temmuz ayı “Türkiye Gündemi” araştırma sonuçları açıklandı. Araştırmada katılımcılara, “NATO’nun Türkiye’deki darbelere destek olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusu yöneltildi. Katılımcıların yüzde 63’ü “evet” yanıtı verdi.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli düşünce kuruluşu Pew Research Center, Şubat 2020’de NATO üyesi 16 ülkede NATO’nun imajına yönelik yaptığı araştırmada katılımcıların yüzde 53’ü NATO’ya olumlu baktığını belirtirken Türkiye’den ankete katılanların yüzde 55’i NATO’ya olumsuz baktığını söyledi. Bu sonuçla Türkiye 16 ülke içinde NATO’ya en olumsuz bakış açısına sahip ülke. Aynı zamanda ittifaka olumlu bakanların en düşük olduğu ülke de Türkiye.
NATO üyesi 11 ülkede yapılan bir başka ankete göre ise “en güvenilmez ülke” Türkiye. Transatlantik Trendler anketine katılan ülkelerin vatandaşları, Türkiye’yi en az güvenilir ülke olarak gösterdi. 29 Mart-13 Nisan 2021 tarihleri arasında düzenlenen ankette Türkiye, Polonya ve İtalya hariç NATO ülkelerinde demokrasinin durumu iyi bulunuyor, bu ülkelerdeki katılımcılar demokrasinin tehlikede olduğunu belirtiyor.
ABD’NİN ‘KOLA’ PLANI
Rusya’nın kuzeyinde bulunan ve Norveç ile Finlandiya sınırında kalan yarımadaya “Kola Yarımdası” deniliyor. Bu bölge dünyanın en yoğun nükleer silah koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Rus caydırıcılığının bir numaralı unsuru olan nükleer denizaltılar, bu yarımadada bulunan Murmansk’taki üslerde konuşlanıyor. Benzer şekilde Rus Hava Kuvvetlerinin uzun menzilli stratejik bombardıman uçakları ile en kritik hava unsurları da Kola Yarımadası’nda. Tupolev Tu 160 Blackjack’ler, Tu 122N Backfire’lar ve Tu 95 Bear’lar… Kola Yarımadası’ndaki koridor boyunca hepsi sıralanmış durumda. Bunun yanında nikel madenlerinden balıkçılığa, hidroelektrik santrallerine kadar Rusya için çeşitli ekonomik kaynaklar da bölgede yer alıyor.
Bu noktada temel sorun, Kola Yarımadası’nın tamamının yalnızca bir karayolu ve bir demiryolu ile Rusya’nın geri kalanına bağlanması. Yaklaşık 700 kilometrelik bu hat, Rusya için stratejik bir boğaz durumunda. Finlandiya’nın NATO’ya katılmasıyla birlikte tehlikenin boyutu katlanıyor. Rusya’nın Kaliningrad sayılmazsa NATO ülkeleri ile 450 kilometrelik bir sınırı bulunuyor. Bu sınır Finlandiya ile birlikte 1650 kilometreye çıkıyor. Özetle stratejik boğaz tehdit altına giriyor ve buranın savunması için yüz binlerce askerden oluşan birliklere ihtiyaç olduğu değerlendiriliyor. Çünkü NATO’nun bu boğazı keserek Rusya’yı üslerden uzak tutması için Finlandiya üzerinden göndereceği birkaç sabotaj grubu yeterli. Üstelik hat boyunca uzanan çam ormanları da oldukça iyi kamuflaj sağlıyor.
NATO’NUN TÜRKİYE’YE DÜŞMANLIK TARİHİ
1952: Türkiye, Atatürk dönemiyle başlayan “emperyalist ülkelerle askeri işbirliğine girmeme” siyasetini, İkinci Dünya Savaşı galibi olan ABD’nin kurduğu NATO şemsiyesi altına girerek terk etti.
1953: Türkiye, Kore’ye ABD yanında asker gönderme kararı aldı. 3 yıl süren savaşta 700’ün üzerinde şehit verdik.
İÇİMİZDEKİ GLADYO
1955: NATO’nun gizli yapılanması olan Gladyo, Türkiye’de hızla örgütlenmeye başladı. 6-7 Eylül olaylarında bu örgüt İstanbul’da kanlı kışkırtmayla Rum azınlıkların işyerlerine saldırılar tertipledi. Türk-Yunan ilişkilerini bozdu. Binlerce Rum vatandaşımız ülkemizi terk etti. Türkiye, Yunanistan’la sorunlarını aracısız çözen ülkeydi. O günden sonra Türk-Yunan ilişkileri gelişmedi.
1962: Türkiye’de NATO ve ABD üsleri artmaya başladı. 21 üs ve tesis olduğu açıklandı.
DARBELER SÜRECİ
1971: Türkiye’de yükselen antiemperyalist halk hareketini bastırmak için 12 Mart 1971 yılında TSK içindeki Gladyo, Süleyman Demirel hükümetini askeri muhtıra ile istifaya zorladı. Ardından gelen ABD yanlısı Nihat Erim hükümetiyle gençlik hareketi kanlı şekilde bastırıldı. Türkiye’ye haşhaş ekim yasağı koyuldu.
1975: Türkiye’ye karşı Ermeni ASALA terör örgütünün 1985’e kadar süren yoğun saldırıları sonucu 33 diplomatımız şehit oldu.
1984: PKK faaliyetlerine yol verildi. Türkiye terörle ıslah edilmeye çalışıldı.
YİNE DARBE YİNE ABD
1980: 12 Eylül Amerikancı askeri darbesinin ardından çok sayıda siyasetçi ve genç hapse atılarak işkenceye uğradı. Kamucu ekonomi terkedilerek Türkiye yabancı sermayeye açıldı. Türkiye borçlarla çökertildi.
1990: Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Eşref Bitlis gibi vatansever aydın, subay ve akademisyen Gladyo suikastlarında öldürüldü.
2008: FETÖ’cü Gladyo eliyle Ergenekon ve Balyoz tertiplerini başlatıldı.Yüzlerce subay ordudan atıldı, Vatan Partisi liderleri Silivri zindanına hapsedildi.
FETÖ ELİYLE DARBE GİRİŞİMİ
2016: 15 Temmuz gecesi Amerikancı FETÖ darbe girişimi düzenlendi.
2020: Türkiye Doğu Akdeniz’de milli çıkarlarını savunmak için bayrak gösterdi. Karşımıza NATO üyeleri dikildi. ABD ve Fransa, Yunanistan’ın yanında yer aldı. Yunanistan’a silah satmaya başladılar. ABD ise Yunanistan’a askeri yığınak yaparak Türkiye’yi tehdit etmeye başladı. (Kaynak: Aydınlık)