“AKP, İklim Kanunu ile güçlü şirketleri önceliyor”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, küresel iklim krizinin tüm dünyayı tehdit ettiği bu süreçte Türkiye’de hayata geçirilmeye çalışılan ‘İklim Kanunu Teklifi’nin sadece ticari ilişkileri düzenleyici olmasının kabul edilemeyeceğini vurguladı.
Mecliste görüşmeleri süren ‘İklim Kanunu Teklifi’ üzerine parti grubu adına konuşan Dr. Şevkin, kanun teklifinde güçlü şirketlerin öncelendiğini, dezavantajlı gruplarla, küçük ve orta boy işletmelerin, küçük çiftçilerin yok sayıldığını kaydetti.
“HANGİ KARBON SALINIM AZALMASINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?”
Tarım, orman, sulak alanlar, yer altı ve yer üstü sularının korunması, madencilik faaliyetlerinin ihtiyaç doğrultusunda ve çevreye duyarlı olarak yürütülmesi gerektiğini ifade eden Dr. Şevkin, “Kanun ekosistemi dikkate alan kapsamlı ve kapsayıcı olmalı ve karbon piyasası ve emisyon ticaretine indirgendiği için adı “emisyon ticareti” olarak değiştirilmeliydi” diye konuştu.
Kanun teklifinde, uluslararası mevzuata göre 2030 ve 2053’te emisyon hedeflerinin nasıl azaltılacağına dair hükümlerin net olarak yer almadığını, Paris İklim Anlaşması’na göre verilen taahhütlere ilişkin gerçekçi çözümler olmadığını ifade eden CHP’li Dr. Şevkin, “Bu ülke gerçekten eğer karbon emisyonundan çıkacaksa buna dair sahici önlemlerin alınması gerekiyor. Fosil yakıtlar ve kömür alabildiğine kullanılırken, kömür santralleri ve madenler harıl harıl çalışırken, termik santral inşaatları -kendi bölgem olan Ceyhan Hunutlu’da da- alabildiğine devam ederken hangi karbon salınım azalmasından bahsediyorsunuz” dedi.
“HANGİ YUTAK ALANDAN BAHSEDİYORSUNUZ?”
Akbelen’de, Giresun’da, Harşit Vadisi’nde, Ordu’da, Tokat Günçalı köyünde, Erzincan İliç’te, Kürecik’te siyanür ve ağır metallerin akarsuları ve yer altı sularını zehirlediğini, Beykoz ormanlarının orman alanı dışına çıkarıldığını, tarım alanlarının ve ülkemizdeki su alanların, ormanların korunmasına dair yeterince kanunun olmasına rağmen gerekleri yerine getirilmediğini dile getiren Dr. Şevkin, “Milyonlarca metreküp ağaç katledilirken; orman, mera ve tarım alanlarını koruyacak önlemler alınmazken, şehir planlarında bu konular göz önünde bulundurulmazken siz hangi yutak alanından bahsediyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
“EKOLOJİK TAHRİBAT ARTIYOR”
İktidarın yeşil enerji, yenilenebilir enerjiden bahsettiğini ancak sadece kurulu gücü daha da büyütmeye dönük, enerji üretim kapasitesini artırmaya dönük hedefleri amaçladığını kaydeden Dr. Şevkin, şunları söyledi:
“Bu bakış açısı ve yöntemle ekolojik tahribatı artırmak, çevre ve iklim adaletsizliğine neden olmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Karbon yutak alanları alabildiğine yok edilirken doğayı metalaştıran, sömüren hem iklim krizine hem de ekolojik krize oluşturan bir ortam yaratılmaktadır.
Bir santimetrekare toprağın oluşması için bin yıl geçmesi gerekiyor. Bu toprak madencilik için sıyrılıp bir kenara konulduğunda, kayalar kırılıp öğütülüp zehirli kimyasallarla yıkanıp atıkların ‘Pasa Dağları’ şeklinde yığıldığı bir ortamda kanunu böyle getirmek en hafif tabiriyle aldatmacadır.
“CENGİZ İNŞAAT, BİR EKOKIRIM DAHA YARATACAK”
Bugün (dün) Eskişehir’le ilgili bir ÇED’le toplantısına katıldık. Cengiz İnşaat, bir ekokırım yaratmak üzere bir altın madenini yeniden hayata geçirmek için 3’üncü toplantısını gerçekleştirdi. Mikroklima özelliği olan bu alan hem ipek böcekçiliği yapılan hem Türkiye’nin en güzel balının üretildiği ve o mikroklima özelliği nedeniyle endemik bitkilerin, 20’nin üzerinde endemik bitkinin bulunduğu doğa harikası bir alan ve Türkiye’de sadece Iğdır’da ve Eskişehir’de bulunan bu alan maalesef bugün Cengiz Holdinge peşkeş çekilmek üzere ÇED görüşmelerine tabi oldu. Buna asla izin vermeyeceğiz.
“20 YERDE SİYANÜRLÜ ALTIN ZENGİNLEŞTİRİLMESİ YAPILIYOR”
Ülkemizde AKP iktidarlarından önce siyanürlü altın zenginleştirme yapılmazken bugün tam 20 yerde siyanürlü altın zenginleştirilmesi yapılmaktadır. Ülkeyi çöle çevirdiniz, yettiniz artık! Bu ikiyüzlülükten vazgeçin artık! Bu gerçekler ortadayken kalkmışsınız karbon salımından bahsediyorsunuz, kömürden çıkış hedefinden bahsediyorsunuz, fosil yakıtlardan ve termik santralden vazgeçmiyorsunuz. Bakanlık kömür ve fosil yakıt yatırımlarını alabildiğine sürdürürken, bu politikaları benimserken Paris Antlaşması’nın gerektirdiği emisyon azaltımı için gerekli adımları atmaktan kaçınmaktadır. Baktığımızda elden çıkmış simsiyah akan bir Ergene Nehri var.
“KANUNA HAYIR DİYORUZ”
Kendi kentimde Ceyhan Nehri içilebilir nitelikte suyu varken şu anda sanayi atıklarıyla alabildiğine kirletildi ve Ergene’ye dönüşmek üzere. Nehirlerimiz, içilebilir nitelikteki nehirlerimiz vahşi sanayi atıkları nedeniyle, maalesef, kapkara bir akışa geçmektedir. Kanun teklifiyle emisyon ticaret sistemlerinin denetimi Enerji Piyasaları İşletme AŞ’ye (EPİAŞ) veriliyor, EPİAŞ da tarafsız bir kurum değil; tarafsız bir kurum tarafından denetlenmesi gerekiyor. Yine, iklim krizinin sağlık üzerinde yarattığı etkiler de bu kanunda yeterince görüşülmemiştir. Biz bütün bu nedenlerle bu ülkede yapmış olduğunuz ekokırım nedeniyle ve sahici olmadığınız için bu kanuna hayır diyoruz.”