Asgari ücretliler beklentilerini konuştu: İşveren lüksünden kıssın
Milyonlarca emekçinin gözü Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun vereceği kararda. Çarşıya pazara gitmekte zorlanan işçiler, iş yeri yemekhanesinden meyve, ekmek artırıp eve götürmeye başladı. Emekçiler, çareleri ve beklediklerini dile getirdi.
Yeni asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında tarafların müzakeresi sürerken kritik haftaya girildi. Pazarlık sonucunun bu hafta açıklanması beklenirken Aydınlık, asgari ücretlilere ve işçi temsilcilerine mikrofon uzattı. İşveren, işçi maliyetlerinde devletten destek beklerken her yıl olduğu gibi bu sene de “bölgesel asgari ücret” talebini dillendiriyor. Emekçiler ise kaygılı: Yaşam mücadelesi veriyoruz, biraz da işveren fedakârlık yapsın.
Yaklaşık 7 milyon asgari ücretli çalışan başta olmak üzere, toplumun genelini ilgilendiren yeni asgari ücretin belirlenmesine yönelik süreçte ilk toplantı 11 Aralık’ta, ikinci toplantı 18 Aralık’ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde yapıldı. Taraflar henüz bir ücret miktarı telaffuz etmezken kulislere göre işverenin teklifi 15-16 bin lira civarında. İşçi temsilcileri ise bu teklifle mutabakat sağlanamayacağı görüşünde.
Aydınlık’a konuşan işçi ve işçi temsilcilerinin görüşleri ise şöyle:
Türkiye Petrol, Kimya, Lastik İşçileri Sendikası Düzce Şube Başkanı Ali Işık:
“Bizim sahadan edindiğimiz izlenime göre işçilerin beklentisi 20 bin liranın altında olmaması yönünde. Ama konuşulan 16 bin lira bandında. Türkiye geneline baktığımızda ev kiraları, mutfak, pazar alışverişi… İki poşet bin liraya doluyor. Bunları zaten 20 bin liraya karşılayamazsın. Sosyal devlet diyoruz, çocukların gezmesi, eğitimi, üstü başı, beslenmesi… Bunları zaten yeterli derecede karşılamak mümkün olmuyor.
‘ÜRETTİĞİMİZİ ALDIĞIMIZ SÜRECE BU DÖNGÜDEN ÇIKAMAYIZ’
“Yıllardır asgari ücrete zam geliyor, 1 Ocak’ta da her şeye zam da geliyor. Bu algıyı yıkmamız lazım. Üreten biziz, ürettiğimizi satın alan yine biziz. O zaman biz asgari ücreti bugün diyelim 20 bin lira yaptık, işveren bu oranda ürünlere zam yaptığı takdirde ne oluyor? Yüzde 50 verdiğini yüzde 100 olarak geri alıyor. Ürettiğimizi aldığımız sürece, bu döngüden kurtulamayız. Biz ürettiğimizin karşılığını alacağız ki bir denge olacak. İşveren bire beş kazanırken bizim zarar etmememiz lazım.
‘TRİBÜNDEN MAÇ İZLEMEKLE SAHADA TOP OYNAMAK FARKLI’
“Bizi yönetenlerin hepsi iş insanı farklı sektörlerde. TBMM’ye işçi koymadığımız sürece biz derdimizi anlatamayacağız. Tribünden maç izlemekle, sahada top oynamak çok farklı. Gelsinler bir ay işçi maaşıyla yaşamaya çalışsınlar, yapabilirler mi? Hayır. Derdimiz işveren batsın değil, ortak paydada buluşmamız. İşveren daha çok kazansın ama 10 kazanacağına 7 kazan, 3 lirayı işçiyle paylaş. İşçinin de refahı artsın, işveren de lüksünden fedakârlık yapsın. İşveren de bir ay tatil yapacağına 20 gün yapsın. Bugün işçiler karanlıkta işe gidip geliyor. Ne gün yüzü ne çocuklarının yüzünü görüyor. İnsanlar maddi manevi rahatsız.”
‘HAYATTAN KEYİF ALMIYORUZ’
İsmini vermek istemeyen asgari ücretli işçi S.K:
Asgari ücretin artması bir işe yaramıyor. Benim cebime giren para yine eriyor. Şimdi artış olunca kiralar artacak. Market fiyatları şimdiden arttı zaten! Ev sahibim kesin ara zam isteyecek. Bıktım artık. Her asgari ücret görüşmeleri döneminde tedirginim… Bu kaygıyla sürekli cebindeki parayı düşünerek yaşamak çok zor artık. Hayattan keyif alamaz hale geldik, her sohbette ekonomi konuşuluyor. Şöyle bir oh diyemiyoruz. Fiyatlar sabitlensin yeter. Serbest piyasaya müdahale etsin devlet artık, fedakarlığı biraz da başkaları yapsın!
BEBEĞİN SADECE MAMASI AYDA 3 BİN LİRAYI AŞTI
İşsiz ve ismini vermek istemeyen bir anne B.K:
Bebeğim var, bakacak kimse yok, çalışmak istememe rağmen çalışamıyorum. Bu kadar küçük bebeğe bakacak bir yer yok, olsa bile fiyatlar dudak uçuklatıyor. Eşim asgari ücretle çalışıyor, ek işler yapıyor. Bezdir başka bir ihtiyaçtır oraya gelene kadar… Bebeğimin sadece mama parası 3 bin liranın üzerinde. Kira, kredi çevir derken yaşam mücadelesi veriyoruz. Çözüm ne olur bilmiyoruz, artık devletten çare bekliyoruz.