Ayçiçeği yağında neler oluyor? / Niyazi Koç yazdı
Türkiye, aylardır temel gıda ürünlerindeki fiyat artışlarını konuşmaya ve yaşamaya devam ediyor.
Fiyat artışları vatandaşın cebini yakmaya devam ederken, herkes şaşkın ve biraz da öfkeli durumda.
Önceleri tek suçlu dolardaki artıştı, esas olanın üretim yetersizliği olduğu gerçeği gün gibi ortada iken…
Bir zamanlar pahalı üretmeyelim, ithal edelim diyerek üreticileri tu kaka yapan liberal çeteler, bugün gelinen durumun esas suçlusudur.
Bir de bu özelleştirmelere göz yumanlar, alkışlayanlar ve Türk tarımını çökertenler de bu yıkıma iştirak etmişlerdir.
Şimdi gelelim son günlerin en önemli sorunu Ayçiçek yağında olup bitenlere… Üretim artmasına rağmen, tüketimin daha hızlı artması ve ithalata bağımlı bir yapının kurulmasının sonucudur.
Dolardaki artışla birlikte, maliyetlerin de artması sonucu ayçiçeği yağında inanılmaz fiyat artışları oldu.
Bu arada, ithalatçı ve üretici firmalara gün doğdu.
Bu firmalar iç piyasalara ürün vermeyerek fiyatların daha da artmasına neden olmuşlardır.
Stoklardaki ürünleri iç piyasaya satmak yerine ithalat yolunu tercih etmişlerdir.
Hatta bazı firmalar, iç piyasaya uzun bir süreden beri ürün vermeyerek iç talebi zorlamışlardır.
Son olarak ZADE Yağları Sahibi ve Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil’in yazılı açıklama yaparak ayçiçeği yağında bir aylık stok kaldığı iddiası kamuoyunda büyük bir paniğe neden olmuştur.
Bu konu piyasalarda büyük bir maniplasyona ve paniğe neden olmuştur. Vatandaşlar da sanki savaş çıkmış gibi paniğe kapılıp raflara hücum etmiştir. Bu durumu fırsat bilenler, fiyatları daha artırmaya yoluna giderek haksız kazançlar elde etmişlerdir.
Özetle; ayçiçeği yağında bu durumun sorumlusu bitkisel ham yağ ithal eden ve piyasalara veren firmalardır. Yoksa marketçiler veya toptancılar bu durumun esas sorumlusu olamazlar.
Piyasalara yeterli ürün vermeyerek ithalata çalışan firmalardır.
Türkiye’nin iki büyük yağ üreticisi firmanın sahiplerinin geçmiş dönemde FETÖ soruşturma kapsamında tutuklu kalmış olmaları da dikkat çekici bir durum olsa gerek.
Bu firmalar İzmir’de faaliyet gösteren Küçükbay ailesine ait ORKİDE yağları ve Adana’da faaliyet gösteren Sunar ailesine ait SUNAR markalı yağların sahipleridir.
Yine Dünya devi bir gıda firması olan ve çok sayıda markayı bünyesine alan BUNGE firması ve Suudilere ait SAVOLA firması ile Mersin’de faaliyet gösteren AVES firmasına ait SAFYA markası piyasalara hakim olan firmalardır. Bu firmalar derhal denetime alınmalı ve soruşturulmalıdır.
Bu firmaların piyasalarda oligarşik bir yapı oluşturarak haksız kazançlar elde etmeleri önlenmelidir.
Hiçbir firmanın ekonomik anlamda tetikçi olmasına göz yumulamaz derhal önlem alınmalıdır.