“Aydın” sendromu…/ Editör’den
Günümüzde örgütsüz aydınların nasıl bir yalnızlık sendromu yaşadıklarını bugünlerde daha rahat ve net bir biçimde görebilmekteyiz.
En keskin düşüncelere sahip olanların nasıl teslimiyet rüzgarının önünde oraya buraya savrulduğunu ve nasıl zavallı konumlara düştüklerini görebilmekteyiz.
Günümüzde kendini aydın olarak gören bazı yazar ve çizer takımının,kendini entelektüel gösteren akademisyen tiplerin nasıl savrulduğunu görebilmekteyiz.
En keskin mücadele nutukları atanların sürekli kaybetmeleri sonucu nasıl karşı tarafın elamanı haline geldiğini görebilmekteyiz.
Bir zamanların sol franksiyonların liderliğini yaptığını anlatan hatıra tüccarlarının sosyalistlik taslama günleri çok gerilerde kaldı şimdi onların çoğu sosyal demokratlığa evrilerek CHP içerisinde ikbal ve makam mevki peşinde koşarak sözüm ona devrimcilik yaptıklarını zannediyorlar.
Günümüzün halktan kopmuş kendi daracık kuyularında kuyunun ağzını dünya zanneden kurbağa misali aydın tipi maalesef yaygınlaşmıştır.
Kendilerini İslamcı veya ülkücü aydın olarak tanımlayan çoğu kişinin son yıllarda makam ve mevki peşinde koşarak ideallerinden nasıl uzaklaştığını bir zamanların mücahitlerinin nasıl müteahhitleştiğini ibretle izliyoruz.
Çaresizlik,sosyal medya veya dost sohbetleri gibi sınırlı ortamlarda kızgınca yapılan eleştiriler,sıradan insanları hırçınca ama sessizce aşağılama isteği,kendini toplumdan soyutlama,yalnızlaşma ve yalnızlaştıkça artan kibir sonucu sorunun bir parçası olmaktan çıkış kader kurbanı olma sendromunu yaşamaktadırlar bazı aydınlarımız.
Günümüzün çaresiz aydının en önemli enstrümanı ‘’abi buralarda önümüzü göremiyorum’’ dur.Bundan dolayıda ben ülke dışına çıkmaya karar verdim.
İşte bu sendorumun kökeninde yatan en büyük neden AİDİYET duygusunun olmamasıdır.
Kendini bu topraklara ait hissetmemesidir.Halkından kopmuş olmasıdır,içinde yaşadığı topluma yabancılaşmış olmasıdır.Bu tiplere öncelikle sormak gerekir.
Kendini nereye ait hissediyorsun.?
Cevap ..Hayır ben buraya ait değilimse buna kafa yormanın bir anlamı yok zaten.
Yok ben buraya aitim ise buna kafa yormalıyız.Şimdi soralım? İnsan vatanını niçin sever?
Ait olduğu için,gideceği başka yeri olmadığı için…
İnsan yaşamı boyunca gücünü akıldan.bilimden,analatik düşünme becerisiden alır.
Ama yetmez empati,cesaret,hoşgörü,sabır ve sevgi de gerekir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Anadolu aydınlanmasını nasıl başardığını,yola çıkarken nasıl zorluklarla başa çıkabildiğini unutmamalıyız.