Bir ülkeyi korumak çocukları korumakla başlar
Sosyal Hizmet Uzmanı Belma Özoran, beş çocuğun yanarak ölmesini değerlendirdi, ‘Hukuki çerçeveden bakarsak çocuğun üstün yararı ilkesi bu vakada gözardı edilmiştir.’ dedi. Özoran, kanunlarımıza göre çocuklara güvenli bir ortamda yetişme hakkının sağlanması gerektiğini vurguladı
Antalya Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Başkanı Belma Özoran, İzmir’in Selçuk ilçesinde meydana gelen olayda beş çocuğun yanarak hayatını kaybetmesinin, aileyi ve çocuğu koruyan yasalarımızın uygulanmadığının göstergesi olduğunu söyledi. Devletin yanı sıra tüm toplumun çocuklara sahip çıkması gerektiğini ifade eden Özoran, şöyle konuştu:
“Biz Sosyal Hizmetler Uzmanları Derneği olarak çocuk refahı için çalışıyoruz. Bir ülkeyi korumak ve sevmek, çocukları korumak ile başlar. Kanunların da tam olarak uygulanmasını istiyoruz. Bizler artık bu acıları yaşamak istemiyoruz.”
ANAYASA’NIN 41. MADDESİNE DİKKAT
Anayasa’nın 41. maddesine göre çocukların üstün haklarının korunması gerektiğini belirten Belma Özoran, çocuk koruma sisteminde görülen eksikliklere dikkat çekti:
“İzmir Selçuk’ta meydana gelen ve beş çocuğumuzu kaybetmemize neden olan elim hadisede, çocuk koruma sistemimizin ve yatılı bakım kuruluşlarımızın kapasitelerinin acil olarak gözden geçirilmesi gerektiğini gözlemliyoruz.
“Çocuk koruma sistemimizde görülen eksikliklere ve alınacak önlemlere dikkat çekmek istiyoruz. Hukuki çerçeveden bakarsak çocuğun üstün yararı ilkesi bu vakada gözardı edilmiştir. Oysa Anayasamızın 41. maddesine göre, çocuğun üstün yararı ilkesi her türlü uygulamada gözetilmelidir. Risk altındaki çocukların korunması devletin en temel görevlerinden biridir. Ayrıca 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu temel ilkeleri doğrultusunda çocukların güvenli bir ortamda yetişme hakkı vardır.
“Uygulama esaslarının başında çocuğun üstün yararı ilkesi, tüm kurumsal kararlarda öncelikli değerlendirme ilkesi olmalıdır. Risk değerlendirmelerinde çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimi bütüncül olarak ele alınmalıdır. Aile birliğinin korunması önemli olmakla birlikte çocuğun güvenliği risk altındaysa koruyucu tedbirler alınmalıdır.”
Özoran devlet yatılı bakım sistemlerinin de gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti:
“Burada iki kavram var : Birincisi, yatılı bakım sistemlerinin gözden geçirilmesi, kurumların fiziksel yapılarının düzenlemesi. İkincisi, personel sayılarının ve peronelin hizmet içi eğitimlerinin artmasıdır. Çocuklardaki yaş ve engel durumuna göre aktivitelerin yaptırılması önem arz etmektedir.”
‘ANNE YALNIZ BIRAKILMIŞ’
Antalya Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Başkanı Belma Özoran, Selçuk olayında, annenin yalnız bırakıldığını vurguladı:
“Olayı incelediğimizde görüyoruz ki, Emniyet, Sağlık ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlıkları, çevrede yaşayanların hepsi, durumun aciliyetinin farkında ama göz yumuluyor. Asıl tehlike buradan sonra başlıyor. Kadının yalnız bırakıldığı, eşinin cezaevinde olduğu ve annenin güvenli olmayan bir iş yaptığı biliniyor. Yine de anne beş çocuğu ile yalnız bırakılıyor.
“Burada aile planlama çalışmalarının da yapılmadığını görüyoruz.
“Yapılması gereken, ailelerin değerlendirilmesi ve acil ihtiyaçlarının giderilmesi. Ülkemizde sosyal devlet ilkesinin uygulanması, bu acı olayların yaşanmaması için kadına iş, çocuklara gündüz bakım hizmetleri ve barınma ihtiyaçlarının karşılanması yeterli olacaktı. Burada görüyoruz, görevlerimizi eksik yapıyoruz.”
‘OKULLARDA SOSYAL HİZMET UZMANI İSTİHDAM EDİLSİN’
Belma Özoran, Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin ve uygulamalarının yeniden ele alınması gerektiğini, okullarda da sosyal hizmet uzmanı istihdam edilmesi gerektiğini söyledi:
“Sosyal hizmet uygulamaları her dönemde çocuğun yanındadır. Doğduğu andan itibaren sosyal yardımlarla, ekonomik destekle, psikolojik destekle, ailelere ve ebeveylerin eğitimleriyle aileyi ve çocuğu desteklemelidir.
“Bir yerde istihdam yok, orası da okullar. Okul başarısızlığı, okuldan kaçma, suça sürüklenmeyi önlemek için, okullarda sosyal hizmet uzmanı istihdam edilirse bu yaş dönemine de destek olunacaktır. Çünkü yardıma ihtiyacı olan ailelerin ya da suça sürüklenen çocukların okuldan kopmaması için verilecek desteğin devamlılık göstermesi, çocuğun ileride meslek sahibi olması, ülke kalkınması, refahı için de gereklidir.”
TOPLUM ÇOCUKLARA KOL KANAT GERMELİ
Özoran, çocukların sadece sosyal hizmet kuruluşları ile korunamyacağını söyledi, bütün toplumu ailenin refahı için harekete geçmeye, çocuklara kol kanat germeye davet etti:
“Uzun vadeli desteklerle çocuk koruma sisteminin tamamlanmasını sağlamalıyız, koruyucu ve önleyici hizmetleri tam kapasite çalıştırmalıyız. Ancak unutmamalıyız ki çocuklar hepimizin çocukları, sadece ailesinin yükümlülüğünde değildir. Tüm toplumun çocuklara kol kanat germesi ve aile birliğine sahip çıkması, desteklemesi gerekir.
“Çünkü toplum, milli kültüre dayanarak çocukları koruması gereken bir konumdadır. Acilen, tüm kuruluşları ve halkımızı çocuklarımıza sahip çıkması için harekete geçmeye davet ediyoruz.
“Biz Sosyal Hizmetler Uzmanları Derneği olarak çocuk refahı için çalışıyoruz. Bir ülkeyi korumak ve sevmek, çocukları korumak ile başlar. Bunu çok iyi biliyoruz. Kanunlarında tam olarak uygulanmasını istiyoruz. Bizler artık bu acıları yaşamak istemiyoruz.”
‘CEZALAR CAYDIRICI OLMALI’
Belma Özoran, ceza sistemi ile ilgili sorunlara da değindi. Kadını koruyan 6284 Sayılı Kanun’u değerlendiren Özoran, şiddete karşı korumanın ancak başvuru yapıldığında devreye girdiğini, yasanın gereklerinin uygulamada tam anlamıyla yerine getirilmediğini vurguladı:
“Kadınların şiddete uğradığını hatta en yakınları tarafından şiddete uğradığını her gün görüyoruz. Cezaların çok caydırıcı olmadığını, suçluların çok küçük cezalar aldığını, iyi hal indiriminden faydalandıklarını ya da tutuksuz yargılanmak üzere salıverildiğini, koruma kararı alınmasına rağmen kadınların hayatını kaybettiğini de görüyoruz.
“6284 Sayılı Kanun’a baktığımızda kadın hakları korunmaktadır. Kadınlar şiddete uğradıklarında ya da tehdit aldıklarında, koruma kararı istediklerinde hemen devreye giriyor. Her türlü şiddette, psikolojik, cinsel, ekonomik, fiziksel şiddet de olabilir.
“6284 Sayılı Kanun devreye girdikten sonra yasal süreç başlıyor. Eğer çocuk varsa hakim karar alıyor ki uygulanması zorunlu karardır bunlar. Örneğin çocuğun eğitiminin takip edilmesi, sağlık sisteminden yararlanması ve takibinin yapılması, barınmasının sağlanmasıyla ilgili, yargı aileyi destekliyor ya da kuruma yerleşmesini sağlıyor.”