Çalışanlar sessiz bir krizle mücadele ediyor

AXA ve IPSOS’un 16 ülkede yaptığı küresel çaplı bir araştırma, çalışanlar arasında stres, kaygı ve tükenmişlik oranlarının endişe verici düzeyde arttığını ortaya koydu. 18-75 yaş arası bireylerle yapılan ankette, özellikle çalışan kesimin stres, kaygı ve tükenmişlik belirtileriyle giderek daha fazla mücadele ettiği görüldü. Ankete Türkiye’nin yanı sıra Belçika, Fransa, Almanya, ABD, Japonya ve İngiltere gibi ülkelerden katılımcılar dahil edildi.

Araştırmaya göre her üç kişiden biri en az bir ruh sağlığı sorunu yaşıyor. Depresyon ve anksiyete başta olmak üzere zihinsel sorunların yaygınlaştığı bu dönemde, önceki yıllara göre kayda değer bir iyileşme de gözlemlenmiyor. Aksine, artan stres düzeyi, çalışanları hem ruhsal hem de fiziksel açıdan daha kırılgan hale getiriyor.

AXA Avrupa Piyasaları ve Sağlık CEO’su Patrick Cohen, raporun sunumunda yaptığı açıklamada, “İklim değişikliği, ekonomik belirsizlikler, çevrimiçi tehditler ve sürekli olumsuz haberlere maruz kalmak bireylerin ruh sağlığını olumsuz etkiliyor. Tüm bu faktörler birleştiğinde, toplum genelinde yaygın bir kırılganlık hissine yol açıyor. dedi.

12 MİLYAR İŞ GÜNÜ KAYBI

Çalışanlar arasında stresin başlıca nedenleri arasında iş güvencesizliği, yüksek iş yükü ve iş-yaşam dengesini kuramamak öne çıkıyor. Araştırmaya göre, katılımcıların yarısından fazlası son iki hafta içerisinde “ortalamanın üzerinde” stres seviyeleri yaşadığını belirtti. Bu durum sadece ruhsal değil, fiziksel sorunlara da yol açıyor. Uyku problemleri, konsantrasyon güçlüğü, baş ağrıları ve kas gerginliği en yaygın belirtiler arasında.

Depresyon ve anksiyetenin iş dünyasındaki etkisi ise oldukça çarpıcı. Çalışmaya göre, bu iki sorun her yıl küresel ölçekte yaklaşık 12 milyar iş günü kaybına neden oluyor. Bu sadece bireysel sağlık açısından değil, şirketlerin verimliliği açısından da büyük bir kayıp anlamına geliyor.

Ruh sağlığı nedeniyle alınan hastalık izinlerinde ciddi bir artış söz konusu. Araştırma, 2024 yılı itibarıyla tüm hastalık izinlerinin yüzde 27’sinin zihinsel sağlık kaynaklı olduğunu ortaya koydu. Bu oran, 2023’e göre dört puanlık bir artış anlamına geliyor. Özellikle Fransa’da ruh sağlığı, uzun süreli hastalık izinlerinin başlıca nedeni haline gelmiş durumda.

RUH SAĞLIĞI İZNİ YÜZDE 42’YE ÇIKTI

Anket sonuçları, genç yetişkinlerin zihinsel sağlık sorunlarına karşı çok daha savunmasız olduğunu gösteriyor. 18-24 yaş aralığındaki katılımcıların yüzde 85’i, stres, anksiyete ya da depresyon gibi belirtileri az ya da çok yaşadığını ifade ediyor. Bu yaş grubunda ruh sağlığı nedeniyle hastalık izni alanların oranı ise yüzde 42’ye çıkmış durumda.

AXA yöneticisi Patrick Cohen, “Bu veriler bize açık bir kuşak farkı olduğunu gösteriyor. Gençler yalnızca daha fazla etkilenmekle kalmıyor, aynı zamanda yalnızlık ve sosyal medyanın baskısı gibi faktörlerle başa çıkmakta da zorlanıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Sosyal medyanın etkisi ise dikkat çekici. Genç yetişkinlerin yüzde 52’si sosyal medyanın ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olduğunu belirtirken, bu oran genel nüfusta yüzde 36’da kalıyor. Yani gençler hem dijital yorgunluk hem de sosyal izolasyonla daha yoğun şekilde baş etmeye çalışıyor.

İŞ YERLERİNDEN DAHA FAZLA DESTEK BEKLENİYOR

Tüm bu tablo karşısında çalışanlar, iş yerlerinden daha fazla destek talep ediyor. Ankete katılanların yalnızca yüzde 47’si iş yerinde ruh sağlığına ilişkin özel bir politika bulunduğunu belirtirken, yüzde 52’si böyle bir desteğin hayata geçirilmesini istiyor. AXA Global Health CEO’su Nils Reich, “Artık çalışanlar, yalnızca maaş veya kariyer fırsatları değil, aynı zamanda duygusal ve zihinsel destek de bekliyor. Şirketler bu konuda sorumluluk aldığında sadece çalışanlarının refahına katkı sunmakla kalmaz, aynı zamanda devamsızlık ve düşük verimlilik gibi kendi iç sorunlarını da hafifletir.” dedi. Reich’e göre, ruh sağlığı konusunda konuşmak ve açık bir kültür inşa etmek, şirketlerin hem çalışan bağlılığı hem de kurumsal sürdürülebilirlik açısından atabileceği en önemli adımlardan biri.

EN ÇOK PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK HİZMETİ ALINDI

AVİTA Çalışan Destek Programı’nın 2024 Değerlendirme Raporu, iş yaşamında ruh sağlığı desteğine olan ihtiyacın arttığını ortaya koydu. Rapora göre, çalışanların en çok başvurduğu hizmet yüzde 43 ile psikolojik danışmanlık oldu. Bu oran pandemi döneminde yüzde 33’tü.

Destek alanların büyük bölümü (yüzde 84) kendileri için yardım talep ederken, yüzde 14’ü eş veya aile bireyleri, yüzde 2’si ise çocukları için danışmanlık aldı. En çok kaygı, çocuk gelişimi ve depresif belirtilerle ilgili başvurular öne çıktı.

Rapor, kadın çalışanların en çok psikolojik danışmanlık; erkeklerin ise yüzde 29 oranla mevzuat danışmanlığı hizmetine yöneldiğini gösterdi. Hukuki destek taleplerinde özellikle ev sahibi-kiracı ilişkileri öne çıktı.

Psikolojik ve hukuki desteğin ardından en çok talep edilen alanlar tıbbi bilgi (yüzde 9), sağlıklı beslenme ve mali danışmanlık (yüzde 6), veteriner danışmanlığı (yüzde 2) ve ergonomi konuları (yüzde 1) oldu. 2024 yılı boyunca AVİTA tarafından 78 binin üzerinde seans gerçekleştirildi. Bu seansların yüzde 44’ü yüz yüze, yüzde 39’u telefonla, yüzde 17’si ise online olarak yapıldı. AVİTA, sunduğu hizmetlerle kurumlara toplamda 155.436 çalışan/saat tasarruf sağladı. Kaynak: Aydınlık