Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 13°C
Hafif Yağmurlu
Adana
13°C
Hafif Yağmurlu
Paz 13°C
Pts 14°C
Sal 16°C
Çar 17°C

Cemal Süreya’nın kaleminden Sezai Karakoç ‘Bulgucu adam sıkıştırılmış deha’

Cemal Süreya’nın kaleminden Sezai Karakoç ‘Bulgucu adam sıkıştırılmış deha’
18 Kasım 2021 11:49
A+
A-

Hakkında çok sayıda taziye mesajı paylaşılan şair, yazar ve düşünce insanı Sezai Karakoç, dün toprağa verildi. Cemal Süreya, 99 Yüz adlı kitabında şair Karakoç’un ender kişiliğini anlatmıştı

Vefat eden şair ve yazar Sezai Karakoç, son yolculuğuna uğurlandı. 88 yaşında hayatını kaybeden usta edebiyatçının cenazesi, dün Şehzadebaşı Camisinde kılınan cenaze namazının ardından Cami’nin haziresine defnedildi. Toplumun birçok kesiminden yazar, akademisyen, devlet yetkilisi ve Karakoç’un sevenleri, edebiyatçılığının yanında büyük bir düşünür olarak kabul edilen sanatçıya ilişkin duygu ve düşüncelerini paylaştı.

Karakoç’un ölümünü sosyal medya hesabından duyuran Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Karakoç’un örnek bir hayat, sağlam bir fikir örgüsü ve büyük bir edebi mirası gerisinde bıraktığını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da paylaştığı taziye mesajında Karakoç için, “Fikirleriyle nesillere yol gösteren, edebiyatımızın, düşünce dünyamızın, ülkemizin büyük mütefekkiri, ‘Diriliş Şairi'” ifadelerini kullandı.

Cemal Süreya, 99-yüz adlı kitabında Sezai Karakoç’u şöyle anlatıyor:

“Bulgucu adam. Belki de ülkemizde tek bulgucu. Çok daha yetenekli bir Mehmet Akif’in tinsel görüntüsüyle adamakıllı dürüst bir Necip Fazıl’ınkini iç içe geçirin, yaklaşık bir Sezai Karakoç fotoğrafı elde edebilirsiniz.

“Türkiye’de, özellikle sağın, özellikle de mukaddesatçı kesimin içinde yalnız. Bir başına. Hiçbir ortaklığa girmez. Dışarıda ve yukarıdadır. Düşüncesini de öfkesini de hemen ortaya koyar. Ama yalnız olması yalnız kalma anlamında değil, diyorum. Yapısı öyle.

“Karakoç ve Şevket Eygi Ankara’dan geldiler. Bundan mı acaba? Aydınlar Ocağı tipiyle aralarında en küçük benzerlik yok ikisinin de. Özellikle Karakoç, bence, yaşama konumu olarak da tek ve benzersiz bir kişi. Tek ama, 1960’tan bu yana mukaddesatçı kesimde boy gösteren sanatçı ve yazarları en çok o etkilemiş. İsmet Özel bile yeni yöneliminde ilk onu aramıştı.

“Özdenören kardeşler Anadolu’ya Kafka yaratıkları salarken ondan ışık almışlardı. Cahit Zarifoğlu’nun büyük inanç içindeki küçük inançsızlıklarını Karakoç’ tan sapma olarak düşünebiliriz.

“Aydınlar Ocağı tipi için inanç, kılık kıyafet gibi, rahatlığa ulaşmış tavır gibi, hemşerilik gibi bir şey. Marmara Kıraathanesi’ndeki şakaları, dedikoduları da içerir. Bu tipin en belirgin örneği rahmetli Fethi Gemuhluoğlu idi. Aynı tip Mehmet Çavuşoğlu’nda sevinçli bir yüzeysellik, Mehmet Genç’ te doğrudan düşünceye açılmak isteyen bir derinlik kazanır.

“Karakoç ise bir yerde inancının çılgını. Onunla delici bir ideolojiye ulaşmak ister. Bunun için her şeyi bilmesi gerektiği kanısındadır. İnancı hem silahı, hem çocuğudur. Düşüncesini iyice soyut bölgelere götürür. Mantığını yitirir, bir başka mantık bulur. Sözgelimi, İstanbul başkent kalsaydı Türkiye’nin durumu daha iyi olurdu diyebilir. Ayasofya’nın cami olarak açılmasıyla bir kurtuluş olasılığının belireceğini bile sezdirebilir.

“Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde birinci sınıf öğrencisiyken kendisine asistanlık önerilmiş, ama kabul etmemiştir.

“Kendisi için gazetede üst üste başyazı yazan Prof. Osman Turan’ın yüzüne bakmamıştır.

“Diriliş Yayınevi de sahibine benziyor. Yalnız Karakoç’un kitapları basılır bu yayınevinde.

“Dışarıya karşı bağnaz değil. Her şeyi tartışabilirsiniz.

“Kimseyi küçük düşürmez. Ama bazı kişileri büyük düşürdüğü olmuştur.

“En ilkelle en modern arasında durur.

“1950’li yıllarda bir hilesini yakalamıştım: Necip Fazıl kendisinden borç ister, 0 da her seferinde cebindeki parayı son kuruşuna kadar verirdi. Sonunda kendisi aç kalırdı. Buna bir çare düşündü. Marmara Kıraathanesi’ne giderken, özellikle de ay başlarında yanında daha az para taşıyordu. Az dedim ya, o kadar da az değil. Maaşının yarısı kadar. Sanırım, Karakoç’ un hayatındaki tek oyun budur. Başka bir yerde de yazmıştım, üniversite yıllarında burslarını kırdırıp üstada verirdi.

“Maliye Müfettiş Yardımcısı ve Gelirler Kontrolörü olarak Türkiye’yi dolandı. Bakarsın Arapkir’de, bakarsın Karaköse’de.

“Zaman zaman kaybeder. Ama rövanşı mutlaka alır.

“Sultanahmet Camii’nin külliyesinde dergi çıkardı.

“Öyle bir Müslüman ki Marx da bilir, Nietzsche de bilir, Rimbaud da bilir. Salvador Dali de sever. Nâzım da okur.

“Sıkışmış, sıkıştırılmış deha. Alçakgönülle katı yüksek uçuyor.

“Şemsiyesi yok.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.