CHP nereye koşuyor? / İsmet Özçelik
En çok değişen parti CHP.
Bu ifade Kılıçdaroğlu’na ait.
CHP gerçekten de çok değişti.
Baykal operasyonu öncesi…
Pentagon’la çalışan,
İsveç İpekyolu Enstitüsü’nün planları tıkır tıkır işliyor.
Baykal istifaya zorlandı.
Yerine Kılıçdaroğlu getirildi.
Parti politikaları değiştirildi.
Batı tarafından destekleniyor.
ÖZAL ÖVGÜSÜ
Son bombası Özal’la ilgili sözleri.
Özal Müzesi açılışına katıldı.
Bir de konuşma yaptı.
Turgut Özal’ı öve öve bitiremedi.
Özetle şunları söyledi:
“Devleti çok iyi tanırdı.
Devleti ayrı, siyasi partiyi ayrı yere koyardı.
Bilgiye, birikime, liyakate önem verirdi.
Bu ülkeye büyük katkılar yaptı.
Türkiye Özal’la atılım sürecine girdi.
Özal’ın Türkiye’sini yeniden inşa edeceğiz.”
BİRİ BİLE DOĞRU DEĞİL
Kılıçdaroğlu’nun sözleri.
Bir tanesi bile doğru değil.
İsterseniz tek tek sıralayayım:
12 Eylül öncesi…
Nasıl terör bilerek azdırıldıysa,
Evren’in deyimiyle “şartların olgunlaşması” beklendiyse, ekonomi için de aynı şey geçerli.
Her şeyin kötüleşmesi seyredildi.
Arkasından 24 Ocak Kararları…
Demokrasilerde uygulanamazdı.
“Bizim çocuklar” 12 Eylül Darbesini yaptı.
Amerika açısından;
12 Eylül’ün asıl lideri Özal’dı.
Kenan Evren güvenlik amiriydi.
DEVLETİ ÇÖKERTTİ
Devleti de fazla tanımazdı.
Amerika’dan getirdiği prensler…
Liyakat, bilgi hak getire…
Hepsi kritik noktalara atandı.
Devlet hafızası yerle bir edildi.
Birçoğu sonra yargılandı.
Mafya içi çatışmalarda kurşunlananlar bile oldu.
Şimdi adlarını bilen yok.
YOLSUZLUKLAR
Devletin yerini özel çıkarlar aldı.
Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle çeteler…
Özallı yıllarda da vardı.
Atatürk’ün Çankaya’sında olanlar…
Aile içinde yaşanan kavgalar…
Davulcu damadın anlattıkları…
Köşkün duvarlarının dili olsa da konuşsa.
İhalelerin veriliş şekli…
Kılıçdaroğlu nasıl da gözlerini kapatmış.
Bugün şikâyet ettiği yolsuzluklar…
Taşları Özal döneminde döşendi.
“Onun memuru işini bilirdi.”
Yolsuzluklardan şikayet edip Özal’ı övmek…
İnsanlarla dalga geçer gibi.
ÇANKAYA’NIN ŞİŞMANI
Büyük madenci yürüyüşü.
Yüz bin maden işçisi…
Zonguldak’tan Ankara’ya yürüyüşe geçti.
Attıkları slogan her şeyi anlatıyordu.
“Çankaya’nın şişmanı, İşçi düşmanı.”
BİR KOYUP ÜÇ ALACAKTIK
Dönemin ABD Büyükelçileriyle içli dışlıydı.
Çankaya’nın mutfağında gece sandviç yapıp yiyecek kadar samimiydi.
1. Körfez Savaşı öncesi…
ABD’den hızlı davranmıştı.
Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattı…
Ambargodan bir gün önce kapatmıştı.
Bu nedenle Türkiye büyük kayba uğradı.
BM’nin 50. maddesi uyarınca başvuru yaptık.
“Ambargodan zarar gördük” dedik.
BM, “Siz ambargo kararından önce hattı kapattınız” diyerek başvurumuzu reddetti.
Biz “Bir koyup üç alacaktık”.
Tam tersi oldu.
Hangi birini anlatalım.
VAY HALİMİZE…
Kılıçdaroğlu Özal’la çok görüşmüş.
Ben de gazeteci olarak kendisini izledim.
Hatta darbe sonrası ilk bayramda,
Side’de Turtel Otel’de buluşup röportaj yaptım.
Yapacaklarını sıralamıştı.
Ekonomik krizin yükü…
Emekçilerin sırtına yıkılacaktı.
Nasıl da ballandıra ballandıra anlatmıştı.
Kılıçdaroğlu iktidara gelirse,
Özal’ın Türkiye’sini inşa edecekmiş…
Vay Türkiye’nin haline…
Eskiden “Turgut nereden koşuyor?” diye sorulurdu.
Şimdi yanıtı aranan soru şu:
“CHP nereye koşuyor?”