CHP’yi Amerika’nın kuryesi yaptılar! / Fikret Akfırat yazdı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı başkanlığında bir heyet, Irak’ın kuzeyine gitti. Heyette, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Dış Politika Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz, Parti Meclisi Üyesi, eski Siirt İl Başkanı Nevaf Bilek, basına yansıyan haberlerde Ali Babacan’a yakın olarak tanımlanan Kılıçdaroğlu’nun eski ekonomi danışmanı Prof. Dr. Mehmet Hasan Eken ile partinin uluslararası ilişkiler uzmanlarından ABD Genç Politik Liderler Programı bursiyeri Enver Ömür Polat yer alıyor. Heyet, 6 Eylül’de Erbil’de KDP lideri Mesut Barzani, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, IKBY Başbakanı Mesrur Barzani, KDP’nin ağır toplarından ABD işgalinden sonra Irak Dışişleri Bakanı yapılan Hoşyar Zebari, KDP eski Türkiye Temsilcisi, fiilen IKBY’nin Dışişleri Bakanı gibi çalışan Dışilişkiler sorumlusu Sefin Dızayi ve KDP Genel Sekreteri Fazıl Mirani ile görüştü. Ayrıca Yezidi inanç önderleriyle akşam yemeğinde bir araya gelen CHP heyeti, Kürdistan Yurtseverler Birliği ve Goran Hareketi yetkilileriyle de buluştu. Heyet daha sonra Kerkük’e geçerek Irak Türkmen Cephesi Başkanı Hasan Turan ile de bir araya geldi.
OBİT’İ KDP İLE Mİ KURUYORSUNUZ
Oğuz Kaan Salıcı ziyaretle ilgili açıklamasında şunları söylüyor:
“Partimiz, Ortadoğu barışı ile ülkemizin bölgesel hak ve menfaatlerini önceleyen bir siyaset anlayışını benimsemektedir. Kuzey Irak’ta yapılacak görüşmelerde, bölge barışına katkı sunmak için Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı ‘Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’ (OBİT) kurulmasının önemine değinilecektir. Cumhuriyet Halk Partisi, komşularla diyalog kanallarımızın açık tutulmasının önemine inanarak, Ortadoğu’da suların durulması için Ana Muhalefet Partisi olarak büyük bir hassasiyet ve sorumlulukla üzerine düşen her türlü yapıcı katkıyı sunmaya devam edecektir.”
Peki Sayın Salıcı ve heyeti oraya yollayan Sayın Kılıçdaroğlu, size kimse IKBY’nin mevcut Irak anayasasına göre dış ilişkilerde Irak merkezi Hükümetine bağlı bir federatif bölge olduğunu söylemedi mi? OBİT diye iddialı bir hedef ortaya atıp, bunun ilk adımı olarak daha 4 yıl önce Irak’tan ayrılmak için referandum girişiminde bulunan Erbil’deki Barzanilerle buluşma da ne demek oluyor? Irak merkezi Hükümeti’nden bu ziyaretin nasıl görüneceğini düşündünüz mü? Belki siz düşünmediniz ama heyette yanınızda yer alan eski Büyükelçi, yıllarca NATO’da dirsek çürüten Ünal Çeviköz’ün bunları bilmemesi mümkün değil.
Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kurmak istiyorsanız, Irak, İran, Suriye, Azerbaycan ve bölgede ağırlığı olan Rusya ve Çin yönetimleriyle görüşmeniz beklenir. Bağdat’a, Tahran’a, Şam’a, Bakü’ye, Moskova’ya neden gitmiyorsunuz da koşa koşa Erbil’e gidiyorsunuz?
BAYRAM MI SEYRAN MI
Peki nerden çıktı bu ziyaret? İşin esasına gelelim. Ziyaretin, Ortadoğu’da ülkeler arasında barış ve işbirliği teşkilatı kurmakla hiçbir ilgisinin olmadığı, görüşülen kişilere bakılınca çok net bir şekilde anlaşılıyor. Görülüyor ki, CHP heyeti, KDP’nin ne kadar üst düzey yetkilisi varsa görüşmüş, gündeme süs olarak başka bazı kişiler de eklenmiş. Mesele Barzanilerle görüşme değil, görüşmenin içeriği.
Niyet okumuyoruz. Salıcı’nın açıklamalarında dayanarak söylüyoruz.
Salıcı, “TSK ile PKK arasındaki çatışmalar görüşmelerde dile geldi mi” sorusunu şöyle yanıtlamış: “Bakın, şiddet ve terör olduğunda demokratik ilişkiler kurulamaz. Bu yüzden terörizm ve şiddet durmalı ki sonra siyaset ve diplomatik ilişkiler sağlanır birlikte diyalog kurulabilir. Farklı taraflar diyalog kurabilir. Fakat silahlar konuşur ve şiddet olursa diyalog da olmaz.”
Salıcı, tüm konuların diyalog yolu ile tartışılıp görüşülebileceğini söyledikten sonra “Kürt ve Türkler arasındaki sorunlar da mı?” sorusuna, şöyle yanıt vermiş:
“Tüm sorunlar, Türkiye ile Irak, partiler arasındaki sorunlar, HDP, KDP ve bölgedeki sorunlar da. Sorunlarımızdan bahsetmek ülkemizin geleceğinden bahsetmek daha yararlıdır.”
(Rudaw, 6 Eylül 2021).
Demek ki neymiş, HDP (siz PKK diye okuyun) ve KDP arasındaki sorunlar görüşmenin gündemindeymiş.
PKK’NIN KDP İLE İLGİLİ ÇAĞRISI
Salıcı’nın bu soruya verdiği yanıt aslında heyetin ziyaretinin amacını ele veriyor. CHP heyetinin ziyaretinin, PKK’nın KDP’ye karşı “demokrasi güçleri”ni harekete geçirme çağrısına denk gelmesi bakımından anlamlı. PKK, KDP yönetimini, Türk Ordusu’nun Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirdiği harekatların ortağı olmakla suçluyor. PKK yayın organları, KDP karşıtı propagandalarla dolu. Bazı bölgelerde, PKK ile KDP arasında zaman zaman alevlenen silahlı çatışmalar da cereyan etti.
İşin özü ise şu: Erbil yönetimi, Ankara ve Bağdat arasında 9 Ekim 2020’de bağıtlanan Sincar anlaşması nedeniyle PKK sıkışmış durumda. Bu anlaşmayla Sincar’ın PKK’nın denetimindeki unsurlardan temizlenmesi kararlaştırılmıştı. Ama daha önemlisi, Türkiye’nin alanı ve çapı genişleyen harekatlarıyla PKK’nın köşeye sıkışmış olması.
Türkiye’nin 1992 yılından beri yaptığı harekatlarda KDP ilk başta Türkiye’ye destek verir görünür bir süre sonra ABD’nin etkisiyle tekrar PKK’nın alan kazanmasına imkan tanırdı. Özellikle, 2017’deki başarısız referandum girişiminin bölgesel ortaklık yoluyla engellenmesinden sonra bu koşullar değişti. Hele ABD’nin Afganistan’dan yenilerek kaçtığı bu ortamda KDP yönetiminin, Türkiye, Irak, Suriye ve İran’ın arzusu hilafına ABD hesabına hareket etme koşulları ortadan kalktı.
Bu nedenle PKK cıyak cıyak bağırıyor. Salıcı başkanlığındaki CHP heyeti de bu ortamda, Salıcı’nın deyişiyle “(HDP-KDP dahil) partiler arasındaki sorunların diyalog yoluyla çözümü” için Erbil’e gidiyor.
10 ARALIK CHP OLDU
Salıcı’nın, HDP ile ittifakı, açılım politikalarını, Batı yanlısı liberal politikaları savunduğu biliniyor. 10 Aralık Hareketi’nin hazırladığı anayasa taslağında ademi merkeziyetçilik (federasyona giden yol) vardı, Türk milleti yoktu.
Hareket’in etkin elemanlarından İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganına karşı çıkmış ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde HDP ile ittifakı örgütlemişti.
Heyetteki “NATO’nun akil adamı” Ünal Çeviköz’ün PKK terör örgütünün Suriye kolunu, “PYD, Suriye Kürtlerinin temsilcisi bir siyasi oluşum, YPG de onun askeri boyutudur” diyerek meşrulaştırmaya çalıştığı hatırlardadır (Cumhuriyet, 8 Kasım 2018).
Kılıçdaroğlu da, “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” dememiş miydi? (T24, 29 Ekim 2019)
Bir dönem, 10 Aralık Hareketi’ni Kılıçdaroğlu’na muhalifmiş gibi sunuyorlardı. Oysa bugün gerçek bütün çıplaklığıyla ortada: 10 Aralık eşittir Kılıçdaroğlu ve günümüz CHP’si.
CHP’Yİ ABD’NİN KURYESİ YAPTILAR
CHP yönetiminin, PKK ile ilişkilerini yumuşatması için KDP ile görüşmeye gitmesini HDP rica etmiş olabilir. Ama, giden heyete baktığımızda bu gezinin bir ricayı yerine getirmekten çok bir talimatı uygulamak olduğunu söyleyebiliriz. Biden’den iktidar bekleyenlerin, Blinken’in talimatlarına harfiyen uyması anlaşılır.
Koskoca CHP’nin, ABD’nin kuryesi yapılmasını seyreden, Atatürk’e bağlı olduğunu söyleyen CHP’liler bundan sonra bakalım ne diyecek! (Kaynak: Aydınlık Gazetesi)