Elektrik faciası davasında ilk gün maratonu… Kritik isimler ne ifade verdi?
İzmir’de yağışlı havada sokakta yürürken akıma kapılan İnanç Öktemay (44) ve Özge Ceren Deniz’in (23) ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 3 gün sürecek olan karar duruşmasında ilk gün maratonu sona erdi. İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU eski müdürü Ali Hıdır Köseoğlu ve GDZ Elektrik Dağıtım AŞ Genel Müdürü Uğur Yüksel mahkemede ifadelerini verdi. Mahkeme tanıkların dinlenmesi için yarın saat 10:00’a kadar ertelendi.
Ozan EKİZ/Büşra ÇETİNKAYA-EGEDESONSÖZ- Alsancak’ta 12 Temmuz’da sağanak yağış sırasında su birikintisine basan Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay’ın elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak 13 kişinin tutuklu bulunduğu, 42 sanıklı davada sonuç duruşmaları bugün başladı.
13-14-15 Kasım tarihlerinde 3 gün üst üste düzenlenecek olan davalarda ve 55 sanık için karar açıklanacak.
İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU önceki dönem Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, GDZ Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan yargılananlar arasında yer alıyor.
İZSU GENEL MÜDÜRÜ ERDOĞAN: İMALATLARIN YAPILDIĞI TARİHTE GÖREVLİ DEĞİLDİM
İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan mahkemede verdiği ifadede “İddianamede savcılık makamının iddia ettiği bir durum var. İmalatların yapıldığı tarihlerde hak edişin yapıldığı tarihlerde görevim yoktur. Resmi evrakları mahkemeye sundum. 20 Haziran 2024 tarihinde genel müdürlüğe vekaleten atandım. Genel müdürlüğe bakınca sadece yönetici değil, abisi olarak duruyorum. Bu olay olduğu andan itibaren adalete yardım etmeye çalışıyoruz. Barış Koç isimleri kendisi yazdı. Daire başkanlarımız her sokakta her telefona koşmuşlardır, kendilerinin masum olduğuna inanıyorum. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Önceki beyanlarımı kabul ediyorum” dedi.
GDZ ELEKTRİK DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜRÜ UĞUR YÜKSEL: GDZ ELEKTRİK’TE OLMAZ
GDZ Elektrik Dağıtım AŞ Genel Müdürü Uğur Yüksel ifadesinde, “2015’teki olayla ilgili bilgim yok. 4-9 Ocak’taki arızayı 12 Temmuz olayından sonra öğrendim. Elektrik dağıtım faaliyeti devlet tarafından düzenlenen bir faaliyet. Her ne kadar özel sektör olarak görülüyorsa tüm giderler kamu tarafından belirlenir ve karşılanır. Dolayısıyla yaptığımız işin kamu tarafındaki karşılığı denetim ve yönlendirmedir. 5’er yıllık uygulama döneminde, 3’üncü dönemdeyiz, EPDK’ya sunumumuzu yaparız. EPDK bunu inceler, azaltabilir, artırabilir. Yıllık yatırım bütçelerinin nereye harcanacağı bir önceki haziran ayında tek tek kamu gözetiminde devam eder. Devlet kaynaklarından yapılan tahsis değil, harcamamız gereken limittir. Yatırım yapmamak, kamunun müdahil olduğu bir süreçte hem yapabileceğimiz bir şey değildir hem de GDZ Elektrik’te olacak bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
ESKİ MÜDÜR KÖSEOĞLU: İZSU BU KONUDA KUSURLU DEĞİL
Duruşmaya SEGBİS ile katılan İZSU eski Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu savunmasında, ” Onlar ölümü hak etmedi. İzmir’de böyle bir olayı hak etmedi. Ben 30 yıldır yöneticilik yaptım. 5 yıl İZSU’da genel müdür olarak görev yaptım. Bilirkişi raporuna ilişkin burada bulunuyorum. Ortada suç var ancak bu işte kusuru olmayanların mağdur olunmaması önemli. İZSU bu konuda kusurlu değil. 560 sayılı yasanın 11. Maddesi genel müdürün tanımını yapar. Mevzuat gereği biz görevleri yardımcılara devredemeyiz. Ancak burada bir yetki devri yok. Genel Müdür daire başkanına görev devredemez. Genel Müdür ihale kararını verir. Arkadaşlarımız liyakattan bahsediyor. Bunu daire başkanına mal edemezsiniz” dedi.
BEN ARKADAŞLARIMIN İSMİNİ VERMEZDİM
Liyakat vurgusu yapan Köseoğlu, “Genel müdürlük hizmetlerinin yürütülmesinde yeteri sayıda genel yardımcısı var. Biz bakanlığın istediği sayıda daire başkanı atadık. 30 ilçede görev yapacak liyakatli daire başkanı atadık. Barış Koç içeride ve mağdurdur. Ömer Bey yıllardır mühendislik yaptı. İZSU şemasında her daire başkanı 20 yıllık çalışanlarımızdır. İZSU hiçbir çalışmasından dolayı kimseye zarar vermedi. Çünkü İZSU’nun bünyesinde bin tane mühendis çalışır. Ben o gün görevde olsaydım arkadaşlarımın ismini vermezdim ve mağdur olmazlardı” dedi.
Köseoğlu’nun savunmasının devamı şu şekilde:
BİLİRKİŞİ RAPORLARINA TEPKİ
İZSU çalışması 4’ünde başladı 5’inde asfaltlandı. Bilirkişi bunu bilmiyor. Bilirkişi kabloların orada olmadığını bilirdi. Bilirkişi bana göre tek bir doğru söylemiştir. Bu kablo uygun döşenseydi yaşanmazdı diyor. Tek doğru bu. AFAD defalarca yağmur için alarm verdi. Izgaraya kablonun teması olsaydı, ızgara bir iletken daha önce yaşanırdı. Orada çalışma yapan arkadaşlarımız zarar verseydi sonuçlar farklı olurdu. Yine deniyor ki, trafiğe açılmış olmasından kaynaklı. Karayolları bakım yaptığı zaman yol açıldığında yaşananlardan sorumlu mu, evet. Yüklenici sorumludur. Mevzuat der ki 5 yıl imalat hatasından kaynaklı sorumluluk vardır.
Bilirkişi İZSU’nun çalışmasını biliyor ama 5’inde asfaltlandığını bilmiyor. 9 Ocak’taki Gediz çalışmalarını da bilmiyor bilirkişi. Tanık ifadelerinden de haberi yok. Kablo standardı ve ızgara konusunda söyledikleri doğru ama onun dışındaki yaptığı yorumlar çok mağdur yaratıyor. Izgara neredeyse asfalt kotunun üstünde. Kablonun ızgaraya teması yok. Bilirkişi raporu sıkışmadan dolayı yer değiştirmiş diyor ama böyle bir sıkışma şansı yok. İki ızgara arasında kablolar var, arkadaşlarımız kabloları plastik boru ile kapatıp asfaltlıyor. Gediz daha sonra tamir ederken kabloyu çıkarıyorlar ve daha sonra orası trafiğe açık yolda 4 ay kalıyor. Ocak’tan Temmuz ayına kadar AFAD uyarılar verdi. Yağmurlar yağdı, eğer İZSU’nun hatası olsaydı çok daha önceden sonuçlar olurdu.
İzmir’e aylar sonra yağmur düştü
MAĞDURUM, SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM
El insaf. Bu kadar mağdur etmeye kimin hakkı var? Yeterli sayıda ızgara neye göre yapılmadı? Elim olay yaşandıktan sonra bir çok yerde kablo yenilediler. Ben yeni bir rapor hazırlanmasını talep ediyorum. Sizin 1200 mahallenin her noktasını görme şansınız olmaz. Aile üzüntülüdür, ancak biz de mağduruz. Ben polis eşliğinde İzmir’e geldim. 5 yıldır defalarca orada sokak hayvanı vefat etmiş. Bunlar dikkate alınmadan bizim yeni genel müdürümüz, şube başkanları, amirler, mühendisler, hepimiz buradayız. Bilirkişi raporundan kaynaklı olarak. Bu olay yaşandığında daire başkanımız Barış Koç gidiyor. Mağduriyetlerin giderilmesi adına mahkemenin teknik bilgileri ışığında aydınlatılması gerekiyor. Görüntüler incelendiğinde İZSU’dan kaynaklanmadığını görebilirsiniz. Mağdurum, suçlamaları kabul etmiyorum. Adli kontrol şartının kaldırılmasını talep ediyorum.
ARGAN MÜHENDİSLİK SORULDU
“Argan mühendisliğe verilen ihalede imzanız var mı? “sorusu soruldu. Köseoğlu ise , ” Bu ihale komisyon üyelerinin imzasıyla yönetim kuruluna gelir. Sözleşme günü geldiğinde imzalanır. Arkadaşlarım bu işte sorumluluğu yok. Kordon boyunda ve Karşıyaka’da esnafımız mağdur oldu. Bu sebeple AFAD uyarısı dikkate alınarak işlem yapıldı. Bu işin kazı ile bağlantısı yok. Daire başkanına yaptığı idari bir işlemdir. Bu olayla bağlantı yoktur. Daire başkanı gerekli açıklamayı yapmıştır. O çalışmayı yapan Argan Mühendisliğin yaptığı çalışma doğrudur. Argan Mühendislik firmaya giren tek firma mıydı hatırlamıyorum” dedi.
KİRLENMEME HAKKI
Ali Hıdır Köseoğlu’nun avukatı, “Sanık diye ifade almak haklara aykırı. Memur gibi izne tabi olduğu yazılı. Dosyada yazdığı gibi müvekkilim memurdur. Sanık sıfatıyla kabul etmiyoruz. Müvekkilim kirlenmeme hakkını kullanmak istiyor. Kuru ve yaş birbirine karıştırılmış. O olayda 2 gencin mağduriyetine sebebiyet veren gerçek sorumluların aradan kaynayacak şekilde iddianame hazırlandı. Hukuki bir garabe var. Yetkili makamlardan izin alınmadan bir kişi sanık sıfatıyla çıktı” dedi.
HER YERDE ELEKTRİK Mİ ÇARPIYOR?
Yağmur günü su birikmesi ve mazgalın görevini yapmaması iddiası üzerine Köseoğlu, “İzmir’in birçok yerinde yağmur yağdığında su birikiyor ama ayrıştırma kanallarına başladık. Her yerde su birikiyor, her su biriken yerde elektrik mi çarpıyor?” dedi. Köseoğlu’nun avukatları tarafından sanık sıfatının kaldırılması talep edildi. Mahkeme başkanı talebin reddedildiğini ifade etti.
DEMİRCAN FİRMASI’NIN TAŞERONLARINDAN AHMET ÇELİK:
Çelik, “Yaşanan kazadan dolayı çok üzgünüm. Elektrik mühendisiyim. Böyle bir olayla anıldığım için utanç duyuyorum. 2016 Nisan Mayıs’ta şantiye kurulumu yapmıştım. Demircan firması bize Balçova Küçükyalı bölgesini vermişti. Sigorta giriş ve çıkış belgelerim mevcuttur. Beraatimi istiyorum. 2016 yılının Temmuz ayında Balçova Küçükyalı hat döşemesi yaptık. 4 ay kadar sürdü. Demircan firmasına çok ekip geliyordu taşeron olarak. Biz de bir süre anlaşamadık devam etmedik. 2015 yılı içerisinde görüşmeler yaptık ancak 2016 yılında şantiye kurulumu ve işe başlangıcı yaptık” dedi.
GDZ ELEKTRİK METROPOL BÖLGE MÜDÜRÜ ALİ ARCAN:
Olaydan dolayı derin bir üzüntü içindeyim. Elektrik mühendisiyim. TEDAŞ’ta çalıştım, 2013 yılından beri GDZ Elektrikteyim. Metropol bölge müdürüyüm. 11 tane metropol ilçemiz var, bana bağlı 7 tane yöneticilik var. Enerji bağlantıları ve sistemlerinin işletme yöneticilikleri yapıyoruz. Sorunları ilgili birimlere iletmek, süreci takip etmek, iç ve dış paydaşlarla ilişkileri yönetmek gibi görevlerim var. Sahada çalışanların eğitim durumları lise ve önlisans mezunu… Saha faaliyetlerine başlamadan ekstra eğitim alıyorlar. Sınavlardan sonra belge alıp sahada çalışıyorlar. Tek bir kişi arızaya müdahale edemez, en az iki kişi çalışır. Biri fiili iş yapıyor, diğeri kontrol ediyor. Uygunsuz davranışa karşın uyarmak gibi bir durumu var. Bizim arıza takip birimimiz var. Bu süreç içerisinde arıza ekipleri bana bağlı olmadığından dolayı bu işlemlerde herhangi bir bilgilendirme yapılmıyor bana.
Bilirkişi raporundaki suçlamaları kabul etmiyorum, beraatimi talep ediyorum. GDZ’de çok fazla birim var, o yüzden mühendisin veya şantiye sorumlusunun kim olduğunu bilmiyorum. İhbarlar arıza bildirimlerine ve bana gelmiyor. Arıza bildirimi bana bağlı değil. İhale süreci bana bağlı olmadığı için bilmiyorum. Alsancak son dönemdeki çalışmanın plan ve programına dair bir bilgim yok. Ne zaman yapılacağına dair bir bilgim yoktu. Şirketin net karı hakkında bir bilgim yok. Ben kişisel olarak kar amacı değil tekniğe dayalı iş yaparım.
CENGİZ TOPEL DEMİRCAN – DEMİRCAN AŞ ESKİ ORTAĞI:
Kablolar kablo esaslarına göre döşenmiştir. Beraatimi istiyorum. Ortaklığımız devam ederken Ordu bölgesindeki işlerle ilgileniyorum, İzmir bölgesine dair bir bilgim yok. Yolcu İnşaatı bilmiyorum. O bölgedeki işçilerle ilgili bir bilgim yok. Kazıyı yüklenici firma yapar. Kazıyı, Yolcu İnşaat mı yaptı bilmiyorum. Konuya dair kardeşlerim Ahmet ve Canan Demircan var onlar bilebilir. İzmir’den sorumlu kardeşimin kim olduğunu bilmiyorum.
EKREM YILDIRIM – GDZ SİSTEM İŞLETME MÜDÜRÜ:
Kablo tesisi ile ilgili bir görevim yok. Sistem işletme müdürü olarak görev yapıyorum. Sistem kullanım anlaşmaları üzerine görev yapıyorum. TEİAŞ ile yapılan anlaşmaların takibi gibi işler görevimde yer almakta. Anlaşmaların bütçe planlanması, şirketi temsil etmek görevlerim arasında. Arıza takibi benim görev alanım içerisinde değil. Görevlerim arasında EPDK tarafından yapılan planlı bakımları yayımlanması gibi görevlerim var. EPDK’ya karşı kurumu temsil ediyorum. Saha bakımları üzerine bir görevim bulunmamaktadır. Benim ve bana bağlı birimlerin saha görevleri bulunmamaktadır. EPDK Gediz’i denetledi mi bilmiyorum? 2005 yılından beri çalışıyorum. 2015 yılında tesis yatırım işinde çalışmıyordum. CBS mühendislik yapıyordum yanlış hatırlamıyorsam. Bildiğim kadarıyla elektrik döşeme sistemlerinin standartını, yönerge ve usul esaslarını TEDAŞ belirliyor. Kaçak akım rölesi kullanılmıyor diye biliyorum.
ERMAN ÇARIK – GDZ PERSONELİ:
İkinci bilirkişi raporunda İZSU mazgallarından hiç bahsedilmeden kablolara ilişkin açıklama yapılmıştır. Bu doğru değildir. Hatta kabloların kepçe ile kaldırılarak çalışma yapılmıştır. 10 sene önceki bir çalışma bu. Bir görevlendirme yazım bulunmuyor. Ben işletme personeliyim.
MEHMET ZEKİ ALKAN – GDZ PERSONELİ:
GDZ Elektrik bünyesinde çalışıyorum.Daha önceki ifadelerimi aynen beyan ediyorum. Çalıştığım adres ile olayın geçtiği adres farklı. Vardiyam 07.00 – 15.00. Olay ile ilgili bir ilgim yok.
GDZ Elektrik Avukatının ‘olay olduktan sonra mı oradaydınız’ sorusu üzerine 12 Temmuz’da telsiz üzerinden bilgi geldi. Trafodan enerjiyi kestik. Anonstan 5-10 dk sonra olay yerine intikal ettik, enerjiyi kestik. Konak’ın tüm mahallelerine bakıyoruz. Trafiğin durumuna göre olay yerine varıyoruz. Kıbrıs Şehitleri’nde çalışıyorum. 12 Temmuz’da 15.00-23.00 vardiyasındaydım.
İZSU ÇALIŞANI MUSTAFA ATAKAN:
“İZSU kanalizasyon temizlik işçisi olarak işe başladım. Sağ gözümde iş kazası sebebiyle görme kaybı olduğu için beni gözlemciliğe atadılar. 2 Ocak’tan 7 Ocak’a kadar izinliydim. Izgaranın yapılışını da imalatını da görmedim. İlkokul mezunuyum. Herhangi teknik bir bilgim ve görevim yok. Argan Mühendislik işi bittikten sonra beni arıyorlar, gelip bakıyorum iş yapılmış mı yapılmamış mı. İş yapıldığında orada olma zorunluluğum yok. İşe gideceğimiz yerleri bir gün önceden şefimiz söyler. İş bittikten sonra İZSU’yu telefonla bilgi veriyorlar. Argan Mühendisilk işçilerine talimat verme yetkim yok. Olayın yaşandığı yere izin dönüşü gittim, yapılmış, A4 kağıdına yazdım, verdim. Kaç adet ızgara, nereye, hangi kapı numarası önünde yapılmış onları yazdım”
GDZ Elektrik avukatının ‘Gözlemci tutanağını siz imzalamadınız mı’ sorusu üzerine Atakan, “İzinliydim. Olay yerine gittikten sonra gördüklerimi yazdım. Benim uygundur diye imza atmaya yetkim yok. Teknik anlamda bir bilgim yok” dedi.
Ailenin avukatı Sarıçiçek’in ‘9 Ocak’ta GDZ işlem yapmış, siz gözlemci olarak 8 Ocak’ta işlem yaptığınızı söylüyorsunuz. Benim işim mazgalları saymak değil diyorsunuz ama raporu kim hazırladı’ sorusuna yanıt veren Atakan, “Benden sonra firmanın yetkilisi ve İZSU’nun yetkilisi ölçü alıp tekrar rapor hazırlıyor. Benim yaptığım esasında geçersiz. Teknik personel var. Benden sonra sadece firma yetkilisi ve harita teknisyeni gidiyor, raporu düzenleyip hakedişe gönderiyorlar” şeklinde konuştu.
NECATİ ERGİN-GDZ ELEKTRİK AŞ ÇALIŞANI :
GDZ Elektrik AŞ’de planlama teknoloji direktörü olarak çalışıyorum. Şirkette 2021 Mart ayında başladım. Merkezi bir yapılanmadır. Benim departmanımın saha ile ilgili herhangi bir uzantısı, yapılanması, sorumluluğu yoktur. Görev tanımında kısa, orta, uzun vadelerde planlama yapmak, EPDK, TEDAŞ, Enerji Bakanlığı ile çalışmak, satın alma ihalelerini, bütçesel gerçekleşmeleri takip etmek vardır. Sahada görev ve sorumluluğum yoktur. İmalat, arıza gibi işlemlerin sahada nasıl gerçekleştiği ile ilgilenmezler. Bu yüzden şu anda yargılanan kişilerin içinde Ekrem Yıldırım bana bağlıdır. Bilirkişi raporlarından anladığım kadarıyla müdürlerin dediklerinden yola çıkarak sanki sahada bir faaliyet varmış gibi algı oluştu ve sorumluluk yüklendi. Bana da hiçbir gerekçe göstermeden sorumluluk atfetmişlerdir. 2015 yılında dava konusu olay ile ilgili olan tesise dair bir bilgim yoktur. 9 Ocak çalışması ile ilgili bilgim yoktur. Bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda bahsedilen sistem içi yazışma sayesinde mesaj, herkesin önüne bildirim olarak düştü. Bilirkişilerin ifade ettiği gibi şirket içi böyle bir yazışma yazılımı olması doğru değildir. Yazılım, saha yönetim faaliyetlerinin yönetilmesi için kullanılan bir araçtır. Benim bunları görmem mümkün değildir. Ben ve bana bağlı birimlerin saha organizasyonlarında görev ve sorumlulukları yoktur. Üzerime atılan suçu kabul etmiyorum, beraatimi talep ediyorum.
Ailenin avukatının, ‘GDZ AŞ’nin bu işle ilgili daire başkanlığı, sorumlusu kimdir?’ sorusuna yanıt veren Ergin, “Bunu bilmemekle birlikte organizasyon şeması dava dosyasına sunuldu. Planlama ve saha olarak ikiye ayrılmıştır. Saha operasyonu direktörlüğünde Sefa Pişkinleblebici vardır” dedi.
Avukatın olay sonrasında Kıbrıs Şehitleri’nde genel kablo değişimi yapılmasının planlamasının ne zaman yapıldığına dair sorusuna yanıt veren Ergin, “Yıllık planlamalar 1 yıl önceden yapılır. Yapılacak işlemler saha operasyonu birimine gönderilir, bu işler ile ilgili saha birimleri tarafından yazılan 2 Ocak’ta izin talebinde bulunuldu. Bu olayın çok öncesinde başlayan bir süreç” ifadelerini kullandı.
SEFA PİŞKİNLEBLEBİCİ-GDZ SAHA OPERASYON DİREKTÖRÜ
Sefa Pişkinleblebici, suçlamaları reddederek ailenin avukatı tarafından sorulan ‘Yetkili, sorumlu kişiler, daireler kimlerdir? Bu tür arızalara hangi kurum bakıyor?’ sorusuna şu yanıtı verdi: “Ben Saha operasyonu direktörlüğündeyim. Şirketin 47 ilçede merkezi bulunuyor, kendi içinde organizasyon yapısı vardır. Saha faaliyetleri saha ekipleri tarafından yapılır, yöneticiler tarafından yürütülür. Arıza onarım müdürü Ali Gülak ilgileniyor.”
SERDAR SALİH – İZSU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
İZSU genel müdür yardımcısıyım. Süreç boyunca kolluk kuvvetlerimizle birlikte koordinasyon içinde çalıştık. Doğru ve net bilgiler vereceğimi ifade etmek isterim. Devlet memurluğuna tabi olarak genel müdür yardımcılığı olarak görev yapmaktayım ve İZSU yönetim kurulu üyesiyim. Mahkemenizin kararı nedeniyle ifade vermeye devam edeceğim. Genel müdür, genel müdür yardımcılığı görev ve sorumlulukları yönetmelikte her biri ayrı ayrı belirtilmiştir. Dava konusu olan mazgalların yapım, bakım ve onarımı gibi meseleler, teknik çalışmalarda görev yetki ve sorumlulukları çerçevesinde çalışıyoruz. Izgaraların yapılması ihtiyacının belirlenmesi, planlaması, imalatının gerçekleştirilmesi, temizlik bakımının yapılması için görevim itibarıyla bilgim bulunmamaktadır. Izgaraların yapımı ile ilgili herhangi bir iddiam da bulunmamaktadır. İddianamenin üstünkörü hazırlandığını göstermektedir. Mazgal temizliğinin yeterli sıklıkta yapılmadığına dair şahsıma sorumluluk yüklendi. Bu konu ile ilgili sorumluluğum bulunmamaktadır. Kanallarda yapılan temizlik çalışmalarına dair belgeler, kayıtlar mahkeme dosyasında yer almaktadır. Ekipler o bölgede kontrollü bir şekilde çalışma yürütmektedir. Yağış ile gelen çöp, yaprak ve çamurlar nedeniyle ızgaralar tıkanabilir. Bu her yerde olabilir. Dünyanın her yerinde ani yağış sebebiyle tıkanmalar, su birikimi olabilir. Yağmur olsun veya olmasın, yolun ıslanması durumu olası bir durumdur. Temel sorun, elektrik kaçağı sorunudur. Planlama eksiğimizin olmadığını düşünüyorum. Herhangi bir görevim bulunmadığından herhangi bir ihmalim de söz konusu değildir. Suçlamaları kabul etmiyorum.
CUMA GÜNÜ YAĞIŞ VE TAŞMALARDAN ADLİYEYE GELEMEYECEĞİZ
Salih’in avukatı şu savunmayı yaptı: “AFAD iki gün boyunca fırtına ve yağış uyarısında bulundu. Cuma günü yağış ve taşmalardan dolayı adliyeye gelemeyeceğiz. Bu süreç içerisinde müdürlerimiz ve personellerimiz burada olacak. O yüzden soruşturma izni verilmesini istiyorum.”
SERHAT EKİN – GDZ ELEKTRİK PERSONELİ:
Konak bölgesi çalıştığım bölge. Kıbrıs Şehitleri’nde çalışmıyorum. O olay yerinde bir çalışma yapmadım, bilgim yoktur. İddiaları kabul etmiyorum.
Ekin’in avukatı şu savunmayı yaptı:
Yaptığı arıza onarımı, olayın meydana geldiği nokta ile ilgili değil. Zeki ile beraber çalışıyorlar. Trafo 203 olan Kıbrıs Şehitleri’nde çalışma yapıyorlar. Diğer ekibin bulunduğu noktada isim benzerlikleri olduğu için böyle bir şey yaşandığını düşünüyoruz. Konak bölgesinde vardiyalar 3 ekip olarak çalışılıyor. Her ekipte 2’şer kişi var. Bu sistemde gelen şikayetler, bilgilendirmeler sonucu bir tablete liste düşüyor. Ekipler yakın oldukları veya görevlendirildikleri bölgeye gidiyorlar. Serhat’ın herhangi bir müdahalesi yok. Kazanın gerçekleştiği tarihte müvekkilim izinlidir. Beraatini talep ediyoruz.
ZEKERIYA KIZILTEPE – ARGAN MÜHENDİSLİK KEPÇE OPERATÖRÜ:
Argan Mühendislik’te çalışıyorum. Arızalı bölgede hiçbir işlem yapmadım. Asfaltı kaldırdıktan sonra başka bir işlem yapmadım. Kabloları kaldırsaydım kablolar kopardı ben sadece havada tuttum. Altını kazdılar. Kazacağım yeri de mühendis Doğan Kılıç gösterdi. Ben asfaltı kaldırdım, kazı makineyle yapılmadı, kürekle yapıldı. Kazıyı 4 Ocak’ta yaptık. Ben işe 3 Ocak’ta başladım. Beraatimi talep ediyorum.
Mahkeme Başkanı, Hasan Özpelit’in avukatının olup olmadığını sordu. Özpelit’in avukatı mahkemeye mazeret belirtmeden katılmadı. Özpelit avukatı olmadan savunma yapmak istediğini belirtti. Mahkeme Başkanı tarafından Demircan AŞ’ye yazılan yazı Özpelit’e soruldu. İlgili yazıda Canan Demircan ve Hasan Özpelit’in olduğu belirtildi. Özpelit, taşeron sözleşmesinde çalışma bölgesinin Konak olmasına rağmen Güzelyalı, Karabağlar’da çalıştığını ifade etti. 2016’da taşeronluk sözleşmesine imza atıp atmadığı soruldu. Özpelit, duruşmanın ilk oturumunda imzanın kendisine ait olmadığını söylemişti ancak günün ikinci oturumunda imzanın kendi imzası olduğunu söyledi. Mahkeme Başkanı 14 Kasım’da görülecek ikinci duruşmada Özpelit’in avukatı ile birlikte savunmasının tekrar alınacağını belirtti.
ÖZGE CEREN’İN BABASI: GEREKEN CEZAYI VERECEKLERİNE İNANIYORUM
Duruşma öncesi açıklama açıklama yapan Özge Ceren Deniz’in babası Ahmet Abi “Kızım Özge Ceren Gediz elektrik ve İZSU’nun zincirleme ihmalleri sonucu katledilmeseydi tıp fakültesini bitirip doktor olacaktı ve yüzlerce insanın hayatını kurtaracaktı. Gediz ve İZSU suçu birbirine atarak kurtulmaya çalışıyorlar. Türk adaletine güveniyorum, gereken cezayı vereceklerine inanıyorum. Bundan sonra İzmir’in sokaklarında hiç kimse elektrik çarpması sonucu ölmesin” ifadelerini kullandı.
AVUKAT SARIÇİÇEK: ADALETE OLAN GÜVENİMİZ TAM
Ailenin avukatı Ayşe Sarıçiçek ise “İlk duruşmada görünen o ki ölüme sebep olan olayda kurumlar suçu birbirine atarak suçtan kurtulmaya çalışmışlardır. Ölümden sonra alınan tedbirler ölen kişileri geri getirmeyecektir. Biz bu davada pisi pisine giden iki hayatın ölümünde kusurlu bulunan tüm sanıkların alabilecekleri en üst cezadan ceza almalarını istiyoruz ki bu dava başka ölümlere de sebep olmasın. Biz elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Adalete olan güvenimiz tam” dedi.
İSTENEN CEZALAR
Soruşturma kapsamında 22,5’er yıla kadar hapis cezası istenen Gediz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve İZSU eski Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gediz Elektrik’ten Dağıtım Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 13’ü tutuklu, 42 sanık bugün 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde davaları görülüyor.
Sanıkların, kusurlarının yoğunluğu, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman dikkate alınmak suretiyle eylemlerinin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak ayrı ayrı cezalandırılmaları talep ediliyor.
Mahkeme tanıkların dinlenmesi için yarın saat 10:00’a kadar ertelendi. Yarın ayrıca savcılık mütalaasını okuyacak ve avukatların değerlendirmesi alınacak