Halkımız ne durumda! / Editör’den
Seçimler bitti yeni hükümet pardon! Yeni Kabine kuruldu. Yeni Bakanlar görevlerine başladı. Ak Partinin denge politikası devam ediyor. Her yer ile denge politikası uygulanırsa ya bir gün o denge bozulursa ne olacak Allah Kerim o zaman.
Durum bu iken Türk aydını ne durumda, halkımız ne durumda? Neo-liberal sistemden en çok aydınlar etkileniyor onlar sistemi çıkmazında çırpınıp duruyorlar. Halka yabancılaşmanın sonucu halkı küçük görmeye ve halka düşmanlığa dönüşmüş durumda ne yazık ki.
Halk düşmanlığı bazen de kitle kuyrukçuluğuna dönüşünce varılan nokta: İdealizm Türkiye Küçük Amerika süreci boyunca sistem içi seçeneklere mahkum edilmiş olup 1980’dan sonra da halkımız da bu durumu kabullenmiştir, teslim olan bir halk var artık karşımızda.
Ve ne yazık ki bu irade kaybına itiraz etmek bir yana sistem içi çözümlere boyun eğerek beklentiler içerisinde çırpınıp duruyor. Seçimlerde ise iki duvarın arasında hapsolmaya razı gelmiş durumda. Hem iktidarın hem de muhalefetin sosyal medya ki trollerinin göstermiş olduğu hedeflere koşmaktan da geri durmuyorlar.
Liberalizm ve bireycilik birlikte hareket etme duygularımızı oldukça zayıflattı. Halk otobüse veya dolmuşa fazla yolcu alınmasına bile tepki göstermiyor. Çünkü köşe dönmecilik, vurgunculuk, havadan para kazanma anlayışı hakim hale geldi. Dürüstlük aptallık ile eş değer hale geldi. Yalan söylemek, yasalara uymak enayilik haline geldi. Sistemin çıkmazında dönüşen halk erdemlerinin kaybetmektedir.
Geldiğimiz noktada halk önce erdemlerini kaybetmeye sonrada iradelerini kaybetmeye başlamıştır. Ne yazık ki Halk da bu duruma boyun eğmiştir. Son yapılan seçimlerde Halk çatal çıkmaza mahkum edilmiş ve ölümle sıtma arasında bir tercihe zorlanmışlardır.
Halkımız uyanıktır eldeki kuş varken dalda ki kuşa oynamaz. Sistemin açıklarından faydalanıp nemalanmak için bir köşede payını bekler. Mensubu olduğu partinin iktidar ve Belediye olanaklarından faydalanmak için her türlü taklayı atmaya hazırdır. Değişim onlar için sihirli sözcüktür. Sıkıştıkları anda bu sözcüğün arkasına sığınırlar.
Halkımız çıkar sağlamak konusunda oldukça organize olmuştur. Bunlar her dönem güç sahiplerine yakınlaşmak için her türlü ayak oyunlarına, dedikodulara başvurmaktan kaçınmazlar. Halk yapılan tüm algı çalışmalarına boyun eğmiştir. Popülist kavramların peşine koşarak sistem içi çözümlerin çıkmazında çırpınmaya devam ediyorlar.
Toplum giderek kutuplaşarak düşman aramaya gerek kalmamıştır. Halk sadece kendi mahallesinde ne konuşuluyor ona kulak veriyor gerisini dinleme gereği bile duymuyor. Esas olanda ortada bir sistem sorunu var ve o sistemin dönüştürdüğü bir Halk var. Milli davalarda birleşen Halk içeride birbirine diş biliyor. Erdemler, gelenekler, töreler ve birlik duygusu köreliyor.
Sorun artık sadece aydın denilen kesim değildir. Sorun kenar mahallerden, varoluşlardan büyük merkezlere kadar her yerde.
Halka bilinç taşınmak isteniyorsa halka goygoyculuk yapmak yerine sorunları açıkça söylemek gerekir. Halka hayali vaatler yerine sistemin çıkmazlarını anlatmak gerekir. Bu da uzun soluklu bir mücadele gerekir.
Halkı irade koymaya ve iradesine sahip çıkmaya yöneltmek zorundayız. Bazı olaylar umarım halkta bilinç sıçraması yaratır.