Dolar 34,4893
Euro 36,2531
Altın 2.960,48
BİST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 17°C
Hafif Yağmurlu
Adana
17°C
Hafif Yağmurlu
Cum 22°C
Cts 14°C
Paz 13°C
Pts 14°C

Hozat türkülerinde Seyit Rıza zulmü

Hozat türkülerinde Seyit Rıza zulmü
12 Ekim 2021 17:47
A+
A-

Hozat yöresindeki ağıtların bu kadar çeşitlilik göstermesi bölge halkının eşkiyalar tarafından çokça zulme uğradığının bir göstergesidir. Aynı yörede benzer olayları anlatan türküler, Seyit Rıza ve çetesinin bölgedeki eşkıyalık faaliyetlerini doğruluyor

Tunceli iline bağlı Hozat ilçesinde savaş ve ölüm olaylarının arkasından ağıt yakma geleneği yaygındır. Seyit Rıza ve ekibi tarafından kaçırılan Hozatlıların ardından yakılan ağıtlar bugüne kadar ulaşmıştır. Bu ağıtlardan bir tanesi “Yansın Hozat” isimli ağıt olup farklı çeşitleri bulunmaktadır.

Hozat’ta gezerdim bir fidan boylu

Görenler derdi kim bu aslan soylu

Sorana deyin ki Hamil’in oğlu

Varsın Hozat yansın ver veran olsun

Hozat’ın gençleri intikam alsın

Hozat’ın önünde değirmen bendi

Mevlam nasib etmiş bana bu fendi

Buna sebep olan oğlum Efendi

Vurma zalım vurma ne dedim sana

Bir çift cevabı mı çok gördün bana

Teştek’in başında vurdular beni

Bir kara palasa sardılar beni

Şu kara toprağa verdiler beni

Ağlasın ağlasın anam ağlasın

Ahmedim diyerek kara bağlasın

Hozat’ın başında bir sürü koyun

Üstümü soymadan mezara koyun

Bir oğlum olursa adımı koyun

Yansın Hozat yansın yansın kül olsun

Bana değen gözler yansın kül olsun

Hozat’ın önünde çüt pınar çıkar

Ahmed’i vurmuşlar al kanlar akar

Çifte doktor gelmiş yaraya bakar

Gençliğe doymadan giderim böyle

Rüyada görmüşüm kaderim böyle

Hozat’ın içinde okunur ezan

Ne kara yazmış ah alnını yazan

Yolumu kesenler yolundan kalsın

Büyüsün efendim intikam alsın

Teştek’in başında iniş inemem

Kurşunlar sekiyor geri dönemem

Atımı kaçırdım tutup binemem

Yansın Hozat yansın ver veran olsun

Anamın gözünden akan kan olsun(1)

Dersim isyanı bastırıldıktan sonra Atatürk, Kasım 1937’de Tunceli’ye gelmiş ve teröristlerin yakıp 33 askeri şehit ettiği bölgeyi ziyaret etmiş, yapılan yeni köprünün açılışını yapmıştır.

Bu ağıtın kaynağı hakkında kütüğü Tunceli’ye bağlı olan Prof. Dr. Eyüp Selahattin Karakaş önemli bilgiler vermekte. Karakaş, Dersim olaylarını babaannesi ile anne ve babasından dinleyerek büyümüş.

Devlete isyan eden asiler yalnızca askerleri katletmekle kalmamış, oranın sivil halkını da öldürmüşler ve zulmetmişler. Babaannesinin nahiye müdürü olan Salih isimli kardeşinin oğlu Efendi’yi asiler kaçırmış ve daha sonra ‘gel çocuğunu geri vereceğiz’ diye köylerine çağırmış ve yolda pusu kurarak öldürmüşlerdir. Bu ölüm Hozat’ta büyük üzüntüye sebep olmuş ve yukarıdaki ağıt-türkü yakılmıştır. “Hozat’ın içinde okunur ezan/Ne kara yazmış ah alnını yazan/Hep Seyit Rıza’dır kavlini bozan” mısralarından anlaşılacağı üzere olaydan Seyit Rıza sorumlu tutulmuştur. Kavlini bozmak deyimiyle çocuğunu geri vereceğiz diye söz verilip tutulmaması kastediliyor.

Bu türkü halen söylenmektedir.

Öbür kardeşini de benzer biçimde öldürmüşler. Onun için de bir türkü söylenmiştir.

O türkünün sözleri söyledir:

Atımı bağladım nar ağacına,

Perçemim dolandı gül ağacına

Gidin söyleyin benim bacıma

Nasıl dayanacak benim acıma.

Türküde geçen bacı, Karakaş’ın babaannesidir. Eşkiya işi o kadar azıtmıştır ki, birkaç kere Çemişgezek’i basmış, karşı koymaya çalışanları öldürmüş ve kasabayı yağmalamıştır. Annesi de o günleri hatırlıyor. Kadınlar bir camiye toplanır eşkiya onlara bir kötülük yapmasın diye dua eder tespih çekerlermiş. O günlerde küçük bir kızın yanında öldürülen yüzbaşıyı, balta ile parçalanarak öldürülen askerleri, Fırat nehrini salla geçerken salın ipi kesilerek Fırat’ın azgın sularına terk edilen ve boğulan askerlerin hikâyesini anlatırken gözleri doluyor.

Prof. Dr. Karakaş Dersim olayları hakkında şunları söylüyor:

“Bu asiler köprüleri yıkmışlar, telefon tellerini kesmişler, nahiye müdürü, vergi tahsildarı gibi memurları öldürmüşler, karakolları basmışlar, subayları, astsubayları, erleri öldürmüşler. Halkın mal, can ve ırz emniyeti kalmamış. İşte bu ortamda askeri müdahale yapılmış ve suçlular ağır biçimde cezalandırılmış.”

HOZAT’IN ÖNÜNDE  VURDULAR BENİ

Türkünün günümüzde sıkça söylenen bir halinde ise şu sözler mevcut:

Hozat’ın önünde vurdular beni

Ölmeden mezara koydular beni

Yansın Hozat yansın kül olsun

Hozat’ın gençleri adımı ansın

Mezarımın başı Urfa’ya karşı

Baş ucuma koyun yazılı taşı

Yansın Hozat yansın kül olsun

Hozat’ın gençleri adımı ansın(2)

Hozat yöresindeki ağıtların bu kadar çeşitlilik göstermesi bölge halkının eşkiyalar tarafından çokça zulme uğradığının bir göstergesidir. Aynı yörede benzer olayları anlatan türküler, Seyit Rıza ve çetesinin bölgedeki eşkıyalık faaliyetlerini doğruluyor. (Kaynak: Aydınlık)

DİPNOTLAR:

(1) https://www.youtube.com/watch?v=aTF95–jbt0

(2) https://www.youtube.com/watch?v=Adn2yNrBVBA

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.