İlçe belediyelerinin çıkmazı / Editör’den
6360 sayılı yasa ile 14 yeni büyükşehir belediyesi kurulması ve hizmet alanlarının da mülki sınırlara taşınmasını içeren yasa sonucunda bir çok sorunu da beraberinde getirmiştir.
Özellikle geçmiş dönemde yeterince hizmet alamayan bir çok alt yapı sorunu da olan küçük yerleşim alanlarına hizmet götürmek bir çok ilçe belediyesi için sorun haline gelmiştir.
Çünkü halkla doğrudan yüz yüze gelen ve halkın yaşam standardın ve memnuniyetlerini yükselten belediyelerdir. Oysa ki yeni büyük şehirlerin kurulmasında ve mülki sınırların hizmet alanı haline getirilmesinde öncelikli amaç daha etkin yönetim,nitelikli ve düşük maliyetli,hızlı ve zamanında halka eşit hizmet sunulmasıydı.
Fakat geldiğimiz durum böyle mi acaba? Mülki sınırlar içerisinde kalan her yerleşim merkezi aynı oranda eşit şekilde hizmet alabilmek mi?
6360 sayılı yasa ile büyükşehir kurulmasına dayanak oluşturan yasa ile kent ve kır ayrımı ortadan kalkmış ve köyle bir anda mahalle olmuştur.
Bu arada kuş konmaz kervan geçmez kırsal araziler bir anda mahalle konumuna getirilmiştir.
Yani sosyolojik anlamda kent ve kır bir anlamda bir yasa ile ortadan kalkmıştır.Kısacası büyük nüfus yoğunluğuna sahip kentlere hizmet götürme konusunda belirli sıkıntılar yaşanırken kırsal kesiminde bunlara ilave edilmesiyle sorunlar daha da artmıştır aslında.
Belediyeler yerel anlamda ortak hizmetlere yönelirken yoğun nüfusa yeterli hizmet götürmeyi amaçlamıştır.Oysa ki kırsal bölgelerin hizmet beklentileri daha farklıdır.Yaşam tarzları ve yerel ihtiyaçları daha farklıdır.Bu yasa ile büyükşehir ilçe belediyelerinin hizmet götürmesi gereken bölgeler daha da genişlemektedir.
Daha açıkçası şehir merkezlerinden sorumlu belediyeler kırsal kesimlere de hizmet götürmekle sorumlu tutulmuşlardır.Bu durumda büyükşehir kapsamımdaki ilçe belediyelerin sorumluluk daha da alanları artmıştır.
Bu durumda 6360 sayılı yasa çıkmadan önce 3000 nüfusa hizmet götüren bir ilçe belediyesi bu yasadan sonra 7000 kişiye hizmet götürmek zorunda kalmıştır.Bu yasa ile hizmet götürdüğü alan 35 kat nüfus ise 2 kat artan bölgenin kadro sayısı ve geliri de aynı düzeyde kalmaktadır.Bu durumdaki çoğu ilçe belediyesi borçlanmak zorunda kalmakta hizmet aldığı birimlerin ödemesini bile yapmamak durumu ile karşı karşıya kalmaktadır.Bu koşullarda bırakın hizmet götürmeyi çöp toplama hizmetini bile yapamamakla karşı karşıyadırlar.
Başa döndüğümüz zaman vatandaşa eşit hizmet götürmek amacıyla çıkartılan yasa ile İl özel idaresini kaldıran ve buradan kalan tüm görevleri belediyelere yükleyen 6360 sayılı yasa yerel yönetimlerde bir çok dengeyi de bozmuştur.Kırsal alanda ki yönetim zafiyeti artmış daha da önemlisi hizmet maliyeti artmıştır.
Güçlü yerel yönetim anlayışıyla çıkartılan yasa aslında yeni bir vesayet sistemine neden olmaktadır.Bir çok ilçe belediyesi kaynak yetersizliğinden dolayı büyük şehir belediyelerinin vesayetine girmektedir.Bir çok ilçe belediyesi büyükşehir belediyesine bağımlı kalmakta onların desteği olmadan hizmet verecek konuma gelmişlerdir.
Yapılması gereken yerel demokrasinin güçlenmesi için refaha katkı sağlaması için ilçe belediyelerinin mali kaynak ve yönetsel açıdan güçlendirilmesidir.Kaynakların daha etkin şekilde kullanılması için gerekli yasa önlemler mutlaka alınmalıdır.
Özellikle büyükşehir ilçe belediyelerinin hizmet yükümlüğü ile kaynak yetersizliği arasındaki çelişki mutlaka giderilmelidir.Bu konu hükümet nezdinde dile getirilmeli ve mutlak çözülmelidir.
Çünkü vatandaş hizmet beklemektedir.