Karnaval mı, Festival mi, Yoksa Panayır mı?

Her şey, 13 yıl önce bir grup girişimcinin ve yerel yöneticilerin öncülüğünde başlatılan ve “Portakal Çiçeği Karnavalı” adı verilen etkinlikle başladı. Bu organizasyonun amacı, geniş çaplı bir eğlence ortamı sunmak, insanların hoşça vakit geçirmesini sağlamak ve yerel ekonomiyi harekete geçirerek katkıda bulunmaktı.
Başlangıçta “Karnaval mı, festival mi diyelim?” tartışmaları gündeme gelse de, etkinlik görünüm itibarıyla bir festivalin ötesine geçemedi. Her ne kadar bazıları bunu Rio Karnavalı’na benzetse de, bu benzetmenin bizim geleneksel kültürümüze uygun bir konumlandırma olmadığı da bir gerçektir.
Bu tartışmalar devam ederken, Kültür ve Turizm Bakanlığı sahneye çıkarak Portakal Çiçeği Karnavalı’nı Kültür Yolu Festivali kapsamına aldı. Böylece etkinlik, özünden koparılarak başka mecralara sürüklendi. Sonuç olarak, Portakal Çiçeği Karnavalı, özgün kimliğinden uzaklaştırılıp belirli bir alana sıkıştırılmış bir hâle dönüştü.
Adı her ne kadar “Portakal Çiçeği” olsa da, aslında bu günlerde ortalığa yayılan o nefis kokular turunç ağaçlarının açan çiçeklerinden geliyor. Nedense “Turunç” yerine “Portakal Çiçeği” adı tercih edilmiş.
Geçtiğimiz on gün boyunca Adana sokakları, caddeleri ve parkları oldukça hareketli günler yaşadı. Zaten sorunlu olan şehir içi trafik, bu süreçte daha da içinden çıkılmaz bir hâl aldı. Şehir dışından turlar düzenlendi; günübirlik ziyaretçilerin gelişiyle kent oldukça yoğun ve kalabalık günler geçirdi.
Merkez Park’ın geniş alanında kurulan yiyecek ve içecek stantları, bu yıl geçen yıla göre daha da fazla bir alana yayılmıştı. Parka çıkan tüm yollarda açılan seyyar tezgâhlar ve “fenomen” tavuk dönerciden dolayı yaşanan skandal, ülke gündeminde yer buldu.
Özellikle yiyecek ve içecek satan birçok esnafın hijyenik olmayan koşullarda satış yapması ve tanınmamış birçok markanın stant açması da akıllara şu soruyu getirdi:
Karnaval mı, festival mi, yoksa koca bir panayır mı?