Dolar 34,4893
Euro 36,2531
Altın 2.960,48
BİST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 17°C
Hafif Yağmurlu
Adana
17°C
Hafif Yağmurlu
Cum 22°C
Cts 14°C
Paz 13°C
Pts 14°C

Kısılacak harcama kalmadı: Tüketimin yüzde 65’i gıda ve barınma

Tüketimin daraltılması tartışmasına karşın dar gelirlilerin kısalacak harcaması kalmadı. Gelirleri en düşük grubun harcamalarının yüzde 65’ini konut ve gıda harcamaları aldı. Bu grubun toplam tüketim içindeki payı ise yüzde 7’de kaldı. Geliri en yüksek grubun payı ise yüzde 40 oldu.

Kısılacak harcama kalmadı: Tüketimin yüzde 65’i gıda ve barınma
12 Haziran 2024 13:58
A+
A-

Türkiye İstatistik Kurumu – TÜİK, 2023 yılına ilişkin “hanehalkı tüketim harcaması” istatistiklerini yayımladı. Ülke genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı yüzde 23,9 ile konut ve kira harcamaları aldı. Vatandaşların bütçesinin dörtte biri barınma ihtiyacına gitti. İkinci sırada yüzde 21,9 ile ulaştırma, üçüncü sırada ise yüzde 20,6 ile gıda ve alkolsüz içecek harcamaları oluşturdu. Eğitim hizmetleri yüzde 1, eğlence, spor ve kültür harcamaları yüzde 1,9 pay aldı.

BARINMA HARCAMASI YÜZDE 30

Gelire göre sıralı yüzde 20’lik gruplar itibarıyla incelendiğinde ise konut ve kira harcamaları, geliri en düşük yüzde 20’lik grubun tüketim harcamasının yüzde 29,2’sini kapsadı. En yoksul grubun harcamasında ilk sıra yüzde 36,6 ile gıda grubunun oldu. Bu grupta ulaştırma harcamalarının payı yüzde 8,8, mobilya ve ev eşyası harcamalarının payı ise yüzde 5,4’te kaldı.

En yüksek gelir grubu olan beşinci yüzde 20’lik grupta yer alan hane halkları ise ulaştırmaya yüzde 28,3, konut ve kiraya yüzde 21, gıda ve alkolsüz içeceklere yüzde 14,5, lokanta ve otele yüzde 6,9 oranlarında harcama yaptı. Bu veriler, düşük gelirli hanelerin yüksek gelirlilere göre gıdaya 2 kattan daha fazla pay ayırırken eğlence, kültür harcamalarının düşük seviyede kaldığını ortaya koydu.

TÜKETİMİN ASLAN PAYI EN ZENGİNLERİN

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve gelmesinden itibaren enflasyonun talep fazlalığından kaynaklandığı iddiasıyla dar gelirli vatandaşların tüketimini kısıtlayacak önlemler alınırken; 2023’ün son çeyreğinde toplam tüketimin yalnızca yüzde 7,2’sini geliri en düşük grubun yapması dikkat çekti. Bu grubun tüketim harcamalarının yüzde 65’i ise gıda ve konuta ayrıldı. Geliri en yüksek grup ise bu dönemde toplam tüketimin yüzde 40’ını yaptı.

Hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak hesaplanan aylık ortalama tüketim harcaması hanehalkı başına 24 bin 383 lira ve eşdeğer fert başına 12 bin 521 lira olarak tahmin edildi.

YÜZDE 25 SINIRININ KALKMASI KİRA PAYINI KATLAYACAK

Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Odası (ATEM) Başkanı Hakan Akçam, konut ve kira harcamalarının toplam tüketim içinde birinci sırayı almasını Aydınlık’a değerlendirdi. Akçam, temmuzda yüzde 25’lik kira artışı sınırının kalkmasının kira payının daha da artacağını kaydetti. Akçam, şu ifadeleri kullandı:

Kısılacak harcama kalmadı: Tüketimin yüzde 65’i gıda ve barınma - Resim : 1
Taner Akçam

“Yüzde 25 sınırının kalkması bir tarafı düzeltirken bir tarafı da bozar. Enflasyonun altında olan kira artışı konusunda ev sahiplerinin elini rahatlatır ama 2 yıl içerisinde ev kiralayan kişileri de mağdur eder. Örneğin ben bir buçuk yıl önce 20 bin liraya daire kiraladım. Yüzde 50 enflasyon olsa kiram 30 bin liraya çıkacak. Yeni dönemde daire kiralayanlara ciddi manada sorun çıkarır. Kademeli bir artış olmalı. İki yıl içerisinde evini kiralayanlara ve daha önce kiralayanlara farklı uygulama yapılabilir. Ayrıca yüzde 25 sınırının kaldırılması, hanehalkı tüketiminden konut ve kiraya ayrılan payı daha da artırır. Enflasyon ile paralel giden bir sektör olduğu için ister istemez bu payı da artıracak.”

SADECE YAŞAMAK İÇİN TÜKETİYORUZ

TÜİK’in tüketim verilerine ilişkin Aydınlık’a konuşan Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, vatandaşların kısılacak başka tüketimi kalmadığını ve sadece yaşamak için harcama yaptığını dile getirdi. Deniz, şunları söyledi:

“Ocak ayında kira konusunu inceleyen bir kamuoyu araştırması yapmıştık. Ortalama olarak kira ödemesi, hanehalkı gelirinin yüzde 30-35 kapsıyordu. Kira ve faturalar hanehalkı gelirinin en önemli gider kalemi haline dönüştü. Öte yandan hayatın sürdürülebilmesi için gıda ve market alışverişlerinin de toplam harcama içerisindeki payı arttı. Yaptığımız araştırmaya göre kartla yapılan alışverişlerin yüzde 60 marketlerde yapılıyor. Bu şunu gösteriyor; hanehalkı geliri, sadece yaşamın sürdürülebilmesine tahsis edilmiş durumda. Sadece barınacaksın, yiyeceksin, ısınacaksın onun dışında bir şeye para kalmıyor. Kültürel harcama, eğlence gibi yaşam için zorunlu olmayan harcamalar yapılmıyor.

Kısılacak harcama kalmadı: Tüketimin yüzde 65’i gıda ve barınma - Resim : 2
Mehmet Bülent Deniz

GİZLİ YOKSULLUK

“Bu durum sürdürülebilir değil Maliye Bakanı tüketimi baskılayıp enflasyonu dizginlemekten bahsediyor ancak gelinen noktada bunu yapmak milyonlarca insana ızdırap verecektir. Milyonlarca insan aslında ‘gizli yoksulluk’ yaşıyor. Sadece yaşamını sürdürmek için harcıyorsan aslında gizli yoksulsun. Kitap alamıyorsan, sinemaya gidemiyorsan, seyahat yapamıyorsan, hobilerin yoksa aslında gizli yoksulsun. Sadece yaşıyorsun. Türkiye şu anda bizim tanımladığımız gizli yoksulluk kavramı içerisinde yaşıyor. Daha fazla kısılacak bir tüketim yok.”

‘VARIMIZ YOĞUMUZ EV SAHİBİNİN’

Aydınlık’a konuşan yeni evli bir çift kiralık ev bulmada yaşadıkları zorlukları ve sorunları şu ifadelerle anlattı:

“Yaklaşık 5 ay önce kiralık ev arayışına başladık. Ev aramaya başladığımızda kuralımız evin metroya yakın olması, kirasının bir kişinin maaşının altında olması, sakin bir semtte yer alması, depreme dayanıklı olması ve yeni bir bina olması idi. Araştırmaya koyulduktan sonra bu tarife uygun bütçemize göre bir evin İstanbul hudutları içerisinde olmadığını fark ettik. Şartlarımızı depreme dayanıklı ve kirasının da maaşımızın altında olmasına kadar indirdik. Bu koşullarda onlarca kiralık ev araştırdık. Çoğunda ev sahiplerinin yüzde 25 kira artışını delmek ve kiracıyı evden kolay bir şekilde çıkartmak için kullandıkları ‘tahliye taahhütnamesi’ ile karşılaştık. Biz araştırmaya başladığımızda 16 bin TL olan daire kiraları, bir-iki ay geçtikten sonra 19-20 bin TL’lere çıktı. Benim maaşım ise 18 bin TL’de kaldı. Tam ev bulma umudunu kesmişken ulaşımı zor ancak yeni bir daire bulduk. 21 bin TL’ye daireyi kiraladık. Ancak bundan sonrası da kolay olmadı. Kontratı imzalayabilmek için ‘emlakçıya 21 bin TL, ev sahibine iki kira peşin (42 bin TL) + 1 kira depozito (21 bin TL) olmak üzere toplam 86 bin TL verdik. Taşınma ve ev eşyalarını katmıyorum bile. Benim maaşım şu anda kirayı ödemeye bile yetmiyor. Uzun lafın kısası barınabilmek için varımızı yoğumuzu ev sahibine veriyoruz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.