Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 13°C
Parçalı Bulutlu
Adana
13°C
Parçalı Bulutlu
Pts 14°C
Sal 16°C
Çar 16°C
Per 18°C

Kore’ye Giden Gemi ve Mehmet’in Nazım’a bilinmeyen mektupları

Kore’ye Giden Gemi ve Mehmet’in Nazım’a bilinmeyen mektupları
14 Ekim 2020 11:21
A+
A-

AYDINLIK GAZETESİ- KÜLTÜR SANAT SERVİSİ

Akademisyen Mehmet Perinçek, büyük Türk şairi Nazım Hikmet’in daha önce kısaltılarak yayımlanan, evlat hasreti ve Kore Savaşı’ndaki anti-emperyalist tutumunu işlediği ‘Kore’ye Giden Gemi’ şiirini Rusça’dan çevirerek tam metniyle yayımladı.

ERSOY İRŞİ

Türk şiirinin büyük ustası, devrimci aydın Nazım Hikmet’in oğlu Mehmet Hikmet iki yıl önce bugün kaybettik. Büyük şair, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ndeki ilk yıllarında Demokrat Parti hükümetinin Amerikan emperyalizminin yanında Kore’ye asker göndermesini ve oğlu Mehmet Hikmet’e duyduğu hasreti eserlerinde çokça işledi. 

Akademisyen, yazar Mehmet Perinçek, #Tarih dergisinde büyük ustanın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde yazdığı “Kore’ye Giden Gemi” şiirinin Moskova’da şiirin orijinalinden yapılan Rusça çevirisini buldu ve tekrar Türkçeye kazandırdı. Perinçek, dergideki makalesinde büyük şairin oğlu Mehmet’in babasına yazdığı bilinmeyen mektupları da okurlarla buluşturdu.  

‘KORE SAVAŞI VE MEHMET’İN ÖZLEMİ O ŞİİRDE BULUŞTU’

Perinçek yazısının bir bölümünde şunları kaydetti: ”Nâzım Hikmet 1951 yazında SSCB’ye geldiği zaman, ilk yıllarındaki edebiyat ve siyasal yaşamında Kore Savaşı (1950-1953) önemli rol oynamıştı. Ayrıca ölene kadar oğlu Mehmet’e duyduğu özlem de hiçbir zaman eserlerinin gündeminden düşmedi. Büyük şair, 1953’te yazdığı bir şiirinde ise bu iki temayı birleştirmişti. Ancak “Kore’ye Giden Gemi” başlıklı şiirin özgün Türkçe metni bugünlere ulaşmadı. Sadece şiirin içinden küçük bir kısmı, Nâzım’ın ölümünden sonra farklı bir başlıkla Türkçe olarak yayımlandı. Şiirin tamamına Rusça çevirisinden ulaştık ve Türkçe olarak okuyucusuyla ilk kez bu sayfalarda buluşuyor.”

Nâzım Hikmet, Moskova’daki evinde oğlu Mehmet’in fotoğraflarına bakıyor. (V. L. Vorobyov, A. A. Kolesnikov, Nâzım Hikmet Sudba Poeta, 2016)

ÖLÜMÜNDEN SONRA GENİŞ BİR KISMI ÇIKARILMIŞ

“Kore’ye Giden Gemi” adlı şiirin, ilk defa SSCB Yazarlar Birliği’nin günlük yayın organı Literaturnaya Gazeta’nın 9 Temmuz 1953 tarihli sayısında yayımlandığı belirten Perinçek, yazısında şöyle diyor: ”Gazetenin birinci sayfasında manşetten verilen şiiri, Muza Pavlova Rusçaya çevirmişti. Şiir daha sonra Nâzım’ın Moskova’da 1953’te Rusça basılan Seçme Eserler’inde (İzbrannoe, s. 266-268) yer aldı. “Kore’ye Giden Gemi”, şair hayattayken yakını da olan A. K. Sverçevskaya’nın hazırladığı Rusça Nâzım Hikmet Bibliyografyası’na da (Nâzım Hikmet: Bibliografiçeskiy Ukazatel, 1962, s. 52) girmiştir. Nâzım’ın ölümünden sonra şiirin Kore Savaşı’yla ilgili olan geniş bir kısmı çıkarılmış, eser Türkçede sadece oğluna hasretini dile getirdiği dizeler bırakılarak, “Benim Oğlan Fotoğraflarda Büyüyor” başlığıyla yayımlanmıştır (Türkçe ilk yayımlandıkları yerler için bkz. Nâzım Hikmet, Tüm Eserleri VII: Saat 21-22 Şiirleri ve Eserlerine Girmeyen Şiirleri, 1979, s. 504-505). Tabii şiiri kimin kısalttığını, hatta ana gövdesini çıkarttığını söylemek zor. Bu kadar geniş çaplı olmasa da, şairin kendisinin gençlik yıllarındaki şiirlerini daha sonradan değiştirdiği, kısalttığı ya da onlara eklemeler yaptığı biliniyor (bkz. Mehmet Perinçek, “Bilinmeyen şiirleri ve dizeleriyle… Nâzım Hikmet”, #tarih, Ocak 2019, s. 36-39). Ancak bu şiir, Nâzım’ın sağlığında ne Türkçe ne de Rusça olarak kısaltılmamıştır ve şiirin başlığı değiştirilmemiştir. Ayrıca şairin ölümünden 1 sene önce çıkan bibliyografyada da “Benim Oğlan Fotoğraflarda Büyüyor” başlıklı bir şiir bulunmamaktadır. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, Türkçe baskılarda “Benim Oğlan Fotoğraflarda Büyüyor”un altına 1954 tarihi düşülmüştür. Oysa “Kore’ye Giden Gemi” şiiri 1953’te yazılmıştır (dolayısıyla bu tarih de düzeltilmelidir).”

Kore’de Türk askerleri

AYAK BASAR BASMAZ KORE SAVAŞI’NI ELEŞTİRDİ

Perinçek, usta şairin Kore Savaşı’nı o dönemde yazdığı birçok şiirinde işlediğini vurgulayarak şöyle diyor: Şairin o dönemde Kore Savaşı’na dair çok sayıda şiir kaleme aldığı biliniyor: “Bir Hazin Hürriyet”, “Seni Düşünüyorum”, “Kore Türküsü”, “Mektup”, “23 Sentlik Askere Dair”, “Kore’de Ölen Bir Yedek Subayımızın Menderes’e Söyledikleri/Diyet”. Aynı konuyu “Bir Hazin Hürriyet”, “Doğum”, “Gazete Fotoğrafları Üstüne/Korku” şiirlerinde de işlemiştir.” Perinçek, yazısında şairin Moskovaya ayak basar basmaz Demokrat Parti hükümetinin Kore Savaşı’na katılmasını sert bir şekilde eleştirmeye başladığını ve ilk günlerindeki yazı, konuşma ve demeçlerinde bu konuya sıkça değindiğini de belirtiyor.

Nâzım Hikmet, Victor Hugo’nun 150. doğum yıldönümünde söze Kore Savaşı’yla başlamıştı. Moskova, Mart 1952 (Fotoğraflarla Nâzım Hikmet, s.114).

Türkçe’ye yeniden kazandırdığı Kore’ye Giden Gemi şiirini Perinçek, şu notla okurlara sunuyor: Kore’ye Giden Gemi Nazım Hikmet’in 1953’te yazdığı “Kore’ye Giden Gemi” şiirinin, Türkçede ilk defa yayımlanan tam hâli (Mavi dizeler, Rusça çevirisinden çevrilmiştir. Türkçe olarak “Benim Oğlan Fotoğraflarda Büyüyor”la örtüşen dizeler ise “siyah” olarak bırakılmış ve özgün metni korunmuştur).

[!] Rahmi Bey ve köpekleri Nâzım’ın başka şiirlerinde de geçmektedir. “Hapisten Çıktıktan Sonra” başlıklı şiirinde “Ajans haberlerini okuyor radyosu Rahmi Beylerin” dizesi yer alırken, “Macaristan Notlarında”da “Karıcığım,/geceleri kapatıp pencereleri/radyoda Moskova’yı bulup/Erdem’i dinliyorsundur yine,/mürettip Şahap’ın anasıyla beraber./Ve harap mahallede, yıldızların altında Ağustos böcekleri;/düdükleri bekçilerin,/bir de Rahmi Beylerin artsız arasız uluyan köpekleri.” dizeleri bulunmaktadır. Rahmi Bey’in Nâzım Hikmet’lerin İstanbul’dan komşusu olduğu düşünülebilir).

Münevver Andaç, Müzehher Hanım, Vâlâ Nureddin, Nâzım Hikmet, Zekeriya Sertel, Renan, arabada Mehmet, Mühürdar Bahçesi, 1951 Haziran (RGALİ fond 2250, liste 1, dosya 495, yaprak 3).

ÖZLEM TEK TARAFLI DEĞİLDİ

Perinçek, dergideki yazısında Mehmet Hikmet’in babası Nâzım Hikmet’e yazdığı bilinmeyen mektuplarını okurlara sunuyor. Perinçek yazısında şöyle diyor: “Kore’ye Giden Gemi” şiirine de yansıyan oğlu Mehmet’e özlemi tek taraflı değildi. Mehmet, büyüdükçe daha bebekken ayrılmak zorunda kalan babasını tanımaya başlamış; ona şiirler, mektuplar yazıp resimler çizmiştir. Bu mektupların bir kısmı, Rusya Edebiyat Sanat Devlet Arşivi’ndeki (RGALİ) Nâzım Hikmet koleksiyonunda bulunmaktadır.

1995’E KADAR MEKTUPLAŞMALARI YASAKTI

1951’den Türkiye’den kaçırıldıkları 1961’e kadar, Nâzım Hikmet’in eşi Münevver Andaç ile oğlu Mehmet Hikmet hep gözetim altında tutulmuş, kapılarının önünde bir polis cipi bekletilmiş, pasaport istekleri sürekli geri çevrilmiştir. Hatta 1955’e kadar mektuplaşmaları dahi yasaktır (Memet Fuat, Nâzım Hikmet: Yaşamı, Ruhsal Yapısı, Davaları, Tartışmaları, Dünya Görüşü, Şiirinin Gelişmeleri, 2015, s. 579). Dünya Barış Konseyi’nin Belçikalı üyesi Elizabeth Blum, 50’li yıllarda Türkiye’ye gidecek olan yakın dostu Belçika Başbakanı Spaak’tan Ankara’da Türk yöneticilerle konuşması dileğinde bulunmuştu. Spaak’ın Adnan Menderes’ten istediği, Nâzım Hikmet’in ailesinin serbest bırakılmasıydı. Ancak sadece mektuplaşmalarına izin verildi.”

İlk kez Perinçek tarafından yayımlanan Mehmet Hikmet’in Nazım Hikmet’e mektupları şöyle:

MEHMET’TEN NÂZIM’A / 1. MEKTUP

 ‘Canlanacak yavrusu

Hayalinde babamın.

Mektubumu alınca’

“Babacığım bu şiiri Sana yazıyorum.

Mektup

Şu, küçük zarfın içi

Sözlerle dolu sıcak.

Biraz sonra uçakla

Babama ulaşacak

***

Götürecek gönlümü

Satılardan kanatla

Dil dökecek babama

Sevgi dolu bir tatla

***

Fotoğrafın arkasına Münevver Andaç, Nâzım’a hitaben şöyle yazmış: “Nisan 1955. Mehmet huysuzluk etmek üzere iken böyle bir hal takındı. Böyle durduğuna bakma” (RGALİ fond 2250, liste 1, dosya 538, yaprak 11 ve arkası).

MEHMET’TEN NAZIM’A / 2. MEKTUP

‘Annemi hiç üzmüyorum çok çok selam ederim…’

Salı 18-II-1958

BABA.

BEN OKULA GİDİYORUM. OKUMA YAZMA ÖĞRENDİM.

ANNEMİ HİÇ ÜZMÜYORUM. SANA ÇOK ÇOK SELÂM EDERİM

ELLERİNDEN ÖPERİM. ŞEYTANLA [Nâzım Hikmet’in Mosko –

va’daki köpeği] RESMİNİ GÖRDÜM. ÇOK SEVİNDİM. SAĞ OL.

İKİNCİ KARNEM HEP PEKİYİ OLACAK.

Oğlun mehmet

(RGALİ fond 2250, liste 1, dosya 213, yaprak 2)

MEHMET’TEN VE RENAN’DAN NAZIM’A / 3. MEKTUP

‘Gönderdiğiniz beyaz pabuçlara çok sevindim’

9-2-1959

Dayıcığım

Nasılsın iyi misin? Seni çok özledim. Ben, Mehmet, annem pek çok iyiyiz.

Sen orada iyi misin? Annem geçen gün bize senin için üşütmüş olduğunu söyledi. Geçmiş olsun. Şimdi hastalığın geçti mi? İnşallah geçmiştir. Benim ve Memo’nun dersleri ve karneleri iyi. Şimdi 15 gün tatiliz. Dayıcığım gönderdiğin blüzlara çok sevindim ve çok teşekkür ederim. Çok beğendim. Herkes de çok güzel olduğunu söylüyor. Zaten burada öyle şeyler hiç yok, olsa bile çok pahalı. Memo ne fazla yaramaz ne de fazla uslu. Ancak ikisinin ortası. Fakat böylesi daha iyi. Dayıcığım bilemem biliyor musun bu sene HULA-HO – OP modası var. Biz çok güzel çeviriyoruz. Ama öyle 100, 50 defa değil. Onun da üstünde 2066 defa. Fakat nedense annem çeviremiyor. Çeviremediği için de çok kızıyor. O ancak 2 defa çevirebiliyor. Zaten büyükler, küçüklerden daha az çevirebili – yorlar. Dayıcığım pullar o kadar çok oldu ki 2 kalın ciltli defter az geliyor. Biz de çok seviniyoruz. Memoyla ara sıra hafif olarak şakadan veya sahiden kavga ediyoruz ama fazla değil. Dayıcığım şimdi sana yazarken (Memo gel sen de yaz) dedim. O da arka sahifaya yazdı. Onun için oraya bakıver lütfen. Artık sana sık sık metup yazmağa çalışacağım. Dayıcığım burada mektubumu bitirmeye mecburum. Çünkü daha Mehmet yazı – cak. Geç de oldu. Gözlerinden ve ellerinden öperim.

R. Berk

Babacığım.

Size şimdi ablam yazarken ben de yazıyorum. Nasılsınız?

Ben çok iyiyim. Derslerime çok çalışıyorum. Karnem de güzel.

Gönderdiğiniz beyaz pabuçlara çok sevindim. Teşekkür ede rim.

Sizin orada işleriniz nasıl gidiyor? Annem de çok iyi.

Ben sık sık sokağa çıkıp arkadaşlarımla oynuyorum. Biz çarşamba günü

Ayşe teyzemin kızı Fatoş’un doğum gününe gidiyoruz [Ayşe teyzeden kasıt, Münevver’e Bursa Cezaevi’nde Nâzım’ı ziyaretleri sırasında eşlik eden Dündar Baştımar’ın eşi Ayşe Baştımar, Fatoş da onun kızı Fatma olabilir]. Her halde çok eğleneceğiz. Babacığım burada mektubuma son verirken gözleriniz ve ellerinizden öperim babacığım.

Oğlunuz:

Mehmet Andaç

MEHMET’TEN NAZIM’A / 4. MEKTUP

‘Biraz da ev ve okuldan bahsedelim’

2-4-960

Babacığım.

Size çoktan beri mektup yazmadığım için özür dilerim.

Biraz da ev ve okuldan bahsedelim:

Evde annem bana aritmetiğim iyi olması için hergün “10”ar hesap yaptırıyor.

Okulda ise herşey iyi. Bugün Türkçeden yazılı imtahan olduk. 5 aldım. Notlarımız 5 üzerinedir.         Ablamın da notları çok iyi. Tatile yaklaştık 2 ay var. Tatil – ler artıyor. Şimdiye kadar 4 tatil geçti. Annem ablama 125 lr bir mayo aldı.

Doğum günüm 2 hafta evvel oldu.

Gelenler:

Fatma, Ömer, Ayşe, halam, Ayşe teyzem, Mualla teyzemdi. Halam da 2 hafta evvel geldi. Hikmet ağabeyle Ayşe ablamlar gelmemişti ve 4 gün kaldıktan sonra Ankara’ya gitti.

Doğum günümde birçok hediyeler geldi. İsimleri şapka, basketbol ve inşaat oyunu idi.

Sıhhatınız nasıl ben çok iyiyim.

Mektubuma burada son verirken gözlerinizden öperim babacığım

Oğlunuz

(İmza)

(RGALİ fond 2250, liste 1, dosya 213, yaprak 4)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.