Kriz büyükse çözüm de büyük olur!
Türkiye son yılların en büyük ekonomik krizini yaşarken durdurulamayan fiyat artışları,baskı altına alınan döviz fiyatları ve yüksek faiz kıskacında ne yazık ki.
Bütün bunlar olup biterken ana muhalefet Partisi lideri Özgür Özel Avrupa Birliği hayallerini yaymaya devam ederken NATO’culuğu da savunmayı da ihmal etmiyor.
BRİCS ile ilgili olarak telaş içerisinde olduğu belli.
Yani muhalefet Kemal Derviş politikalarını aynen devam ettireceğini ve Batı sisteminin içerisinde kalmayı tercih ediyor.
14-28 Mayıs seçimlerinden sonra da AK Parti iktidarı kabine de yaptığı değişikler ile de dümeni yeniden Batı’ya çevirdiğini ve Atlantik sistemi içerisinde ekonomiyi uluslararası finans mafyasına bağlamayı tercih ettiler.
Özellikle enflasyonun artmasına bilerek göz yumarak hatta teşvik ederek faizleri yüzde 50 seviyesine çıkartarak üretim ekonomisi yerine sıcak para ekonomisini tercih etmişlerdir.
Bir yandan yüksek faizler bir yandan da sürekli artan maliyetler başta tarım sektörü olmak üzere bir çok sektörü üretimsizlik batağına sürüklemişlerdir.
Satın alma gücü oldukça düşen vatandaş ise ilk önceleri çareyi kredi kartlarına sarılmakta buldu o çare de tükenince büyük sıkıntılara düşen vatandaş çaresizlik içerisinde ne yazık ki.
Kira artışları , enerji fiyatlarında ki artışlar ve vergi artışları da enflasyonu artırmaya devam ederken ekonomi yönetimi tüketimi kısarak enflasyonu düşüreceği masalını anlatmaya devam ediyor.
Bütün yaşanılan sorunların nedeni geçmişten beri adları değiştirilen ekonomik büyüme masalları ile yıllarca uyutulmamızdır.
Artık deniz bitti kara göründü.
Eski dermanların yeni dertlere derman olmayacağı gerçeği herkesin belleğine yerleşti.
Çözüm var Çözüm Belli ama bunları uygulayacak siyasi irade zorunludur.
Bütün kaynakları faizcilere değil üretime yönlendirmek ve tassarufları üretime yönlendirmek zorunludur.
Yine yurt dışındaki Batı Bankalarında olduğu bilinen 500 Milyar doları ülkemize getirilmesi gerekmektedir.
Yine yastık altında ve banka kasalarında bulunan Altın’larında üretime yöneltilmesi gerekmez mi?
Gerçekten büyük bir krizin içerisindeyiz kaynaklarımız ise faizcilere veriliyor.
Sıcak para ekonomisi yerine üretim ekonomisine uygun politikaların uygulanması zorunlu hale gelmektedir.
Kaynakları üretim ekonomisine yönlendirmek bir fantezi değil bir mecburiyettir bir beka sorunudur.