Marketler ve Cezalar! / Editör’den
Piyasaların büyük çoğunluğun ele geçiren hem üreticilere hem de tüketicilere istediği fiyatı kabul ettiren yaygın zincir mağazalar Rekabet Kurumunun araştırması ve soruşturması sonucunda yüklü para cezalarına çarptırıldı.
Sadece para cezası yetmez aslında yeni şube açmaları da Belediyelerin değil Rekabet Kurumunun iznine bağlı olmalıydı.
Her köşe başında mantar gibi açılan ve açıldığı bölgenin esnafına büyük zararlar veren bu çok şubeli yaygın zincirlere birileri dur demeli artık.
Gelinen durum aslında geçmişten beri yaşanmışların sonucudur.
Son yıllarda perakende piyasalarında yaşana hızlı gelişmelerin ve kontrolsüzlüklerin sonucudur gelinen durum.
Rekabet Kurumunun gerekçelerinin oldukça gerçekçi olduğu herkesin malumudur.
Geçtiğimiz yıl hem karlılık hem de büyüme açısından oldukça verimli bir dönem geçiren bu marketlerin istihdam açısından Devlet’ten yüklü desteklerde almakta oldukları bilinmektedir.
Bu yaygın zincirler cezalara itiraz edeceklerini açıklarken tedarikçi firmalara da aba altından sopa göstermektedirler.
Olayın diğer bir bölümü de yerel zincir market olarak tabir edilen bölgesel marketlerdir.
Rekabet Kurumunun ikinci aşamada bu markerleri de ciddi anlamda denetlemeye alacağı söz konusudur.
Bölgelerinde ciddi anlamda yaygınlaşan ve belirli bir pazar payına sahip yerel marketlerde bu haksız ve ahlaksız zenginleşmeden paylarını almışlardır.
Bunların daha büyük ve yaygın olanları üreticileri ve aracı distribütör firmaları oldukça zor durumda bırakan şartları dayatmaktan kaçınmıyorlar.
Bu marketler ürün alımında karşı tarafa kendi koşullarını kabul etmek zorunda bırakıyorlar.
Önce ürünleri rafa koymak için belirli oranda iskontolar ve giriş bedeli adı altında ürün veya para ödenmek zorunda kalıyor üretici ve dağıtıcı firma.
Sonrasında ise belirli dönemlerde belirli karlılık rakamları istenir ve ilgili firma vermek zorunda kalır.
Yine sonrasında bu giderlerin hepsi bir şeklide fiyatlara yansıtılır.
Sonrasında belirli bir karlılık için raf fiyatları yüksek tutulur.
Firma daha sonra indirim yapmak zorunda kalır. Bu indirimler ve bindirimler bir şekilde tüketicinin cebinden çıkmaktadır.
Market de belirli orandaki garanti karlılığını sağlamanın keyfini yaşar.
Market de tedarikçi firmaya belirli dönem öderken de yine tedarikçilerin sırtına binmeye devam ederler.
Ödeme yaparken o dönem satın aldığı ürünlerin değil tüketiciye satıp parasını tahsil etmiş olduğu kısmın ödemesini yine uzun vadelerle yaparlar.
Yani market raflarını tedarikçi firmalardan almış olduğu ürünler ile doldururken konsinye ürün almış oluyor.
Rekabet Kurumun asıl üzerinde durması gereken önemli durumun bu olması gerekmez mi?
Haksız zenginleşmenin belirgin örneği değil midir bu durum.