Memleket nire hemşerim!
Bu söze yaşamımız boyunca defalarca muhatap olmuşuzdur.
Çünkü bu memleket nere meselesi bizde toplumsal olarak bir merak konusu olagelmiştir.
Nerden ve nereli olduğumuz birbirini tanımayan insanların ilk konuştuğu konuların başında gelir.
Bir şekilde nereli ve nerden, kimlerden olduğumuz hep merak konusu olmuştur, öğrenmek istemişizdir.
Tanıdık ,akraba ve de hemşerileri bularak hayata ve toplumsal yaşama tutunmaya ve dayanışmaya çabalamışızdır. Bir şekilde gurbet ellerde tutunacak dal aramışızdır.
Hemşeri dayanışması göçebe toplumumuzun temel dayanağı da olmuştur.
Bu yazımız da bu hemşeri dayanışmasının ürünü olan hemşeri derneklerini ve konumlanmalarını anlatmaya çalışacağım.
Memleketin her köşesinde hemşeri dernekleri mantar gibi çoğalmakta iller dışında bir de ilçe hemşeri dernekleri o da yetmedi köyler içinde hemşeri dernekleri hızla artmaktadır.
Bunun adı da sivil toplum örgütlenmesi oluyor.
Benim bildiğim örgütlenme BİRLEŞEREK olur böyle bölünerek örgütlenme olmaz…
Zaten böyle derneklere bizim gibi ülkelerde rastlanır.
Siz hiç duydunuz mu BERLİNLİLER DAYANIŞMA DERNEGİ veya NEWYORK KÖYLÜLERİ DAYANIŞMA DERNEGİ diye.
Duymadınız çünkü orada öyle bir şey yok.
Bir an düşünelim ATLANTA DAKİ ZENCİLER DAYANIŞMA DERNEGİ olur mu.
Ben bilmiyorum. Bu tür örgütlenmeler ancak bizim gibi ülkelerde olur.
Bu tür dernekler ülkemize 12 Eylul AMERİKANCI-DARBECİ rejimin bir dayatması olmuştur.
Hatırlıyalım 12 Eylul rejimi yurttaşların örgütlenme özgürlüklerine büyük bir darbe indirmiştir. Siyasi partilerin gençlik kolları, kadın kolları pasifleştirildi.
Partiler lider sultasına mahkum edildi. Oralarda sesini duyuramayan yurttaşlarda sistemin baskısından kurtulmak kendini ifade edebilmek amacı ile bu tür örgütlemeler ile bir çıkış yolu aramıştır.
Önceleri sadece il düzeyinde kurulan bu dernekler gitgide ilçeler, köyler hatta mahalle düzeyine inmiştir.
Bu şekilde toplumsal örgütlenmenin ve dayanışmanın boyutu hemşeri olmaya indirgenmiştir.
Daha sonraları da bu işin ucu mezhepsel baz da örgütlenmelere zemin hazırlamıştır. Yani her koyun kendi bacağından asılır tarzı bir örgütlenme dayatılmıştır.
Çıkış arayan yurttaşlarda bunu kabullenmek zorunda kalmıştır.
Bu şekilde örgütlenmenin önü açılmış ve oralar tüccar-politikacı’ların arka bahçesi haline getirilmiştir.
Şimdi gelelim bu dernekler nasıl kurulur, nasıl çalışır, nasıl faaliyet gösterir, kimler finanse eder, üyelerin konumu nedir.
Önce hali vakti yerinde hemşeriler bir araya gelir düğün, cenaze gibi toplumsal yaşamda dayanışma gerektiren konularda dayanışma için bir dernek kurma fikri ortaya atılır.
Daha sonra bu derneği finanse edeceklerden bir yönetim oluşturulur. Bu yönetime girenlerde bu sayede hemşerileri arasında daha farklı bir statüye kavuşmuş hisseder kendisinin…
Evinde çoluk çocuğa laf geçiremeyen bu zatı muhteremler buralarda ekonomik güçleri sayesinde söz sahibi olmaya başlarlar. Bayramlarda yoksul hemşerilerine yardım etmek yoksul öğrencilere burs vermek yılda bir iki kez de yemekli toplantılar düzenlemek, baharda da kırlara pikniğe gitmek başlıca faaliyet alanlarıdır.
Fakat asıl faaliyetleri seçim döneminde yoğunlaşır bu yöneticilerin bir kısmı bir partide belediye meclis üyeliği veya il genel meclis üyeliği kapmak için atmadık takla bırakmazlar.
Bunları görende hemşerilerinin oyu çantada keklik zannederler. Hemşerilerine vaat üstüne vaat’ de bulunurlar. Gariban hemşeriler de oğluna ve kızına iş bulmak umudu ile bu TÜCCAR-POLİTİKACILARIN peşine takılır. Sonuç ise çoğu zaman hüsrandır.
Çevremize ; şöyle bir bakalım bu tür vakalara çokça rastlarız. Bunun en büyük nedeni de uygulanan ekonomik-sosyal politikalardır.
Sosyal devlet anlayışı yerini bu hemşeri dayanışması türü oluşumlara bırakmıştır. Derneklerden umduğunu bulamayan yurttaşlarda TARİKAT ve CEMAATLARDAN medet umar hale gelmiştir. Devlet’i yönetenler gerçekten sosyal politikaları uygulamış olsaydı, işe alımlarda eş dost tavsiyesi veya torpil olmasaydı vatandaşına gerekli sosyal ortamı sağlamış olsaydı bu tür örgütlenmelere gerek kalmazdı.
Toplum daha özgürleşir daha da üretici bir konumda olurdu diye düşünüyorum.
Seçim dönemlerine girdiğimiz , adayları seçim çalışmalarını yoğunlaştırdığı bu dönemde HEMŞERİ dernekleri de ziyaret edilen yerlerin başında geliyor.
Bu arada tabii ki dernek başkanları da boş durmuyor onlarda siyasi partiler, adaylar ile ilişkileri yoğunlaştırıyorlar.
Bu hemşeri dernekleri ile o yörenin yurttaşlarını kontrol da edilebilmektedir.
Buda olayın başka bir boyutudur.