Mutfaktaki yangını söndürmek için kaynakları üretime aktarın! / Niyazi Koç yazdı
Türkiye günlerdir temel gıda maddelerindeki fiyat artışlarını konuşurken, dövizdeki tırmanış da devam ediyor.
Geldiğimiz durumun “sonuç” olduğunu kabullenemeyen ekonomi yönetimi, şimdi de suçlu aramaya başladı. Temel gıda maddelerindeki fiyat artışlarının esas nedenin üretim yetersizliği olduğu, üreticilerin yeterince desteklenmediğinden kaynaklandığını nedense kimseler görmek istemiyor. Üretim maliyetlerindeki artışın üreticinin sırtına bindirildiğini nedense görüp çözüm üretemiyorlar.
Yıllardır sıcak para ekonomisinin sürdürebilir olmadığı gerçeğini kabul edip ona göre tedbirler alınmıyor nedense. Temel gıda maddelerinin üretim ve dağıtım ağlarını özelleştirmelere kurban edenler, tarım kuruluşlarının tasfiyesine göz yumanlar bu durumdan esas olarak suçludur.
Çare belli; Üreticiyi desteklemek ve örgütlemektir. Gıda güvenliği esas olarak ülkemizin güvenliği demektir. Temel gıda maddelerinin üretim ve dağıtımı yabancı tekellere bırakılamaz.
Bu durumun geçmişten beri sürdürülen gelen sıcak para ekonomisinin, üretimi sadece konut üretmek zanneden bir anlayışın ve sistemin sonucu olduğunu nedense görüp yeni tedbirler almak yerine polisiye tedbirler ile sorunun giderilmesine çalışılıyor.
Bir yandan faiz tartışmaları yaşanırken, döviz kurlarındaki artış devam ediyor.
Faizler düşürülüp üreticiye düşük faizli kredi vermek istenirken uzun vadeli tahvil faizleri çıkmış durumda.
Tüketici fiyat endeksleri ile dolar kurunun 2016 yılından 2021 yılına kadar olan seyrine baktığımızda da benzer bir yükseliş tablosu görülmektedir.
Aralık 2016’da 3.52 TL olan dolar kuru şimdilerde 10 TL civarında.
Yine aynı dönemde Aralık 2016’da 292.54 olan TÜFE endeksi 563.60 , Mutfak enflasyonu dediğimiz gıda ve alkolsüz içecekler harcama grubunda ise TÜFE alt endeksi 319.35 ‘den 708.25 çıkmış durumda iken, konut yani barınma harcamalarında ise endeks 327.01’den 608.49’a ulaştırma giderlerindeki endeks ise 276.27’den 562.42’e çıkıyor.
Oranladığımız zaman dolar kuru o dönemden bu yana yüzde 143’e yakın bir şekilde artarken, TÜFE endeksindeki artış yüzde 92.5 olurken, mutfakta yüzde 121.7 olarak gerçekleşiyor.
Barınma giderlerindeki artış ise yüzde 86, ulaştırma giderlerinde ise yüzde 103.5 artış olmuştur.
Şimdi gelelim mutfaktaki yangının nedenine; Aralık 2016’da Yurt içi fiyat endeksi 274.09 iken bu oran Ağustos 2021’de 720.28 çıkmıştır.
Asgari ücretteki durum ise, 2016’da 1.647 TL iken, 2021 yılında 2.585 TL’ye çıkmış durumda.
Artış ise yüzde 71.5 TL.
Genel enflasyona baktığımızda; artış 20 puan geride, mutfak ve ulaştırmadaki artışın gerisinde.
Fiyatlar artarken, gelirin de artmaması satın alma gücünde önemli gerilemelere neden olmaktadır.
Eski dermanların yeni dertlere çare olamayacağı günlerdeyiz.
Çözüm; kaynakların üretime aktarılması üreticilerin desteklenmesidir.