Pavyon fedaileri / Gaffar Yakınca
Kılıçdaroğlu’na oy vermemeyi, Altılı Masa’yı eleştirmeyi affedilmez bir suç olarak lanse ediyorlar. Herkese trol diyorlar. Sadece siyasetçiyi, gazeteciyi, yazarı değil, halkı tehdit ediyorlar.
Seçimi çoktan kazanmışlar… Stadyumları mahkemeye çevirip idam mangaları kuracaklar….
Canlarını sıkan herkesi, hepimizi Sarıkamış’a sürecekler…
Gazeteci desen, gazeteci böyle konuşmaz.
Analist desen, bu lafların analizle bir ilgisi yok.
Sanatçı desen, biraz temkinli olur, bu kadar amigoluk yapmaz.
Siyasetçi desen, siyasetçi halkı tehdit ederek oy alamayacağını bilir.
Ayaküstü bin tane tehdit savuran bu tipler, olsa olsa pavyon fedaisi olabilir.
Eski Türk filmlerinde görürüz, kulüp kapısında bekleyip gelene geçen racon kesen, mekanda kaşını gözünü beğenmediğini kolundan tutup dışarı atan yarmalar var ya hani, işte onlardan söz ediyorum.
Bunların kumarhane kapısında bekleyen özel bir modeli vardır. İçeride kaçak kumar oynanırken dışarıda erketelik yaparlar. Meraklı bir göz içeri doğru uzanacak olsa tekme tokat dalarlar. İşlevleri kumar masasının gizliliğini korumak, masadaki haramzadeleri kanları pahasına savunmaktır.
Kanları pahasına diyorum çünkü polis geldiğinde de gerekirse kendilerini feda ederek içeri sokmazlar. Masadaki kumarbazlar arka kapıdan kaçsın diye zaman kazandırırlar.
Tehditkar lafları, kabadayı artistliklerini iyi bildikleri gibi, kendilerinden güçlü olanları el etek öperek oyalamayı da iyi bilirler. Yani hem zorbalığın, hem da yalakalığın yılışıklığın uzmanı olmuşlardır.
Kılıçdaroğlu’nun yandaş/fondaş fedaileri de işte bu profile benziyor. Ne demişti Meral Akşener Altılı Masa için hatırlayın: Kumar masası!
Meğer masanın sadece kumarbazları değil, erketeleri, kapı değnekleri falan da hazırmış…
PKK’YI İKTİDARA TAŞIMAK
Bütün bu patırtının önemli bir amacı da HDP/PKK ile ortak iş tutmayı gizlemek. Altılı Masa’nın seçim bildirgesi adeta Vaşington’dan, Londra’dan yazılmış gibi. PKK, FETÖ ne isterse fazlası ile var.
Ama PKK’nın istekleri bununla sınırlı değil. Hükümetin bir parçası olmak istiyor. En az üç, hatta dört bakanlık talebi açık açık söyleniyor.
Bunlar da öyle kenarda köşede kalmış bakanlıklar değil. PKK’nın siyasi uzantısı HDP, Milli Savunma, İçişleri, Adalet gibi doğrudan terörle mücadeleyi ilgilendiren bakanlıklara talip. Bakanlık olmasa bile etkili bakan yardımcılıkları. Hatta isimler bile konuşuluyor.
Olur mu öyle şey demeyin. “Dersimli Kemal’in” iktidarında olur.
Asıl soru ise şu: İyi Parti’nin ülkücüleri PKK’yı iktidara taşıyan bu formüle ne der?
MÜZMİN KAYBEDEN NASIL PAZARLANIR?
“Adayınızı açıklayacak mısınız artık” diye soranlara “açıklarsak yıpratırsınız” diyorlardı. Şapkadan çıka çıka Kemal Kılıçdaroğlu çıktı.
Daha önce dokuz seçim kaybetmiş, ‘aday olduğu seçimde oy kullanamama’ ve ‘yürüyen merdivene tersten binme’ gibi performansları akıllara kazınmış bir ismin daha fazla yıpratılması için ne yapmak lazım kestirmek güç!
Ama sonuçta aday bu. Bir şeyler bulup cilalamaları gerekiyor. Bu açıdan bakınca Sözcü’nün son manşeti gerçekten ilginç: “Kemal Bey, oturduğu bir sofrada pilavın etli tarafını yanındaki çocuğa doğru çevirmiş!”
Gazetelerin okuyucularına ahmak muamelesi yapması hepimiz açısından utanç verici ama seçime kadar böyle daha çok tuhaflıklar göreceğimiz anlaşılıyor
YILMAZ ÖZDİL’E FAŞİZM
Sözcü’nün bir başka icraatı muhalefetin ağır topu Yılmaz Özdil’i kovmak oldu. Neden? Çünkü Özdil, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına dair bir şeyler söylemeyi reddetti. Faşizm, insanların “söylemedikleri şeyler” için de suçlanmasıdır.
Özdil gibi bir ismin bile faşizm mağduru olabilmesi CHP ile mümkün!
FAZIL SAY AKŞENER’E NE DEMİŞTİ?
Masayı terk ettiği bir iki gün içinde Akşener’e çok hakaret edilmişti ama Fazıl Say kadar ağır konuşanı olmamıştı. Say, “çek sifonu gitsin” diyerek Akşener’e ve İYİ Parti’ye “tuvaletteki dışkı” demişti. Sonradan sildi. “Uluslararası sanatçı” Fazıl Say’ın düştüğü bu seviyeyi unutmamakta fayda var.