Prof. Dr. Osman Altuğ: Fabrika yerine sadaka siyasi bir tercih
2024 yılında sosyal yardımlara ayrılan 497 milyar liralık kaynağı ve 2023’te 19,9 milyon kişinin sosyal yardım almasını değerlendiren planlama uzmanı Prof. Dr. Osman Altuğ, ‘Yatırım ile 100 bin kişiye iş vermektense 10 milyon kişiye yardım yapmak tercih ediliyor. Ekonomik değil siyasi karar.’ dedi
Enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkılaştırma politikaları ile iç talep bastırılıp, dar gelirli vatandaşların enflasyon karşısında alım gücü düşürülürken; Meclis’te kabul edilen 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda sosyal yardımlara 497 milyar lira ayrıldı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2023 yılı faaliyet raporuna göre de sosyal yardım alanların sayısı önceki yıla göre 2,3 milyon kişi artarak 19,9 milyona ulaştı. Ankara Sanayi Odası (ASO) Nisan ayı Meclis toplantısında yaptığı konuşmasında sosyal yardımların miktarına ilişkin değerlendirme yapan ASO Başkanı Seyit Ardıç ise nüfusun neredeyse 4’te birinin yardım alır hale geldiğini belirterek sosyal yardım alan hane sayısının da 5 milyon eşiğine dayandığını aktarmıştı. Ardıç, çalışma gücüne sahip nüfusa yapılan sosyal yardımların tembelliğe alıştırarak toplumun istihdamdan uzaklaşmasına neden olduğunu belirtmişti.
‘ESKİDEN FAKİRLİK BELGESİ VERİLİRDİ’
Sosyal yardımların ulaştığı düzeyin nedenlerini Aydınlık’a anlatan eski Devlet Planlama Teşkilatı yöneticilerinden iktisatçı Prof. Dr. Osman Altuğ, kaynakların üretim yerine sadakaya ayrılmasının siyasi tercih olduğunu kaydetti. Altuğ, şu ifadeleri kullandı:
“Sosyal yardıma muhtaç insanların nasıl tespit edildiğini, ölçütlerinin neler olduğunu bilmiyoruz. Veya uygulamada işler değişiyor. Bütçede bu gider kalemine ihtiyaç var mı? Sadaka ekonomisi yapıyorsanız, o zaman yardım olur. Bir yandan da insanlar yardıma gerçekten muhtaç. Onlara yardım etmek lazım. Sosyal yardım devreye girerken kimlerin yardımı almaya hak ettiklerini açık seçik bilmek durumundayız, bilmiyoruz. Eskiden muhtarlar fakirlik belgesi verirdi. O da yok şimdi. Hak edenlere, gerçekten yoksul olanlara verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
100 BİN KİŞİYE İŞ Mİ? 10 MİLYON KİŞİYE YARDIM MI?
“Sadaka ekonomisi ile bu kadar sosyal yardım yerine üretime yatırım yapılsa fabrika kurulsa 100 bin kişiye iş vereceksin. Bunun yerine 10 milyon kişiye yardım yapılıyor. Ekonomik değil siyasi bir karar. ‘Fabrika kurup bin kişiye iş vereceğime aynı parayı 100 bin kişiye dağıtırsam daha çok itibar kazanırım.’ diyorlar.” ,
ASO Başkanı Ardıç gibi mevcut sosyal yardım politikasının insanları çalışmadan yardımlarla geçinmeye yönelttiğini dile getiren Tüketici Hakları Derneği Başkanı Ergün Kılıç, yardıma muhtaç etmeyecek ücret politikasının gerekliliğine işaret etti. Kamu kaynaklarının sosyal yardım yerine istihdam yaratacak yatırımlara yönelmesi gerektiğini vurguladı. Kılıç, şöyle konuştu:
“Biz, THD olarak bugüne kadar tüm açıklamalarımızda ‘Yoksulluk yönetilmemeli, yoksulluk çözülmelidir.’ diyoruz. Bu kapsamda baktığınızda özellikle açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan tüketicilerin ciddi bir rakama eriştiğini görüyoruz. Bu yüzde 80’leri geçiyor Türkiye nüfusunun. Bununla ilgili insanlara belli bir yardımın yapılması gerekiyor. Ancak biz tanık oluyoruz ki bugüne kadar bu yoksullukla ilgili sürekli aynı ailelere, aynı yapıdaki insanlara yıllarca belli ürünleri veya hizmetleri veriliyor.
ASLOLAN MUHTAÇ ETMEYECEK ÜCRET
“İnsan onuruna yaraşır bir ücret politikasının geliştirilmesi ve temel ihtiyaçlarının karşılayacak siyasal reformlar yapılması gerekiyor. Bu yapılmıyor. Yapılmadığı için de yoksul insanlar hangi belediyeden, hangi kaymakamlıktan ya da valilikten ya da vakıf, dernek veya diğerlerinden nasıl yardım alacaklarını çok iyi öğrenmiş durumdalar. Artık bunu bir iş edinme noktasına gelmişler. Yoksunluğu gidermek yerine ‘Ben çalışmadan da bu gıdaya ya da hizmete erişirim.’ noktasında bir algı oluşturuyor. İnsanlar çalışmak yerine bu tip şeylerle yaşamını sürdürecek hale dönüştürdüler. Bu kabul edilebilir değil.”
YARDIMDA DEĞİL YATIRIMDA REKABET
Birçok yerde çalışacak insan ve istihdam yaratacak yapılar da bulunamadığını kaydeden Ergün Kılıç, şöyle devam etti: “Bununla ilgili örnek vermek gerekirse mobilya sektöründe çalışan çırak ya da diğer elemanlara baktığınız zaman Türk insanının sayısını çok azaldığına tanık olabilirsiniz. Yardım politikası buna da yönlendiriyor diye düşünüyorum. Ya da sanayide yardımcı eleman dediğimiz yapılar da artık temin edilemez hale geliyor. Burada bir sorun var.
“Sosyal yardımlarla geçinen yaklaşık 19 milyon kişiden bahsediyoruz. Bir de bunların hane halk olarak düşündüğünüz ve dört kişi ile çarptığınızda bu rakam yaklaşık 80 milyonu buluyor. Üretmeden hazıra ve kolaycılığa kaçan bir toplum yarattığınız zaman ciddi anlamda toplumsal barışı da bozar. Enflasyonu da artırır. Sadece yardım etmenin, ‘Ben daha çok vereceğim, şunları da vereceğim’ yarışına girmek yerine iş, istihdam alanları yaratacağım, mesleki yeterlilikler oluşturacağım gibi projeler geliştirmeleri gerektiğini düşünüyoruz. 497 milyar liralık sosyal yardım bütçesinin yerine kamunun istihdama dönük yatırım politikası üretmesi daha uygun olur. ”