Samet’in katiline ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi
Adana Büyükşehir Belediyesi Özel Kalem Müdür Vekili Samet Güdük’ü makamında tabancayla öldüren katil zanlısı Mikail Güvenir hakkında dava açıldı.
![Samet’in katiline ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi](https://www.adanamuhalif.com/wp-content/uploads/2025/02/samet-1024x576.webp)
Adana Büyükşehir Belediyesi Özel Kalem Müdür Vekili 31 yaşındaki Samet Güdük’ü belediyedeki makamında tabancayla öldüren, olay sonrası belediye çalışanı 4 kişiyi de ölümle tehdit ettiği iddia edilen 45 yaşındaki Mikail Güvenir hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve ayrıca 27 yıl hapis cezası ile cezalandırılması istemiyle dava açıldı. Sanık Mikail Güvenir, iddianamede yer alan savunmasında Özel Kalem Müdür Vekili Güdük’ü tarla kiralama nedeniyle istemeyerek öldürdüğünü belirterek, “Samet’e dönüp “hakkım haram olsun” dedim ve belimde bulunan silahı çıkararak 2-3 el ateş ettim. Samet’i öldürmek için belediyeye gitmedim. Ateş ederken de amacım kendisini korkutmaktı” dedi.
Adana Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası çalışanı Mikail Güvenir, 12 Şubat 2024’te Atatürk Caddesi’nde bulunan Adana Büyükşehir Belediyesi yeni binasına gidip Özel Kalem Müdür Vekili Samet Güdük’e makamında tabancasıyla 3 el ateş ederek öldürdü. Olaydan sonra belediyeden çıkarken belediye çalışanları Ümit Kaya, Gökhan Sakar, Cemil Sayın ve Hasan Ciniviz’i tehdit etti, belediye binası çıkışında düşüp silahı ateş aldı. Belediye binasına zarar verdikten sonra kaçan ve daha sonra polise teslim olup tutuklanan katil zanlısı Mikail Güvenir hakkındaki soruşturma tamamlandı.
DAVA AÇILDI
Cumhuriyet Savcısı, katil zanlısı Mikail Güvenir hakkında “Tasarlayarak Öldürme (Samet Güdük’e karşı), Zincirleme Şekilde Silahla Tehdit( müştekiler Hasan Ciniviz, Gökhan Sakar, Cemil Say Ve Ümit Kaya’ya karşı), Kamu Malına Zarar Verme, Ruhsatsız Ateşli Silahlarla Mermileri Satın Alma veya Taşıma veya Bulundurma” suçlarından 13 Ocak 2025’te iddianame hazırladı. Adana 14.Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianame bazı eksiklikler nedeniyle savcıya iade edildi. Cumhuriyet Savcısı eksiklikleri giderdikten sonra 31 Ocak 2025’te iddianameyi tekrar mahkemeye gönderdi. Yapılan inceleme sonunda iddianame kabul edildi.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENDİ
Savcı, sanık Mikail Güvenir’in ‘Tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 4 belediye görevlisini tehdit etmekten 5’er yıldan 20 yıl, ‘kamu malına zarar vermekten’ 4 yıl ve ‘ruhsatsız silah bulundurmaktan’ da 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi. Savcı, ayrıca sanık Mikail Güvenir’i azmettirdiği yönündeki iddialarla ilgili de yapılan soruşturmayla ilgili olarak da “meçhul sanık” hakkında “kasten öldürme” suçundan kovuşturmaya yer olmadığı yönünde ek karar verdi.
3 EL ATEŞ ETMİŞ
İddianamede, ölü muayene ve otopsi tutanağına, sanığın savunmasına, tanıkların ve müştekilerin ifadelerine, güvenlik kamera görüntüsü kayıtlarına, kriminal ve sanığa ait cep telefonunun incelemesi ile ilgili raporlara yer verildi. Ölü muayene ve otopsi raporlarında, Samet Güdük’ün vücudunda toplam 3 adet ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası tespit edildiği, yaralanmalarının ayrı ayrı tek başlarına ölüm meydana getirir nitelikte olduğu belirtilerek, “Kişinin ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı iç organ yaralanması ve iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu tespit edilmiştir” denildi.
OLAY YERİNDE 4 KOVAN BULUNDU
Olay yeri Adana Büyük Şehir Belediyesi protokol giriş katı salon kapısı iç kısmında 1 adet 9 mm kovan, protokol giriş salonundan başkan danışman bölümüne giden hol bitiminde Niyet Akademi oda giriş kapısı eşiğinde 1 adet nüve olduğu, aynı hol giriş hal zemininde bir adet, hol ahşap kapısında bir adet, holdeki alüminyum giriş kapısı solunda bulunan vitrin camında bir adet mermi isabetinin olduğunun tespit edildiği belirtilen iddianamede, giriş katının bir üst katında bulunan Özel Kalem odası içerisinde 3 adet 9 mm kovan ve 2 adet deforme çekirdek, duvar yüzeyinde bir adet isabet olduğu, Özel Kalem odasının içerisinde yerde kan lekelerinin bulunduğu, olay yerinde bulunan 4 adet 9 mm kovan, 2 adet deforme çekirdek ve 1 adet nüve incelenmek üzere muhafaza altına alındığı, olay sonrası şüpheli Mikail Güvenir’in suç aleti ile birlikte olay yerinden kaçarak Yarbaşı Polis Merkezi Amirliği’ne teslim olduğu , suç aleti olan tabancanın Sur ibareli siyah renkli seri numarası bulunmayan tabanca olduğunun tespit edildiği kaydedildi.
ELİNDE KIRMIZI POŞETLE GELMİŞ
İddianamede, olay yerini gösterir kamera kayıtlarına da yer verildi. Kamera görüntülerine göre, sanık, Mikail Güvenir’in belediyeye nasıl girdiği ve özel kalem müdür vekili Samet Güdük’ün odasına nasıl girdiği ve cinayetten sonra kaçış anları şöyle anlatıldı:
“Şüpheli Mikail Güvenir, 12 Şubat 2024 günü saat 11:10 sıralarında elinde kırmızı bir poşetle belediye binasına gelerek binaya giriş yaptığı, elinde bulunan poşeti binanın üst katındaki çay ocağına bırakarak saat 11:50 ye kadar beklemeye başladı. Beklediği sırada bir ara sigara içmek için dışarı çıkıp tekrar döndü. Saat 11:56 sıralarında olayın gerçekleştiği maktulün makam odasına yine koridorda maktul ile görüşmek üzere bekleyen tanıklar Mehmet Dedecan, Ömer Temel ve Sercan Işık ile beraber girdiği, odaya girdiği sırada kırmızı poşetin elinde olduğu, saat 12:25 sıralarında koridorda bulunan güvenlik görevlisi Ümit Kaya ve çay ocağında görevli Hasan Ciniviz’in silah sesi duyması üzerine maktulün odasına doğru yöneldikleri, şüpheli Mikail’in odadan çıktığı ve koridorda bulunan müştekiler Hasan ve Ümit’e silah doğrulttuğu, daha sonra bina çıkışına doğru kaçmaya başladığı , merdivenlerden inerken dengesini kaybederek düştüğü ve bu sırada elinde bulunan tabancanın ateşlendiği , şüphelinin kaçtığı sırada bina içinde karşılaştığı kişilere silah doğrulttuğu ve şüphelinin binadan çıkış yapıp koşarak olay yerinden kaçtığının görüldüğü, kamera kayıtlarına göre şüphelinin maktulün odasında yaklaşık yarım saat kaldığının görüldüğü saptandı.”
‘KARDEŞİMİ PLANLAYARAK ÖLDÜRDÜLER’
İddianamede, öldürülen Samet Güdük’ün eşi Duygun Güdük ve kardeşi Mehmet Güdük’ün ifadelerine de yer verildi. Duygu Güdük, olay ile ilgili bir bilgisinin bulunmadığını, eşini öldüren şahıstan şikayetçi olduğunu belirtirken kardeşi Mehmet Güdük ise şüphelinin kardeşini planlayarak öldürdüğünü düşündüğünü, kardeşini öldüren şahıstan şikayetçi olduğunu belirttiği kaydedildi.
‘SANA DA SIKARIM’
Müştekilerin de iddianamede ifadelerine ayrı ayrı yer verildi. Belediye çay ocağında çalışan Hasan Ciniviz, şüpheli Mikail’i 2-3 yıldır belediyeye yardım talebi için gelip gitmesi nedeniyle tanıdığını söyledi. Olay günü saat 11:30 sıralarında şüpheliyi beklerken gördüğünü, konuşma sırasında şüphelinin kendisine Samet Güdük’e yumurta getirdiğini söylediğini belirten Ciniviz, “Çay ocağında çalıştığım sırada 3-4 el silah sesi duydum. Koridora çıktığımda şüpheli elinde tabanca ile Samet’in odasından çıktı. Kaçarken bana tabanca doğrultarak ” karışma bana sana da sıkarım, çekil gir odana ” dedi. Korkarak çay ocağına girdim. Bu sırada şüpheli kaçtı ve 1 el silah sesi geldi. Samet’in odasına gittiğimde yaralıydı” dedi.
‘SIKARIM LAN YAKLAŞMA’
Adana Büyükşehir Belediyesi’nde özel güvenlik görevlisi olarak çalışan diğer müşteki Ümit Kaya’da iddianamede yer alan ifadesinde, olay günü Samet Güdük’ün odasının bulunduğu katta durduğu sırada odadan 3-4 el silah sesi geldiğini, ses üzerine odaya doğru gittiğini, bu sırada odadan elinde tabanca ile şüpheli Mikail’in çıktığını söyledi. Şüpheli Mikail’in elinde bulunan tabancayı kendisine doğrultarak “sıkarım lan yaklaşma“ dediğini ifade eden Kaya, “Korkup şüphelinin önünden çekildim. Şüpheli kaçmaya başladı. Samet’in odasını kontrol ettiğimde Samet yaralı halde yerde yatıyordu” dedi.
‘KIPIRDAMA’
Belediyede işçi olarak çalışan müşteki Gökhan Sakar da, olay günü saat 12:20 sıralarında binanın birinci katında bulunduğu sırada üç el silah sesi duyduğunu, koridora çıktığında olay nedeniyle tanıdığı şüpheli Mikail’in elinde bulunan tabancayı kendisine doğrultarak “kıpırdama yaklaşma seni de vururum“ diyerek kendisini tehdit ettiğini söyledi. Şüphelinin merdivenlerden indiği sırada düşmesi sonucu tabancasının ateş aldığını ifade eden Sakar, Samet’in odasını kontrol ettiğinde yaralı halde yerde olduğunu gördüğünü belirtti.
‘ÇEKİLİN SİZE DE SIKARIM’
Belediyede çaycı olarak çalışan müşteki Cemil Say’ın ise olay günü saat 12:30 sıralarında Samet Güdük’ün odasından 3-4 el silah sesi geldiğini, kontrol etmek amacıyla odasına doğru yöneldiği sırada şüpheli Mikail’in elinde tabanca ile odadan çıktığını gördüğünü söyledi. Şüphelinin, kendisine silah doğrultarak “çekilin size de sıkarım“ diyerek tehdit ettiğini ifade eden Say, şüphelinin merdivenlerden aşağı indiği sırada bir silah sesinin daha geldiğini, şüpheliyi belediyeye gelip gitmesi nedeniyle tanıdığını belirtti.
OLAY ANINDA TELEFONLARI İLE İLGİLENİYORLARMIŞ
Olayın olduğu sırada şüpheli Mikail Güvenir ve Samet Güdük ile birlikte odada bulunan tanıklar Mehmet Dedecan, Ömer Temel ve Sercan Işık ise verdikleri ifadede olayın nasıl olduğunu şöyle anlattılar:
“Olay günü ziyaret amacıyla aynı iş yerinde çalışmamız nedeniyle Samet Güdük’ün odasında bulunuyorduk. Odada olay nedeniyle tanıdığımız şüpheli Mikail Güvenir de bulunuyordu. Bir süre sohbet ettik. Daha sonra şüpheli Mikail, odadan çıkmak için Samet‘ten müsaade istedi. Bu sırada telefonlarımız ile ilgileniyorduk, o yüzden dalgındık. Bir anda silah sesi üzerine irkildik. Şüpheli Samet’e peş peşe 3-4 ateş etti. Daha sonra odadan elinde silah ile ayrıldı. Şüpheli ve Samet arasında husumet bulunup bulunmadığı ile ilgili bilgimiz yok. Şüphelinin olay sırasında bize yönelik bir eylemi olmadı.”
HALK EKMEKTE ÇALIŞIYORMUŞ
Hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve ayrıca 27 yıla kadar hapis cezası istenen sanık Mikail Güveni iddianamede yer alan savunmasında Adana Büyükşehir Belediyesinde belediyeye bağlı halk ekmek büfelerinde ekmek satışında görevli olduğunu, belediyede yaklaşık 2-3 yıl önce işe başladığını söyledi. 4 ay park bahçe temizlik bölümünde çalıştığını, daha sonra köylerdeki ekmek büfelerinde ekmek satışı yapmaya başladığını belirten sanık Mikail Güvenir, Özel Kalem Müdür Vekili Samet Güdük’ü neden ve nasıl öldürdüğünü şöyle anlattı:
NASIL ÖLDÜRDÜĞÜNÜ ANLATTI
“Ben belediyeye gidip iş talebinde bulunuyordum. Bu esnada Samet’le de tanışma fırsatı buldum. Deprem zamanı belediyeden çadır, battaniye, soba, yiyecek içecek talebinde bulunuyordum. Bu taleplerim sırasında Samet ile samimiyetimiz arttı. Tarihini tam hatırlamamakla beraber bir buçuk yıl önce Samet’in odasına köylülere erzak talebinde bulunmak için gitmiştim. Samet’in makam odasında baş başa oturduğumuz sırada bana “sizin köyün aşağısında 43 dönüm tarla var, bu tarlayı eski belediye başkanı Hüseyin Sözlü zamanında alındı. Buraya arıtma tesisi kuracaktık. Şu an belediye tesis kurmuyor. Bu tarlayı sana 49 yıllığına kiralayalım” dedi. Ben “paramın olmadığını, 100-150 bin TL birikmiş param olduğunu ve ne kadara kiralayabileceğimi” sordum. Kendisi bana “1.500.000 TL’ye sana kiralarız” dedi. Bende bu parayı bulamayacağımı söyledim. Kendisi bana yine köyden biriyle ortak olup beraber kiralayabilirsiniz dedi. Bana bu sırada tarlanın konumunu gösterdi. Bende o köyden olduğum için köye giderek tarlanın bulunduğu yere baktım. Kendisini kullanmış olduğum 0555 006 35 81 hattan aradım. Kendisi bana whatsapp üzerinden aramamı söyledi. Ben kendisini whatsapp üzerinden aradım. Kendisine tarlanın etrafının duvarlarla örülü olduğunu söyledim. Kendisi de bana arazinin bulunduğum yer olduğunu söyledi. Evime gittim. Kendisi bir gün sonra beni whatsapp üzerinden arayarak “parayı ne yaptın, buldun mu” dedi. Bende “30.000 TL’lik canlı koyun aldım, 100.000 TL’de birikmiş param var. Toplam 130.000 TL param oldu” dedim. Kendisi bana “150.000’e tamamla” dedi. Bende “şimdi 130.000 TL’yi getirip vereyim daha sonra üstünü tamamlarım” dedim. Kendisi bana “Cumhuriyet Halk Partisinin Türkmenbaşı bulvarı üzerinde bulunan seçim bürosuna gelmemi söyledi. Kendisi hatta bana “daha önceden yumurta götürdüğüm için paraları yumurta kepinin arasına koy, köyden yumurta getiriyormuş gibi davran, seçim bürosuna parayı getir” dedi. Bende taksiye binerek seçim bürosuna gittim. Samet’in seçim bürosundaki ofisine geçtik. Yumurta kolisi ve koli içerisinde bulunan 130.000 TL parayı kendisi aldı. Çıkarken bana seçim ofisinde bulunan afişleri alarak köye asmamı söyledi. Ben daha sonra Samet’i arayarak “ne oldu bizim tarla işi” diye sordum. Samet’te bana “100.000 TL daha bul halletmeye çalışıyorum” dedi. Bunun üzerine köyde oturan arkadaşım Bozan İpek’e “Adana Büyükşehir Belediyesi özel kaleminde çalışan Samet isminde bir tanıdığım var, belediyeye ait 43 dönüm tarlayı 49 yıllığına bana kiralayacak, benim maddi durumum iyi değil, birlikte kiralayıp işletelim mi” dedim. Daha sonra Bozan ile birlikte tarlaya bakmaya gittik. Bozan’da kiralama işlemini kabul etti. Kendisini Samet ile tanıştırmamı istedi ancak Samet tanışmayı kabul etmedi. Samet bana “muhattabım sensin” dedi. Bir iki defa benim telefonum üzerinden Bozan ile görüştü. Samet bizden parça parça para istiyordu. Bizde bu parayı denkleştirerek kendisine götürüyordum. Bu paraları merkez cami civarında bulunan otoparkta aldığı da oldu ancak genel olarak yumurta kepinin içerisinde Büyükşehir Belediyesi içinde bulunan odasında kendisine elden teslim ediyordum. Ben yumurta kepinin içinde neden para verdiğimi sordum ancak kendisi “bana milletin içinde para verme, ben hallederim sen canını sıkma” şeklinde sözler sarf ediyordu. Bende kendisine güvendim. Ancak bir süre sonra durumdan şüphelenerek Adana Büyükşehir Belediyesi Belde Taş Daire Başkanı olan Kamuran Karaca’yı aradım. Kendimi garanti altına almak için “başkanım Samet bana tarla kiralayacak, ona para verdim, bana yardımcı oluyor, senin de haberin olsun” dedim. Kamuran Karaca ise bana “tamam hayırlı olsun” dedi. Tarlayı uzun bir süre kiralayamadığımız için Bozan’ın babası olan Mehmet İpek ve Hasan İpek Bozan’ın benim için almış olduğu paralarını geri istediler. Samet’e Bozan’ın babasının ve kardeşinin benden para istediğini söyledim. Samet bana “tamam ben para vereyim ancak bundan sonra para vermem, hem para hem tarla olur mu” dedi. Daha sonra belediye binasına gittim ve Samet’in odasına girdim. Bana 25.000 TL para verdi. 25.000 TL’yi götürüp Bozan’ın kardeşi Hasan İpek’e verdim. Yine Samet bana belediyedeki makam odasında 20.000 TL para verdi. O parayı da götürüp Bozan’ın kardeşi Hasan’a verdim. Farklı tarihte bana yine 20.000 TL daha para verdi. O parayı da Bozan’ın hesabına attım. Yine farklı tarihlerde bana parça parça 35.000 TL daha para verdi. Bu paranın da 15.000 TL’sini Bozan’a elden verdim. 10.000 TL’sini de abisi Hasan’a verdim. Ben kendisine bu süreçte toplamda 1.100.000 TL para verdim. Samet’i telefonla 3-4 defa aradım ancak kendisi benim telefonlarıma cevap vermediği için şüphelenmeye başladım. Hatta 2-3 defa belediye binasına gittiğimde aşağıdaki güvenlik görevlileri bana Samet’in müsait olmadığını söylediler. Olay günü sabah saat 09:00’da Samet’i aradım. “sana yumurta getireceğim” dedim. O da bana “yumurta getiriyorsan gel” dedi. 191 numaralı belediye otobüsüne saat 10:00’da bindim. Taş Köprünün orada bulunan Kerem Börekçinin önünde indim. Eski adliye binasının orada bulunan bir bakkaldan köy yumurtası satın aldım. Yumurtayı aldıktan sonra belediyeye giderek yukarı çıktım. Samet’in odasında misafirler bulunuyordu. Bende bekleme salonunda misafirlerin gitmesini bekledim. Beklerken aşağı indim sigara içtim. Tekrar yukarı çıktım. Daha sonra Samet beni odasına çağırdı. Odasında tanımadığım bir kişiyle oturuyordu. Daha sonra iki kişi daha geldi. Seçimle ilgili konuşuyorlardı ben dinliyordum. Daha sonra ben çıkacağım esnada Samet’e “abi bizim tarla işi ne oldu” dedim. O da bana “siktir git buradan sonra gel” dedi. Bunları konuşurken kendisi makam koltuğunda oturuyordu. Bende Samet’in sağ tarafında oturuyordum. Daha sonra Samet’e dönüp “hakkım haram olsun” dedim ve belimde bulunan silahı çıkararak 2-3 el ateş ettim. Odada bulunan şahıslara “çekilin” dedikten sonra kaçmaya başladım. Beni kimse durdurmaya da çalışmadı. Ben kesinlikle kimseye “karışmayın sıkarım” şeklinde söylemde bulunarak silah doğrultmadım. Kaçarken ayağım kaydı ve yere düşerken elimde bulunan silah bir el ateş aldı. Ben bu olayı tasarlayarak veya kişilerin azmettirmesi sonucunda yapmadım. Olay anlık gelişmiştir. Ben olay yerinden taksiye binerek en yakın karakola giderek silahla birlikte teslim oldum. Ben belediyeye giderken yanıma silah alma amacım tarla meselesi nedeniyle tartışma çıkma ihtimaline binaen yanıma alıp götürdüm. Samet’i öldürmek için belediyeye gitmedim. Ateş ederken de amacım kendisini korkutmaktı. Ben silahı 2-3 hafta önce arkadaşım olan Gökhan Öztürk’ten 10.000 TL karşılığında satın almıştım. Silahı satın alma amacım Samet’i öldürmek değildi. Tarlaya giderken yanımda bulunması için almıştım. Olay ani bir şekilde gelişmiştir.”
‘SAMET İLE GÖRÜŞMEDİM’
Şüphelinin savunmasında ismi geçen kişilerin de ifadeleri alındı. Tanık olarak ifadesi alınan Bozan İpek, şüphelinin belirttiği tarla olayını doğruladığı, ancak kiralama olayı ile ilgili Samet Güdük ile görüşmediğini, yalnızca şüpheli ile muhatap olduğunu , meydana gelen olay ile ilgili bilgisinin bulunmadığını söyledi.
KARACA: BİLGİM YOK
Kamuran Karaca ise olay ile ilgili bir bilgisinin olmadığını belirtirken şüphelinin yumurtaları satın aldığı Ümit Şan da eski adliye karşısında bulanan Gümüş Gıda isimli iş yerinin bulunduğunu, şüphelinin yaklaşık 1 yıldır her ay düzenli olarak kendisinden 1 kutu yumurta aldığını, düzenli olarak gelmesi nedeniyle tanıdığını belirtti.
TELEFONLA GÖRÜŞMÜŞLER
İddianamede şüpheli Mikail Güvenir ile öldürdüğü özel kalem müdür vekili Samet Güdük’ün kullanmış oldukları cep telefonu hatlarının alınan HTS kayıtlarına da iddianamede yer verildi. Şüpheli ile öldürdüğü Güdük arasında çok sayıda arama aranma kayıtlarının bulunduğunun tespit edildiği kaydedildi.
AZMETTİRENLERE YÖNELİK EMARE BULUNAMADI
İddianamede, şüpheli beyanları, dosya kapsamındaki kayıtlar, tanık beyanları göz önüne alındığında şüpheliyi eylemi gerçekleştirmesi yönünde azmettiren şahıs veya şahısların bulunduğuna dair yapılan araştırmalara göre herhangi bir emare bulunamadığı belirtildi. Şüphelinin eylemini kendi iradesi ile gerçekleştirdiği kabul edilerek soruşturmaya bu yönden devam olunduğu ifade edilen iddianamede, yine şüphelinin beyanlarında belirtmiş olduğu maktulün kendisini belediye arazisi kiralama vaadi ile dolandırdığını iddia ettiği olay ile ilgili bu hususun şüpheli hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmaması yönünde önem arz ettiği ancak şüphelinin iddialarının doğruluğu ile ilgili yeterli nitelikte delil elde edilemediği kanaat edilmiş ise de bu hususta yapılacak değerlendirmenin mahkemenin takdirine sunulduğu belirtildi.
İddianamenin değerlendirme bölümünde ise olayın nasıl gerçekleştirildiği şöyle anlatıldı:
‘ÖLDÜRMEK İÇİN GELDİ’
“…Olay sırasında odada bulunan tanıklar Mehmet Dedecan, Ömer Temel ve Sercan Işık’ın beyanında şüpheli ile maktul arasında tartışma veya anlaşmazlık niteliğinde bir konuşma veya olay yaşanmadığı halde şüphelinin kurulu halde belinde bulunan tabancayı çıkararak maktule ateş ettiği beyanları , olay sonrası soğuk kanlı bir şekilde olay yerinden ayrılması , dikkate alındığında şüphelinin eylemini planlayarak suçta kullanacağı silahı temin ettiği , olay günü maktulü öldürme kararı ile maktulün yanına gittiği , maktulün odasına girmeden silahını atışa hazır hale getirdiği , ve odaya girdikten sonra kararın da vazgeçmeyerek sebat ve ısrarla fiilini icra etmeye başladığı, eylemi ile maktule karşı tasarlayarak kasten öldürme suçunu , yine şüphelinin maktulü ateş etmesi sonucu belediyeye ait duvar ve eşyaların da isabet alarak zarar görmesi nedeniyle şüpheli hakkında mala zarar verme suçundan da soruşturma yürütülmüş olup, mala zarar verme eylemlerinin TCK 44/1 maddesinde düzenlenen fikri içtima kapsamında olduğu, fikri içtima hükümlerinin uygulanması gerektiği bu durumda kasten öldürme suçunun mala zarar verme suçuna nazaran daha ağır olduğu ve şüphelinin fikri içtima kuralı gereğince daha ağır cezai müeyyideyi gerektiren kasten öldürme suçundan sorumlu bulunduğu, suçta kullanılan silahın 6136 sayılı kanuna göre yasak nitelikli olması nedeniyle 6136 sayılı kanuna muhalefet suçunu işlediği , yine müştekiler Ümit Kaya, Gökhan Sakar, Cemil Sayın ve Hasan Ciniviz’e olay yerinden kaçtığı sırada silah doğrultarak “size de sıkarım ” demek suretiyle zincirleme şekilde silahla tehdit suçunu işlediği anlaşılmıştır.”
Katil zanlısı Mikail Güvenir 13 Haziran’da hakim karşısına çıkacak.