Siyaset yapma tarzı üzerine…
Siyaset yapmak her şeyden önce toplumsal sorunlara çözüm bulmanın bir aracı olarak kurumsaldır.
Çünkü toplumlarda üretileni dağıtmak,yetenekleri yönetmek ve bir düzen kurmanın aracıdır siyaset yapmak.
Toplumsal bir kurum olan siyaset kaçınılmaz ve vazgeçilmez ve zorunlu olan ilişkiler sistemidir.
Toplumsal sorunların çözümü kaçınılmaz olarak siyasetdir.
Fakat belirli bir siyaset sisteminin içinde yönetme ve zenginleşme hırslarını tatmin etmeyi hedefleyen,beceriksiz,kifayetsiz muhterisler,haddini bilmeyen züppeler,kibirli ve toy siyasetçilerin,sorumsuz ya da ahlaksızların yönetiminde halka hizmet dümeni adı altında hak,hukuk adalet söylemleri ile kendi dümenlerini çeviren oligarkların at koşturduğu ve halkın da seyirci kaldığı bir siyaset ortamındayız ne yazık ki.
Halkımızda bu türden zübüklerin yaptığı siyaseti siyasetin tarzız zannettiği için ya siyasetin dışında kalır yada bu zübüklerin bir parçası olarak kendi gemisini yürütmeye çalışır.
Sonuçta benim hırsızım iyidir diyerek kendisine düşecek payı bekler.
Türkiye’de uzmanlar işlerini yapmaya çalışıyorlar gerekli uyarılar zamanında fazlası ile yapılıyor zaten.
Örneğin;Türkiye depreme halen hazır değilse,kentler halen dönüştürülmemişse,toplum deprem kültürü edinememişse,kaynaklar halen konserlere ayrılıyorsa,partilere yapılan hazine yardımları popülist siyasetçilerin emrine verilmişse ve siyasetçi kısa yoldan zenginleşme arayışına gidiyorsa manzara ortada demektir.
Sadece bundan dolayıdır ki siyaset yapma tarzı bugünkü sorunlara çözüm bulabilme anlayışından oldukça uzaktır.
Türkiye’yi yönetme zorlukları ortadadır.
Coğrafya kaderdir ve jeopolitik zorunluluklar vardır.
Fakat siyaset yapma düzeyimiz bunları kavramaktan uzaktır.
Bu gibi durumlarda toplum ya çözüm ve proğram odaklı siyasetçi tipini bulup işbaşına getirecektir bu şekilde büyüyen sorunlar çözülecektir.
Ya demagog siyasetçilerin elinde yıkıma gidecektir.
Ya da nitelikli siyasetçilerin omuzları üzerinde yükselecektir.