Toplumsal cinsiyet eşitliği ne demek ki? / Editör’den
İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çekilmesinden sonra, kadın hakları ile ilgili söylemler daha da yüksek sesle dile getirilmeye başlandı.
Öyle bir hava yaratıldı ki; sanki kadınları koruyan yasalar yokmuş da İstanbul Sözleşmesi’nden sonra kadınlar korunmaya alındı gibi bir algı oluşturulması hedeflendi.
Kadın-erkek eşitliği kavramı ile birlikte sözüm ona “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” gibi ucube bir kavram da belleklere yerleştirilmeye başlandı.
Bu da nereden çıktı, diyeceksiniz şimdi.
Yabancı fonlarca desteklenen bazı kadın örgütleri ve LGBT örgütlere yapılan yardımların devasa boyutlara ulaştığı kamuoyunca bilinmektedir.
Toplumda cinsiyet olarak “kadın ve erkek” olduğu herkesin malumudur.
Ne demek toplumsal cinsiyet eşitliği?
Bunu dillendirenler ve bu başlıkla toplantılar yapanlar çıksın, bunu açıklasın!
Öyle kapalı kapılar ardından bir takım entel –dantel takımı da toplumun aklını karıştırmasın.
Batı’dan dayatılan emperyal kültürün bir dayatması olan LGBT’yi meşrulaştırmak isteyenlerin dayatması kabul edilemez.
Kamu kurumları da bu dayatmaya alet edilemez.
Bir de bu iş solculuk adına -yok efendim insan hakları- adına piyasaya sürülüyor. İnanın insanın bunların yüzüne tüküresi geliyor.
İşte dayatılan kavramın ne anlama geldiği burada ortaya çıkıyor.
Toplumsal ve aile yapımızı bozmak isteyen bu kavramı bize ahlaksızca ve hayasızca dayatmaya çalışan emperyalist fonlar ve onların buradaki enstrümanları şunu bilsinler ki asla hedeflerine ulaşamayacaklardır.