Türkiye’de Türk Lirası! / Niyazi Koç yazdı
Herşey, 11 Ağustos 1989 yılında Özal hükümetince çıkarılan, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı yabancı paraların yurt içinde serbestçe dolaşımına tabi olması ve serbestçe dolaşımına izin verilmesiyle başladı aslında.
Bu geçişle birlikte Türk Lirası yıllar içinde fiyatlandırmada etkinliğini kaybetti.
2000’li yıllarda, “Özelleştirme” adı altında kamu varlıklarının satılarak elde edilen döviz gelirlerinin yanında, reel olarak yüksek faizlerle dış sermayeye cazip hale getirildi.
Bunun sonucunda, ülkede döviz bolluğu yaşanırken Türk Lirası da aşırı şekilde değer kazandı.
Bu süreçte, enflasyon yüksek olmasına rağmen sürekli düşük gösterilirken, ithal ürünler ve ithal ara ürünler iç pazara hakim oldu.
Böylece, ülkede çift para kullanılmakta olup çift kur sistemi çıkmazına girildi.
Oysaki; bir ülkede ulusal para dışında başka paralar kullanılmaz.
Ekonomi, çift paralı bir hale getirildi.
Sonrasında ise döviz –faiz ve kur kıskacında bugünlere gelindi.
Yıllarca, alınan satılan her şey dolarla kıyaslandı.
Dolar, günlük yaşama girince vatandaş da dolar ile yatıp dolar ile kalkmaya başladı.
Her yerde, her ortamda, herkeslerin ana gündemi dolar oldu.
Türk Lirası her ortamda; dolar ile kıyaslanınca dolar yaşamın her anında etkisini hissettiriyor.
Ülkemiz ekonomisinde, döviz işgaline son verelim, Türk Lirasını güçlendirelim.
Bu iş sadece, “Senin dolarla ne işin var” demekle olmaz.
Öncelikle, yerli ve milli bir kambiyo rejimine geçilmelidir.
Türkiye’deki her türlü alım ve satım işlemi Türk Lirası olarak yapılmalıdır.
Umarım, 2022 yılı tüm dünyada ve ülkemizde dolar saltanatının yıkıldığı bir yıl olacaktır.