Vicdanınız ve 65 can kaç Soner Çetin eder? /Editör’den
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler sonrasında Çukurova ilçesinde 11 bina yıkıldı ve 418 kişi hayatını kaybetti. Bu yıkılan binalardan 65 kişiye mezar olan Tutar Apartmanında ise resmen cinayet işlendiği, göz göre göre ölümlere sebep olunduğu belgelerle ortaya çıktı.
NEDİR BU TAKİPSİZLİK FURYASI?
Tutar apartmanının yıkılan C blokuna ilişkin yürütülen soruşturmada, belge ve iddialara rağmen ilk bilirkişi raporu dikkate alınarak kolon-kiriş kesme iddialarına takipsizlik kararı verilmesi de akıllarda soru işareti yarattı. Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin hakkında verilen bazı takipsizlik kararlarını da uyuşturucu baronu olduğu ortaya çıkan savcı Osman Yarbaş vermişti.
Hormon, terörle iltisak, akraba kıyağı, düşük bedelle arsa satışı, hormonlu binalar, meclis üyesine dayak, paralı anketlerle her yıl en başarılı başkan seçilmek, imar yolsuzluğu, gizlenen vergi borçları ve onlarca usulsüzlüğe rağmen korunup kollanan ve aklanıp paklanan Soner Çetin, 65 kişiye mezar olan Tutar Apartmanı davasında da yine aklanacak mı?
Peki 65 can kaç Soner Çetin eder? Hatta vicdanınız kaç Soner Çetin eder?
HERŞEY ORTADA
Tutar Apartmanı soruşturmayı yürüten savcının, binaya ilişkin istenen ikinci karot örneği testinin sonuçları gelmeden takipsizlik kararı verdiği de resmen ortaya döküldü. 21 Temmuz’da sonuçlanan ve bu hafta sisteme işlenen İTÜ raporunda ise basınç dayanımı sonuçlarının ilk rapora göre yaklaşık beş kat yüksek çıktığı görüldü. Yıkılan binaya ilişkin savcılık tarafından 7 Nisan’da İstanbul Teknik Üniversitesi’nden ikinci bir karot testi talep ettiği ancak savcının bu testin sonucunu beklemeden 22 Haziran’da takipsizlik kararı verdiği ortaya çıktı.
GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA
Tutar Apartmanı cinayetiyle ilgili bir detayda Cumhuriyet’te yer aldı.
Cumhuriyet’ten Çağdaş Bayraktar’ın haberine göre işin içinde görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal var.
Kayıp yakını ve Tutar apartmanı davası avukatı Gülsüm Özdoğru, “Yıkımın binada kullanılan malzemenin kalitesizliğinden veya zeminden kaynaklanmadığı artık bir raporla sabittir” derken “İlk raporda C5 ve C7’ye denk gelen beton kalitesi diğer raporda C25-C30’a denk geliyor. 1975 deprem yönetmeliğinde beton kalitesinin C14 olması yeterli. İki rapor arasındaki uçurum aşikar. Savcılık tarafından yürütülen soruşturmanın etkinlikten çok uzak olduğu ortada” ifadelerini kullandı. Bu rapor sonrası savcı ile görüştüğünü belirten Özdoğru şunları söyledi:
“Savcılığın İTÜ gibi ülkemizin gözde kurumlarından birinden bizzat talep etmiş olduğu karot testi sonuçlarını beklemek yerine bölgesel bir laboratuvar sonuçlarından hazırlanan bir bilirkişi raporuna dayanarak derhal takipsizlik kararı vermiş olduğu anlaşılır değil. Kendisiyle dün yaptığım birebir görüşmede kendisine neden iki yerden rapor talep edip de birisinin sonucunu beklemeden karar verdiğini sorduğumda, “İlk raporun sonuçları çok net” yanıtını aldım.
Oysa İTÜ’den gelen sonuçların ilk rapordaki tezi çürüttüğü ortada. Dosyadaki şüpheliler hakkında verilen takipsizlik kararının derhal kaldırılması, soruşturmanın derinleştirilerek yeniden yapılması, binada yapılan tadilatların her yönden detaylıca araştırılması ve kaçma tehlikesi bariz olduğundan şüpheliler haklarında tutuklama kararı verilmesi elzem ve zaruridir. Aksi hiçbir kararın hukuki dayanağı bulunmamakta, hatta TCK m. 257’de düzenlenmiş olan görevi kötüye kullanma/ görevi ihmal suçunun unsurlarını taşıdığı kanaatindeyim.”