Yorgun demokratlar!..
Yorgun demokrat kavramı 80’lı yılların sonundan itibaren çok konuşulan ve türküler söylenen bir tanımlama olmuştur. 12 Eylül dönemi Türkiye solunun üzerinden bir silindir gibi geçmiştir. Çok sayıda insan arkadaşlarını kaybetmiş, bir çoğu cezaevlerine atılmış, bir çoğu da Avrupa ülkelerinde sığınmacı konumuna düşmüş, birçoğu teslim olmuş ve derin bir sessizlik içerisinde köşelerine çekilmişti.
O dönemi; Türküleri ile en iyi anlatan Ahmet Kaya “Yorgun Demokrat” adını verdiği tiplere artık susmayın diyerek…
“Bu yolda dönenler oldu,
Mum gibi sönenler oldu.
Yar göğsüne baş koymadan
Vurulup düşenler oldu
Bir sen kaldın geride
Ah akıp gidiyor hayat
Yüreğim anlıyor seni
Artık susma yorgun demokrat”
Ne var ki susmaya devam etti yorgun demokratlar.. Zamanla çoluk çocuğa karıştılar, ticarete atıldılar, para kazanmanın yollarına baktılar. Giderek hatıralarını hikayeleştirip anlatan ve satan tüccarlara dönüştüler. Fakat düşe kalkıp bata çıka yaşadığı travmaların etkisinden kurtulamadılar, içki sofralarında içtikçe hayıflandı ve içlendiler ve “Hayır, hayır, hayır!” dediler.
90’lar, 2000’ler derken sarhoşluğu geçti, yorgunluğu da geçti yorgun demokratların. Ve yorgun demokratlar oldu “Durgun demokrat.” Durgun olunca bütün hayırlar önce “Yetmez ama evet” e dönüşüverdi.. Sonraları da “Evet” dönüştü..
Şimdi ise günümüzün aranan sahte kahramanlarındadır. Kendilerini hep müstesna kahraman havası vermeye özen gösterirler. Nedense de hep kendilerine demokratlar.
Bu kendilerine demokrat tipleri hemen tanımak mümkün; bunlar her şeye kuşku ile yaklaşırlar. Her şeye bir kulp bulma meraklısıdırlar.
Bunlar ama’sı, lakin’i, çok olan kuşkucu tiplerdir. Gerçek sadece onların gördüğüdür ve yalnızca o kadardır. Görünmeyi ve görülmeyi çokseverler. Demogojiye ve laf kalabalığına bayılırlar. Ağızları iyi laf yapar, herkese, her yere laf yetiştirmeyi severler. Çok zorda kalırlarsa yalana ve iftiraya başvurmaktan kaçınmazlar. Her şeyi bilen allameler gibidirler. Özellikle de klavye başındayken. Ama yıllardan beri ellerine bir kitap dahi almamışlardır.
İyi birer hatıra tüccarıdırlar. Komplo teorilerine, şehir efsanelerine, söylentilere ve teranelere hem inanıp hem de anlatmaya bayılırlar. Onlar tek başlarına yaşayamazlar, ancak çokluğun içinde olabiliyorlar. Sosyal medya mecrasında aktiftirler. Gaz alıcı eylemlerin başlıca müdavimlerindendir. Hep bir yerlerde görünme arzusundalar, her resimde görünme meraklısıdırlar .Mazeretleri çoktur, bir çokları sosyal demokrat oldular belediyelerde bir iş kapmak için, bir çokları hatıraları ile yalanlara devam ediyorlar. Bir çokları da sessizce köşelerine çekilip çoluk çocuğa karışıp eriyip gittiler.
Yorgundular, durgun! oldular ve…